Teklifimdir;

Saadet Partisi lideri Mahmut Arıkan'ın seçkin bir topluluk önünde, enfes bir sunumla açıkladığı "Türkiye Kalkınma Planı", cep kitapçığı olarak basılmalı ve dağıtılmalıdır.

Saadet lideri Mahmut Arıkan'ın sözünü ettiği bölge bölge, il il, ilçe ilçe yatırım ve istihdamın ayrıntıları, tek tek iller ve ilçeler, bölgeler zikredilerek kitapçık olarak yayımlanmalı.

Halk, nerede ne yapılacağını, hangi fabrikaların kurulacağını, hangi şehirde ve ilçede ne kadar istihdam sağlanabileceğini somut olarak görmelidir.

Bu kitapçık, cep kitapçığı boyutlarında basılmalı ve otobüste, metroda, minibüste, metrobüste, trende, uçakta, hemen her mekânda rahatça okunabilmelidir.

Lüks bir kâğıda değil; maliyeti düşük olması için hani eskiden teksir kâğıdı dediğimiz kalitede kâğıda basılmalıdır, bu cep kitapçığı.

Kitapçık, büyük puntolarla ve rahat bir sayfa tasarımı ile basılmalıdır.

Bazı sayfalara örnek fotoğraflar ya da çizimler de konulmalıdır.

Şöyle bir gaile, endişe de olmamalıdır; "Ya, biz şimdi bu planımızın ayrıntılarını açıklarsak rakiplerimiz bu planımızı çalar!"

Alan alsın! Kopyalayan kopyalasın!

Yeter ki sahiplenilsin ve de hayata geçirilsin!

Sonuçta bunun getirisi yine dönüp dolaşıp Saadet'e yazılacaktır.

Milletimiz kazanacaktır.

Mutlak talep edilen de bu sonuç değil midir, zaten!

Bilmem yanılıyor muyum?

***

Saadet Partisi tarafından hazırlanan ve basılması faydalı olacak Türkiye Kalkınma Planı cep kitapçığı;

* Bütün muhtarlara,

* Bütün belediyelere,

* Bütün belediye meclis üyelerine,

* Bütün milletvekillerine,

* Bütün siyasi parti genel başkanlarına,

* Bütün il ve ilçelerde siyasi parti temsilciliklerine,

* Bütün genel müdürlere,

* Bütün daire başkanlarına,

* Bütün bakanlara,

* Bütün valiliklere,

* Bütün kaymakamlıklara,

* Bütün köy dernek başkanlarına,

* Bütün gazete genel yayın yönetmenlerine,

* Bütün yazarlara,

* Bütün gazetecilere,

* Bütün yorumculara,

* Bütün sanal medya fenomenlerine,

* Bütün internet sitesi yöneticilerine,

* Bütün internet editörlerine,

* Bütün çizerlere,

* Bütün mahalli gazetelere ve gazetecilere,

* Bütün araştırmacılara,

* Bütün sivil toplum kuruluşlarına,

* Bütün üniversite rektörlerine,

* Bütün dekanlara,

* Bütün üniversite hocalarına,

* Bütün gurbetçi dernek başkanlarına,

* Bütün sanayi ile ilgili, yatırım ve üretimle ilgili çalışma yapanlara gönderilmelidir.

Liste elbette uzatılabilir...

* Amaç, Millî Görüş'ün ortak olduğu hükümetlerde nasıl ki ülkemiz fabrikalarla, üretim merkezleri ile donatıldıysa...

* Yaşanabilir Bir Türkiye, Yeniden Büyük Türkiye ve Yeni Bir Dünya umdeleri çerçevesinde, yeni dönemde de aynı mantalitenin uygulanabilirliğini, devam edeceğini somut olarak ortaya koymak...

 

BAŞÖRTÜSÜ KANUNU NE OLDU?

Hatırlayacaksınız...

Çok uzun yıllar önce değil...

Daha kısa bir süre önce...

Önce ana muhalefet partisi CHP (Kemal Kılıçdaroğlu döneminde) kanun marifetiyle...

Sonrasında da iktidar partisi AK Parti, Anayasa değişikliği talebiyle kamuoyunun önüne çıktılar.

