1 Ocak 2025 Çarşamba günü üç aylar başlamıştı. 21 Aralık 2025 Pazar günü tekrar üç aylara ulaştık. Böylece aynı yılda ikinci kez üç aylar idrak ediliyor. Miladi takvimle Hicri takvim arasındaki gün farkından dolayı 32-33 yılda gerçekleşen bu güzel tevafukla mübarek iklim erken başladı. 25 Aralık 2025 Perşembe’yi Cuma’ya bağlayan gece de Regaib Kandili’ni idrak edeceğiz inşallah.
İslâm dininde müstesna zaman dilimleri vardır. Üç aylar adıyla bilinen “Recep, Şaban ve Ramazan” ayları, bizler için müstesna zaman dilimleridir. Bu müstesna zaman dilimlerinin içinde “Regaib, Kadir, Miraç ve Beraat” gibi mübarek gecelerin varlığı, üç ayları daha da önemli kılmaktadır.
Peygamber Efendimiz (s.a.v)’in mübarek üç aylara ulaştığında “Allah’ım! Recep ve Şaban aylarını hakkımızda mübarek eyle, bizi Ramazan ayına ulaştır” diye dua etmiştir.
Recep ve Şaban ayları, bize Ramazan ayının yaklaştığını müjdeleyen, bizi bu mübarek aya hazırlayan, motivasyonumuzu artıran aylardır. Dolayısıyla “Allah’ım! Recep ve Şaban aylarını hakkımızda mübarek eyle, bizi Ramazan ayına ulaştır” duası, tam da bunu ifade etmektedir.
Müslümanlar, üç aylarla birlikte yeni fırsatlar yakalar. Recep, Şaban ve Ramazan aylarıyla yeni bir manevi iklime girilir. Recep ve Şaban, bir nevi Ramazan ayına hazırlık aylarıdır. Bu aylarda oluşan motivasyonla Ramazan ayında gerçek anlamda nefis muhasebesi yaparak günahlarımızdan tövbe edersek tam ve kâmil manada kulluk bilincimizi kuşanabiliriz. İşte bu, en büyük fırsattır.
Üç aylar dediğimiz “Recep, Şaban ve Ramazan” aylarının özel bir anlamı olduğunda, bu ayların müstesna zaman dilimleri olduğunda ve mübarek olduğunda hiç şüphe yoktur. Bu ayların önemi ve fazileti gerek Peygamber Efendimiz (s.a.v)’in söz ve uygulamalarında, gerekse içinde bulunulan müstesna gecelerde görülmektedir.
Bu aydaki önemli gecelerden birisi de “Miraç Kandili”dir ve Peygamberimiz’in (s.a.v.) kutlu yolculuğu bu gecede olmuştur. Kur’an-ı Kerim’de “Kulunu (Muhammed’i) bir gece Mescid-i Haram’dan (Mekke’den), kendisine bir kısım ayetlerimizi göstermek için, etrafını mübarek kıldığımız Mescid-i Aksâ’ya (Kudüs’e) götüren Allah’ın şanı yücedir. Doğrusu O, işitir ve görür” (İsra Sûresi, 1) buyurulmaktadır. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) Miraç gecesinde “Beş vakit namaz, Bakara Sûresi’nin son üç ayeti (Amenerresulü) ve bu ümmetten Allah’a şirk koşmayan kimselerin günahlarının bağışlanacağı” müjdesinin verildiğini bildirmiştir. Bundan dolayıdır ki “namaz, müminin miracı”dır.
Mübarek ayların ikincisi Şaban ayı da yine affa ve mağfirete ulaşmak için fırsatların olduğu bir aydır. Şaban ayının on beşinci gecesi “Beraat Gecesi”dir ve bu gecenin, fecre kadar rahmet, bereket ve tövbe imkânıyla dolu olduğunu müjdeleyen Peygamber Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Şaban ayının on beşinci gecesi olduğunda o geceyi ibadetle geçirin, gündüzünde de oruç tutun. Çünkü yüce Allah, bu gece güneşin batışından fecre kadar (olan sürede) dünya semasına rahmetiyle tecelli eder ve ‘Tövbe eden yok mu, tövbesini kabul edeyim! Rızık isteyen yok mu, rızık vereyim! Şifa isteyen yok mu, şifa vereyim! Başka isteği olan yok mu, ona da istediğini vereyim’, buyurur” (İbn Mace, Sünen).
