Milli Gazete son derece başarılı bir habere daha imza attı, önceki gün.
Haber Müdürü Gökçen Göksal imzalı habere göre, hatalı, hatta yalan-dolan, yanlış bilgilerle dolu kitaplar üniversitelerde okutuluyor.
Mesela, kitabın 196. sayfasında yer alan paragrafta 28 Şubat 1997’de Milli Güvenlik Kurulu’nda alınan kararlardan bahsediliyor. Paragrafın devamında, “Bu kararlarla, kendisi örtülü olarak irticayı teşvik eden kişi olarak görülen RP’ye irticai faaliyetler ikrar ve itiraf ettirilmiş, Başbakan Erbakan, kararları kabul ve imzaya mecbur olmuştu” satırları dikkat çekiyor.
Gökçen, haklı olarak bu satırlara isyan ediyor; “Alenen iftira olan bu satırların yazarı anlaşılan o ki kitap da okumuyor. Avukatlığa soyunan bu kişiye sormak lazım, neye ve kime dayanarak bu satırları yazdınız Ortada bir suç ya da yanlış yok ki ikrar ve itiraf ettirilmiş olsun. İtiraf sözcüğünü kullanmanızın sebebi hikmeti ne ”
Daha ne yalanlar, ne dolanlar! Haberin tümünü Milli Gazete sayfalarında okudunuz, okuyabilirsiniz zaten.
***
İşte bu haberin yayınlandığı gün, (5 Mart 2015) sabah saatleri…
Milli Gazete Genel Yayın Yönetmeni Mustafa Kurdaş’ın telefonu çaldı.
Arayan, Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Naci Gündoğan.
Rektör Gündoğan, son derece nazik bir üslupla haberle ilgili hassasiyetini dile getirdi ve ‘gerekenin yapılacağını’ iletti, Kurdaş’a.
Muhtemelen, haberin yayınlanmasının ardından YÖK de harekete geçmiş ve üniversitelerde halen okutulmakta olan, yalan yanlış bilgilerle dolu kitaplar için kendi “iç mekanizma”sını çalıştırmaya başlamıştı.
“İnşallah” diyelim. Böyle genel bir temizlik benim de en büyük temennim.
***
Son bir ayrıntı;
Naci Bey, Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesi (Mülkiye), 1990 mezunlarından. Ben de AÜ Basın Yayın Yüksek Okulu (BYYO) 1991 mezunuyum. Bu şu anlama geliyor; Naci beyle hemen hemen aynı dönemlerde Cebeci kampüsünde bulunmuşuz. Zira o yıllarda Mülkiye’nin hem yemekhanesini hem de spor tesislerini ortak kullanıyorduk. Belki masa tenisi oynamışlığımız bile vardır, bilemiyorum. Meslek dersleri hariç, hocalarımız da neredeyse aynıydı.
Meslekî kariyerine de baktım; Naci Bey, Anadolu Üniversitesi’nde, 2003 yılından bu yana merdivenleri istikrarlı bir şekilde tırmanmış ve şu anda tepe noktasında. Kolaylıklar diliyorum.
***
“Bitmeyen Kin” haberinden sonra benim merakım hâlâ aynı noktada;
* Bu çalışmalar, ders kitabı aşamasına gelene kadar gerekli basamaklardan nasıl oluyor da geçebiliyor
Bu nasıl bir “engelli” atlamadır
Yoksa ben mi çok safım!
VALİ OLACAK KAYMAKAM İLÇESİNDEN BELLİ OLUR!
milligazete.com.tr sayfalarında son derece çarpıcı bir haber yer aldı, geçtiğimiz günlerde. Merak uyandıran bir haber. Habere göre, İstanbul, Bağcılar ilçesine tayin olan kaymakamlar, bir süre sonra kendilerini vali olarak buluyorlardı, bir şehirde.
Ayrıntılarını ve bu isimleri merak ettiğinizi biliyorum. Bakın hangi isimler bu yolla vali oldu. Buyursunlar;
* Mehmet Asım Hacımustafaoğlu (22.08.1992-29.01.1997): 1992’de ilk defa ilçe statüsü kazanan Bağcılar’a kurucu kaymakam olarak atandı. Hacımustafaoğlu, Bitlis Valiliği görevine getirildi.
* Hüseyin Avni Mutlu (03.10.2003-28.07.2005): Bağcılar’da yaklaşık 2 yıllık görevinden sonra sırasıyla Siirt, Diyarbakır ve İstanbul Valiliği görevine getirildi. Şu an merkez valisi.
