Kafirin oyununa gelerek, Müslüman, Müslümanla uğraşmaya

başladı.

Kanının, malının heder edilmesi için uğraşıyor.

Kafir, bizim aklımızı başımızdan aldı.

Şeytanımız ve nefsimizin, İslam ı anlamada bize sunduğu

bir çok yanlış yorumla önce Müslümanla mücadele etmeyi telkin etti.

Müslüman öldürmekten kafire sıra gelmiyor.

Kafir de İslam ülkelerinin önderlerinin beyinlerini işgal

ederek kendi çıkarlarını bizim kavgalarımız arasından çekip alıyor.

Biz, filan mı haklıydı, yoksa filanlar mı Tartışmalarını

her yerde devam ettirirken yine kendi aramızda düşmanlıklar meydana

getirmekteyiz.

Mısır ın Sisi si de, Türkiye nin Sisi si de bizdendir.

Yanlışlar kendi içimizde düzeltilmelidir.

Kafirin gelip Müslüman karşı kavgada galip gelenin

sırtını sıvazlayıp, kavgada kaybedenin de gönlünü almak için Bunları da içeri

atmayın,

yoksa demokrat yapamazsınız tavsiyesine uyarak

zalimi  sevmeye bile başlayabiliriz.

Kendiniz yüzde yüz haklı olsanız da karşıdaki Müslüman

oldukça ona silah doğrultmayınız.

Onu size kışkırtan ikinizin de düşmanıdır.

Hazreti Ali, haklı davasında mücadele ederken Cennetle

müjdelenen Aşere-i mübeşşere den bir kısmı karşı tarafta yer almıştı.

Uzun zaman birbirlerine kılıç çektiler, öldüler

öldürdüler ama birbirleri hakkında Kafir oldu demediler.

Zamanın halifesi hazreti Ali ye kendince yaptığı

yorumlarla karşı çıkanları Hazreti Ali anlıyor, kendilerine kılıç kullandığı

kardeşlerine dil kılıcını kullanmıyor.

Hazreti Ali nin torunu Ebu Ca fer Muhammed bin Ali el-Bakır,

hazreti Ali nin şöyle dediğini rivayet eder: Umarım ki, ben, Talha ve Zübeyr,

Allah ın Göğüslerindeki kini çıkarıp attık ve kardeşler olarak karşılıklı

koltuklar üzerindedirler. Onlara hiçbir zorluk dokunmaz.

Onlar oradan çıkarılacakta değillerdir.   (Hıcr süresi ayet 47-48) Buyurduğu kimseler

oluruz (Zehebi, Tarih-ül İslam, Muzaffer Can tercemesi, 1177, Tarih-ü Bağdat

18/423) İbn- Sa d Tabakat 3/113, İbn-i Ebi Şeybe, Musannef 15/269)