Konu, başörtüsü kanunu idi...

Malum, şu anda başörtüsü üniversitelerde, kamuda serbest ama bu özgürlük tabir yerindeyse 'pamuk ipliği'ne bağlı!

Hâlbuki yasal çerçeve ile sağlanan bir özgürlük olmalı...

***

İşte tam da bu bağlamda...

Her iki siyasi parti de, CHP ve AK Parti, önemli birer adım attılar...

Başörtüsü özgürlüğünün kesin teminat altına alınması anlamında...

* CHP kanun marifetiyle...

* AK Parti ise daha köktenci bir öneri ile, Anayasa değişikliği yoluyla başörtüsü özgürlüğünün yazılı metne dönüştürülmesi, bu önemli özgürlüğün pamuk ipliğine bağlı kalmaması açısından bir düzenleme yapılması iradesini ortaya koydular.

Her iki karar da alkışlanması icap eden kararlardı.

Toplum, her iki girişimi de olumlu karşıladı.

Esasen, hangi partinin ya da partilerin imzaları da o kadar önemli değil!

Önemli olan, başörtüsü özgürlüğünü yasal ya da anayasal bir çerçeveye oturtmak!

Böyle bir karar fevkalade güzel olacaktı.

Fakat araya seçimler girdi, gündem değişti vb...

***

Bu aralar TBMM'de özellikle yargı paketleri gündeme geliyor.

Bu paketlerden birine başörtüsü özgürlüğü de eklenemez mi?

Üstelik Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin (TBMM) mevcut sandalye dağılımını göz önünde bulundurduğumuzda...

* AK Parti, Yeni-Yol (Saadet, Gelecek ve Deva partileri), MHP, CHP, DEM Parti, İYİ Parti... Ve grubu bulunmayan Yeniden Refah Partisi, Hüda-Par gibi siyasi partiler...

Tümünün bu yasayı onaylayacağı kesin!

AK Parti ve CHP’nin bu yönde ortaya koydukları iradeyi tamamına erdirmeleri, kamuoyu tarafından da takdirle karşılanacaktır, hiç kuşkusuz.

***

Erdoğan ve Özel’e buradan çağrımız şudur; bu kararı alan Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) üyeleri her daim alkışlanır.

Bir zamanlar bu ülkede TCK 163. madde vardı.

Eskiler hatırlar; masum pek çok dindar insana, çok ağır mağduriyetler yaşatan TCK’nın o meşhur 163. maddesi.

1991 yılında, Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın cumhurbaşkanlığı döneminde kaldırıldı. İyi de oldu!

Şimdi TBMM’nin önünde gecikmeyle de olsa, altın bir fırsat var; başörtüsü yasağını bir daha gelmemek üzere tarihin çöp sepetine yuvarlasınlar!

 

UNUTMA, UNUTTURMA; GAZZE'DE 300 BİN ÇADIRA İHTİYAÇ VAR!

Gazze...

Güya ateşkes var; Hemen her gün soykırımcı, işgalci İsrail terör örgütü saldırıyor da saldırıyor!

Kış kapıda, soğuklar başladı... Gelen haberlere göre;

* Gazze Şeridi sakinlerinin 300 bin çadıra ve kışlık giysilere ihtiyacı var. Gazze Şeridi’nde yaşayan Filistinliler, hâlâ savaşın olumsuz sonuçlarının ve yardımların azlığının sıkıntısını çekiyor!

* Gazze’de kış mevsiminin yaklaşmasıyla birlikte çadır ve mutfak tüpü yokluğunda yaşanabilecek felakete dikkat çekmek istiyoruz.

* İşgal güçleri, insani yardım girişini engellemeye devam ediyor.

* Gazze Şeridi’nde yerlerinden edilen ve açıkta ya da yağmurdan ve soğuktan korumayan elverişsiz eski çadırlarda yaşayan bir buçuk milyon insanın çektiği sıkıntılar sürüyor.

* İşgal güçleri, savaşın başından bu yana uyguladığı aç bırakma, yerinden etme ve soykırım taktiklerini sürdürüyor.

---