Üç ayların sonuncusu Ramazan ayı ise on bir ayın sultanıdır. Ramazan ayının fazileti ve önemi; Müslümanlar için kurtuluşa vesile olacak fırsatları öyle büyüktür ki, onu anlatmaya satırlar kifayet etmez.
Hüküm, hikmet ve anayasa kitabımız Kur’an-ı Kerim bu ayda indirilmiştir. Bu konuda Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyurulmaktadır: “Ramazan ayı, insanlara yol gösterici, doğrunun ve doğruyu eğriden ayırmanın açık delilleri olarak Kur'an'ın indirildiği aydır. Öyle ise sizden Ramazan ayını idrak edenler onda oruç tutsun. Kim o anda hasta veya yolcu olursa (tutamadığı günler sayısınca) başka günlerde kaza etsin. Allah sizin için kolaylık ister, zorluk istemez. Bütün bunlar, sayıyı tamamlamanız ve size doğru yolu göstermesine karşılık, Allah’ı tazim etmeniz, şükretmeniz içindir” (Bakara Sûresi, 185).
Nefsin terbiye ve tezkiyesi için önemli eşiklerden birisi olan oruç ibadeti, bu ayda farz kılınmıştır. Kur’an-ı Kerim’de bu konuda şöyle buyrulmaktadır: “Ey iman edenler! Sizden evvelkilere (ümmetlere) yazıldığı gibi sizin üzerinize de oruç yazıldı/farz kılındı. Ta ki korunasınız” (Bakara Sûresi, 183).
Ramazan ayı öyle bir aydır ki; bin aydan daha hayırlı, yani 83 yılı mütecaviz bir zaman dilimini ifade eden Kadir Gecesi bu aydadır. Kadir Gecesi’nin fazileti hakkında Kur’an-ı Kerim’de “Şüphesiz, biz onu (Kur’an’ı) Kadir Gecesi’nde (Levh-i Mahfuz’dan dünya semasına) indirdik. Kadir Gecesi’nin ne olduğunu sen bilir misin? Kadir Gecesi, bin aydan daha hayırlıdır. O gece melekler ve Ruh Rabbinin izniyle (o sene takdir edilen) her iş için arka arkaya iner. O gece tan yeri ağarıncaya kadar selam ve esenliktir” (Kadir Sûresi, 1-5) buyrulmaktadır.
Başka bir ayet-i kerimede ise bu gecede her hikmetli işin, en çetin ve derin problemlerin halledileceği belirtilerek şöyle buyrulmaktadır: “Biz onu, mübarek bir gecede (Kadir Gecesi’nde) indirdik. Çünkü biz (onunla) uyarıcılarız. Her hikmetli iş o gecede ayırt edilir (en çetin ve derin problemler halledilir)” (Duhan Sûresi, 4-5).
Kur’an-ı Kerim’de “(Habibim) Kullarım sana beni sorunca (haber ver ki) işte ben muhakkak yakınımdır. Bana dua edince ben o dua edenin davetine icabet ederim. O halde onlar da benim davetime (itaat suretiyle) icabet ve bana imanda devam etsinler. Ta ki kurtuluşa ersinler” (Bakara Sûresi, 186) buyrularak dua ile Rabbimiz’e sığınmamız gerektiği hatırlatılmaktadır.
Mübarek üç aylar, motivasyonumuzu zirveye ulaştırmak, üzerimizdeki ataleti atıp yeniden büyük bir iştiyakla Rabbimize sığınıp kurtuluşun kapısını aralamak için yeni bir fırsat olduğunu hatırımızda tutmak gerekir.
Allah-u Teâlâ, ümmet-i Muhammed’e feraset nasip etsin. Müslümanlara, fetret döneminden çıkmak için irade, gayret ve dirayet nasip etsin. Müslümanların eski izzetli ve şerefli günlerine kavuşma yolunda ceht ve sebat ihsan etsin (âmin).