Son yirmi yılın gençliği bambaşka bir dünyayı yaşıyor.

Algısı, sezgisi, bakışı çok farklı. Bu dünyanın küreselleşmesi, insanların ve

gençliğin bir başka yöne yönelmesi ürkütücü. İdeolojisi, dünyası, ruhu ve

bilinci olmayan savrulan bir gençlik. Sokağa çıkan bu insanlar neyi

savundukları belli değil. Nereye gittiklerinin bilincinde değildirler.

Bugünün gençleri belli merkezlerde savrulmaya sağlayan

güçlü bir edim var. Büyük bir dalga gibi ülkeleri sarıp sarmalıyor. Bu dalga

Arap ülkelerini sarabiliyor, oradan Türkiye ye sıçrayabiliyor. İnsanları kasıp

kavurabiliyor.

Gençlik, hangi ideolojinin yöneliniminde Sokaklara

savruluşlarının gerekçesi, bahanesi özgürlük değil, bir başka şey, sınır

tanımazlık. Özgürlük denilen şeyin de sınırları var. Birileri kendilerine

sınırsız bir özgürlük dilerken başkalarının özgürlüğünü sınırladıklarının

farkında değildirler. Özgürlük denilen şey birilerinin sınırsız ve pervasız

yaşaması anlamına gelmiyor.

Müslüman ız. İnsanlığa zararı olan her durum ve nesneye

karşı mesafeliyiz. İlkelerimiz bunu gerektiriyor. Bunda da kararlıyız. Bizim

istediğimiz özgürlük alanı, insanları uçurumlara sürükleyen, sorumsuzluğa iten,

sapkınlıklara götüren bir alan değil. Özgürlük sınırları Allah tarafından

belirlenmiş ve bu tartışılamaz. Bu soklatizm değil, bu, korkutucu ve boğucu

değil. İnsanlık tarihi büyük felâketlerin bir belgiti. Geçmiş zamanda helâk

olmuş toplumlar var. Nedeni aşırılıkları ve sapkınlıkları. Sodom, Gomara

olayları bunların en belirgin olanları. Hz. Nuh (A.S.) insanlığı kurtuluş

gemisine davet ederken onlara kurtuluş sunuyordu, kötülüklerden sakındırıyordu.

Bütün peygamberlerin çağırısı insanlığın iyiliğine olan

çağrıdır. Hz. Musa kavmini sapkınlıklardan korumak için yurdunu terk etti, yeni

arayışlara girdi. Kavmini kötülüklerden korumak için yurt aradı. Yurt ararken

kavmi sapkınlıktan gene de uzak durmadı.

Hz. İsa kavmini, ümmetini doğru yola çağırırken,

sapkınlar onu dinlemedi. En yakınında bulunanlar bile ona ihanet etti.

Yahya peygamberi kendi sapkınlıkları uğruna zindanlara

attılar, mahkûm ettiler, sonra da başını kesip bir tepside kralın önüne

getirdiler.

Zekeriya peygamberi, sapkınlar zeytin ağacının kovuğunda

testere ile biçtiler. Bütün dertleri sapkın özgürlükleri içindi.

Sevgili Efendimiz Allah ın evinin olduğu Kâbe yi bile

terk etmek zorunda kaldı. Gerekçeleri, putları tanrı edinenlerin şerrinden

hicret etti. Alkol, kadın ve aşırılıkların şerri Sevgili Efendimizi hicrete

götürdü.

Sapkınlıklar için özgürlük arayışı olamaz. Bugün alkol

için savaş verenler insanlığın zararına alan açmak için savaşıyorlar. Bu, bir

özgürlük alanı olamaz. Bütün sapkınlar sokaklarda özgürlük arıyorlar. Bu

özgürlük kendileri için sınır tanımazlık ve serbestlik olabilir. Bu, Müslüman

toplumun özgürlüklerinin kısıtlanması anlamına geliyor.

Günümüz gençliği bilgiden, bilinçten yoksun. Ortaya

savrulmuş boşluklar. Egemenler bilinçli, bilgili, donanımlı bir gençlik

istemiyorlar. Onlar kendilerine gerekli olan kalifiye elemanlarla yetiniyorlar.

Kendi üniversitelerini kuruyorlar, gerekli elemanları yetiştiriyorlar. Gerisi

onlar için hiç de önemli değil. Dünya gençliği de önemli değil.

Müslümanları bekleyen en büyük tehlike budur. Başıboş bir

gençlik. İdeali olmayan bir gençlik. Bu gençlik en zararsız gençlik. Bu gençlik

en tehlikeli bir gençliktir de. Onlar, bir anda meydanlara atılabilir, bir anda

çılgınlık yapabilir, sınır tanımazlar.

İslâm, çocukların doğumundan ölümüne kadar çocuklarını

bilinçle donandırırlar. Edeple, bilgiyle, sevgiyle dolu bir gençlik.

Müslümanlar bu savruluş kuşağı gençlik için çözümler üretmek zorunda. Onları

tehlikelerden korumak zorunda. İnsanlığın geleceği için bu gerekli ve zorunlu.

Müslümanlar en küçük oluşu bile yok sayamazlar. En küçük

bir olayın nedenlerini ve sonuçlarını hakkıyla değerlendirmek durumundadırlar.

İnsanlığın geleceği için bu gerekli.

Öfke, nefret, kibir, büyüklenme insanlık için bir çözüm

değil.

Müslümanlığın hoşgörüsü, sevgisi, sapkınlıklardan uzak

duruşu insanlık için asıl özgürlük alanı. Ayrıntılar önemlidir ve en kısa

zamanda her ayrıntı üzerinde ciddiyetle durulmalı. Yoksa uçurum büyüdükçe, ara

açıldıkça önüne geçilemez.