* İrfan Balkanoğlu (18.10.2005-07.12.2007): Bağcılar’da 2 yıllık görev süresinden sonra sırasıyla Bingöl, Afyonkarahisar Valiliği’ne atandı, şuanda da Ordu Valisi.
* Veysel Yurdakul (28.08.2008-13.08.2012): Bağcılar Kaymakamlığı’ndan Bitlis Valiliği’ne atandı.
* Erdal Çakır (07.08.2012 - ): Tokat-Erbaa İlçesi Kaymakamlığı’ndan, Bağcılar Kaymakamlığı görevine atanan Erdal Çakır ise yaklaşık 2,5 yıldır bu görevinde devam ediyor.
Bakalım bu gelenek Erdal Çakır için de geçerli olacak mı
Bekleyip göreceğiz…
FIRTINALI YILLAR!..
Erzincan İmam Hatip Lisesi, Orta 3. sınıf öğrencisiyim.
28 Şubat sürecinde kapatılan ve hâlâ da kapıları kilitli olan Vakıflar Öğrenci Yurdu’nda kalıyorum.
12 Eylül 1980 askeri darbesi olduğunda okula gidemedik. Dışarı çıkma yasağı olduğu için de askerler ekmek dağıttı.
***
O günlerde beni ve yurttaki arkadaşlarımı en çok etkileyen olaylardan biri, yurt müdürümüz Kadir Akarkaya’nın gözaltına alınması olmuştu.
Kadir Bey o dönem Erzincan’da Akıncılar’ın önde gelen isimlerindendi ve darbe yönetimi bu isimleri bir gecede tek tek toplamıştı. Askerler tarafından bilinmeyen bir yerlere götürülmüştü, Kadir Akarkaya da...
Kadir Bey birkaç ay sonra serbest kalıp görevine döndüğünde saçları sıfırlanmış, bitkin ve yorgundu.
Ama azminden hiçbir şey kaybetmemişti.
***
Kadir Akarkaya bu noktadan sonra, yurt müdürü olduğu yıllarda, öğrenciler arasında adeta ‘efsane’ oldu. Erzincan Vakıflar Öğrenci Yurdu, şehirde parmakla gösterilir duruma geldi.
Mesela hiç unutmam; tam da darbe yıllarında şehirde hiçbir öğrenciye verilmezken bize Valilik tarafından sağlanan “sarı” bir kartla, otobüslere ücretsiz binmeye başladık. Ben halen, Kadir beyin bunu nasıl başardığını çözemedim.
Kadir Bey, disiplinli ama bir o kadar “arkadaş”tı.
Öğrencilik yıllarımda üzerimde emeği çok büyük olan bir “ağabey”dir, aynı zamanda.
***
Akarkaya, 1980’li yıllardan bugüne kadar devletin farklı kademelerinde önemli bürokratik görevler üstlendi.
Şimdi yeni bir ufka yelken açtı.
Aktif politikaya girdi ve Bursa’da milletvekili aday adayı oldu.
Hayırlı olsun…
MUSTAFA HALİF KİM
‘Yeni’ Cumhuriyet gazetesinin, ‘yeni’ yazarları arasında çok dikkatimi çeken bir isim var; Mustafa Halif!
Belli ki müstear bir isim.
Ankara’nın derin kulislerine göre bu ismin kim olduğuna dair iki ihtimal var;
Ahmet Sever ya da Murat Sabuncu.
Ahmet Sever, Cumhurbaşkanı olduğu dönemde Abdullah Gül’ün Başdanışmanı. Şu an boşta.
Murat Sabuncu da ‘yeni’ Cumhuriyet’in mutfağındaki en önemli isimlerinden…
Peki, sizin tahmininiz ne
NOT: Bugün, 9 Mart 2015, Pazartesi… 1) Emekliler yılda 15–20 TL zamla, hâlâ sürünmeye devam ediyor. 2) An itibariyle asgari ücretli “nasıl geçineceğim ” diye feryat ediyor. 3) Bu parlamento ve mevcut AKP iktidarı, 2011’den bu yana verdiği yeni ve sivil anayasa sözünü yerine getiremedi. 4) 28 Şubat darbesi döneminde kapatılan, yoksul-zeki Anadolu çocuklarının barındığı Başbakanlığa bağlı Vakıf Öğrenci Yurtları hâlen kilitli. Otur, sıfır!