Bilginin geniş alanına muhtacız.

Malumat, ilim, marifet gibi değişik adlarla

isimlendirdiğimiz bu alan hakkında epey bir birikim şart. Düşünmesini

istediğimiz insanlardan o tefekkürü göremeyişimiz şaşırtıcı olmasa gerek.

Düşünme birden bire oluşan bir süreç değildir.

Düşünün.

Evet sıkça bu kelimeyi kullanarak insanların bilgiyi

içselleştirmelerini arzu ediyor o güzel hasletleri göremediğimiz de ise şaşırıp

kalıyoruz. Tefekkür edin demekle düşünce olmuyor. Muhataplarımızı bu çileli

yola sokmadan önce onların bilgi seviyelerini ölçmek lazım. Bilgisiz tefekkür

olamaz.

Zekâ düzeyi, ruhsal algılama seviyesi ilk basamakta olan

milyonların yaşadığını biliyor musunuz Okuma yazma evrelerini bile güçbelâ

halleden kişilerden beklentilerimiz var onları üst düzey metafizik ya da fizik

bilgileri ile karşılaştırıyor ama bir arpa boyu mesafe alamadıklarını da her

defasında acı tecrübelerle yaşıyoruz.

Erenler bu böyle olmaz.

Fizik bilgi seviyesi alt basamaklarda yer alan dört

matematik işlemin künhüne vakıf olamayan, dilin inceliklerini bilmeyen

insanlarımız ne kadar da fazla. Anadolu da yaşayan insanlarımız kaç yüzyıldır

öyle saldırılara maruz bırakıldılar ki irfan yolu tıkandı, insanlarımız

gündelik hayatın bilgilerini bile yaşamlarına uyarlamada istenilen sonuca

ulaşamadı. Şöyle etrafımıza baktığımızda bu elim sonucun izleriyle karşılaşıyor

acı içerisinde kıvranıp kalıyoruz.

Kaosun hayata egemen olduğu vakitler bizi kuşatmış

vaziyette.

Demokrasi, hukuk, ahlâk, iktisat, cumhuriyet, din,

şeriat, tasavvuf, estetik, spor, eğitim, eğlence, mimari, güvenlik, barınma,

beslenme, hayaller evet hayallerin bile karmaşık yapısı bizleri hep çıkmazlara

götürüyor.

Hazırlıksız yakalandık.

İki yüzyılı aşan bu evrede başımıza gelenlere

baktığımızda bilgi merkezli bir hayata ne kadar da muhtaç olduğumuzu görüyorum.

Peki, bu niye böyle oldu

Cevap vermek şart. Aradığımız o hikmet elbet bizi

yaşatacak onu bulmak adına çıktığımız bu yol bizleri Cemalullah ı seyre

götürecektir.

Hayatımızın şekillenmesini isteyip istemediğimizi

kendimize sorarak yola çıkalım isterseniz. İnsan olarak adam olmayı bu adamlığı

da Müslümanlık bilgileriyle motif motif dokumayı istiyor muyuz istemiyor muyuz

Peygamberler tarafından cevabı aranan bu soruya her insan cevabını hazırlasın.

Doğrudan vasıtasız olarak var olan bilgiler olduğu gibi

duyu organlarıyla ulaşabildiğimiz bilgiler de vardır. Bu iki yolun kendi

kuralları olduğunu belirtelim de boş işlere fırsat vermeyelim. Tümdengelim,

tümevarım metodu birden bire ortaya çıkmaz bu iki evrenin ödenmesi gereken bir

bedeli var.

Sosyoloji, psikoloji, felsefeye ihtiyacımız olduğu kadar

sağlıklı bir bünyeye de muhtacız. Bilgi konusu edilen her olguyu yerli yerince

oturtmadıktan sonra havanda su dövmeye devam edecek her olayı bir kıyamet

senaryosu ile irtibatlandırmaktan vazgeçmeyeceğiz.