Saadet Partisi Amasya İl Başkanı Ahmet Necati Cevher aradı. Şunları anlattı;

“Ramazan Bayramı’ndan hemen sonra Amasya’nın tarihi ve en önemli ibadet mahalli olan Sultan Bayezid Camii’nin kapısına kilit vuruldu.

Sorduk soruşturduk, restore edileceği için caminin kapatıldığı ifade edildi.

Biz bugüne kadar cami restorasyonları çok gördük. Hele hele özellikle de İstanbul’da Osmanlı’dan kalma camilerin tamir ve restorasyonlarını çok müşahede ettik. Cami tamir edilirken bir kısmı ibadete açık oluyor. Bir yandan da tamirat ve onarım sürüyor. İşte Sultanahmet, işte Fatih Camii hep benzer süreçlerden geçti. Ama hiçbir zaman hiçbirinin kapısına tam anlamıyla kilit vurulmadı.

Şimdi bize denilen şu oldu: ‘Sultan Bayezid Camii 700 gün boyunca tamamen kapalı kalacak.’ Neden efendim, niçin? Biz de istiyoruz ki, cami onarılırken en azından bir bölümünde ibadet yapılabilsin. Yetkililerden bu yönde bir adım atmalarını bekliyoruz…” 

***

Vatani görevimi Amasya’da, “Er Yatağı”nda yaptım.

Bu yüzden Sultan Bayezid Camii’ni de çok iyi biliyorum… Yemin töreninden sonra kışladan çıktıktan sonra ilk gittiğim mekânlardan birisi Sultan Bayezid Camii oldu.

Bu cami ve külliye hakkında biraz da bilgi vermek istiyorum…

*  Sultan II. Bayezıd adına 1486’da Amasya Valisi Şehzade Ahmet tarafından; cami, medrese, imaret, türbe, şadırvan ve çeşmeden ibaret külliye olarak yapıldı.

*  Caminin doğusunda, (L) plânlı imaret yapısı bulunmakta. Burası da, esas fonksiyonuna uygun olarak Amasya Valiliği Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’nın aşevi olarak faaliyet göstermekte.

*  Mihrap, minber ve taç kapısı genel olarak sade olup beyaz mermerden özenli biçimde yapılmış.

*  Yapı, ihtişamlı taç kapısı, kitabesi, silmeleri, statikleri ile zarif ve oldukça özenli.

*   15.yüzyılın son çeyreğinde yan mekanlı camii mimarisinin gelişmiş bir örneği

*  Caminin batısında, (U) planlı revaklı açık avlulu, onsekiz hücreden ibaret medrese yer almakta. Yapı günümüzde İl Halk kütüphanesi olarak kullanılmakta.

*  Her iki minare hizasında bulunan yaşlı çınar ağaçlarının külliye ile yaşıt olduğu tahmin edilmekte.

*  Ayrıca ahşap pencere kanatları, 15. y.y. ahşap kündekari tekniğinin en güzel örneklerinden…

***

Vakıflar Genel Müdürü Adnan Ertem bey ve de Tokat Vakıflar Bölge Müdürlüğü’nün pek sayın yetkilileri; “Sultan Bayezid Camii’ni onarmayın!” demiyoruz. Ama en azından bir kısmı ibadete açık kalsın...

Amasya halkının sizden talebi ve ricası budur efendim…

ALİ NAR HOCA’YA RAHMETLE…

İslami İlimler, Kültür ve Edebiyat Vakfı (İSEV) tarafından, 16 Temmuz 2016 Cumartesi günü (yarın) önemli bir toplantı düzenleniyor; “Ali Nar Hoca’yı Anma Programı.”

Merhum Ali Nar’ın vefatının sene-i devriyesi (vefatı, 16 Temmuz 2015) dolayısıyla ifa edilen toplantı, Türkiye Yazarlar Birliği İstanbul Şubesi’nin Sultanahmet’teki merkezinde, saat 18.00’de.

Toplantıdan önce de öğle namazını müteakip Edirnekapı Şehitliği’nde mezarı başında Kur’an okunacak, dua edilecek.

***

İSEV Başkanı Siyami Akyel, bu yılın başlarında sohbet ederken,“Ali Nar Hocamızın bize bıraktığı mirası gelecek nesillere en iyi şekilde aktarmak ve anlatmak için elimizden gelen çaba ve gayreti göstereceğiz. Ali Nar’ın 70 kadar kitabının yeniden basımı için bir çalışma içindeyiz. İnşallah Fatih’te, Feyzullah Efendi Sokak’ta bulunan vakıf merkezimizde periyodik sohbetler başlatma niyetindeyiz…” demişti.

Merak ettim; acaba bu kitapların basımına başlandı mı? Ve de Feyzullah Efendi Sokak’ta bulunan vakıf merkezinde “periyodik sohbetler” yapılıyor mu, an itibariyle?

***

Ali Nar Hoca’nın kim olduğuyla ilgili kısa notlar da aktarmak istiyorum, bu vesileyle;

*  1938 Erzurum’un Hasankale doğumlu.

*  Edebiyat zevkini Mahir İz’den aldı.

*  Ömer Nasuhi ve Ahmed Davudoğlu hocalardan da feyzlendi. 

* Necip Fazıl’dan çok etkilendi.

*  1964’te Diyarbakır İmam-Hatip okulunda öğretmenliğe başladı.

*  İstanbul ‘da başladığı yazın hayatına Diyarbakır’daki “Yeni Şark Postası” adındaki mahalli gazetede devam etti.

*  “Fetih” ilk basılan kitabı (piyes).

*  M.T.T.B’nin (Milli Türk Talebe Birliği) açtığı tiyatro yarışmasında birinci olan “Muhtar Kafası” piyesi basıldı ve Türkiye’de yüzden fazla yerde sahnelendi.

*  1975’te eğitim ve araştırma maksadıyla burslu olarak Irak’a ve Ortadoğu ülkelerine gitti.

*  Sezai Karakoç’la tanışması Ali Nar’ın yazı hayatına yeni bir sayfa açtı.

*  Türkiye ve İslam dünyasının ilk bilim-kurgu romanı olan Uzay Çiftçileri kitabının yazarı. Ali Nar’ın 50 civarında eseri yayınlandı.

*   1986’larda Dünya İslami Edebiyat Birliği’ni kurdu. 1989, 1991, 1994, 1996’larda İstanbul’da Dünya İslami Edebiyat Konferanslarını tertipledi. 1997’de Dünya İslami Edebiyat Birliği’nin Türkiye Şubesini, 1986’da “İslami Edebiyat” dergisini kurdu.

*  Milli Gazete ve Yeni Devir’de; Büyük Doğu, Pınar, Mavera, Yeni Sanat, Sedir, Çınar, Tohum, Hilal, İslam, M.Gençlik, Düşünce ve Hakses dergilerinde yazdı.

***

Ali Nar Hoca’ya, vefatının sene-i devriyesinde rahmet diliyorum…

BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ?

* Uzun süre Milli Gençlik Vakfı Başkanlığı yapan, Milli Görüş lideri, önceki Başbakan Prof. Dr. Necmettin Erbakan Hocamızın hemen yanında uzun yıllar vazife icra eden Nevzat Laleli’nin “Bir Ömür İnançla Taşıdığımız Gömlek: MİLLİ GÖRÜŞ” isimli kitabının yakında piyasaya çıkacağını, Laleli’nin kitap hakkında, “Başlığını yukarıda verdiğim kitabım inşallah yayınlanmak üzere. Bu kitabımda 1969 ile 2016 yılları arasında neleri, niçin ve nasıl yaptığımı anlatmaya çalıştım. Ümit ederim ki gençliğimiz, bu çalışmalarımı inceleyerek  ‘İnanç varsa, imkân da vardır’ diyen Hocamız Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın yanında çalışan bu ağabeylerini hayır dua ile anarlar...” dediğini, biliyor musunuz?

NOT: Bugün, 15 Temmuz 2016, Cuma  1) Emekliler hâlâ sürünmeye devam ediyor. 2) An itibariyle asgari ücretli “nasıl geçineceğim” diye feryat ediyor. 3) Bu parlamento ve mevcut AKP iktidarı, 2011’den bu yana verdiği yeni ve sivil anayasa sözünü yerine getiremedi. 4) 28 Şubat darbesi döneminde kapatılan, yoksul-zeki Anadolu çocuklarının barındığı Başbakanlığa bağlı Vakıf Öğrenci Yurtları hâlen kilitli. Dubakalinolacak!