Ankara’da siyaset iyice ısındı.  Her seçimde yenilenen listelere giremeyecek yüzde 60 civarı milletvekili. Üç dönemlikler. Yeni parti arayışları… Milletvekillerinin gizli ev toplantıları da sır değil. Küskün ve rahatsızların yeni adresi ise Ağustos’ta kendisine kapı kapatılan Abdullah Gül. Böyle olmasını istemeyen Saray ve ekibi müthiş bir hamleye imza attı. Özel, gizli talimatlar devreye girdi. Karakuşi yöntemlerle oluşturulan “Kayıp trilyon davası” dosyası bu kez Gül’e karşı açıldı. Eski TİB Başkanıyken 2013 Nisan’ında Ankara Başsavcısı olan Fethi Şimşek, dosyayı Ankara adliyesinin tozlu  mahzenlerinden indirdi. Ancak durumu haber alan Gül kendisine şah çekilmeden harekete geçti. Sürpriz biçimde Ankara Adliyesinde ifade vermeye gitti. Böylece Saray ve ekibine karşı ince ve zarif bir gol atmış oldu. Siyasette çekim merkezi konumunu sürdürdü. Eski bakanlar, vekiller birlikte görüntü vermeye başladı.

BÜROKRATIN “PARALEL HİMMET” KISTASI

Sultan Fatih’i, Ulubatlı Hasan’ı örnek bilmiş. Son kırk yılın insan profiline damga vurmuş. Milletimizin yegane gelecek umudu… Milli Gençlik, Anadolu Gençlik…

AGD’li gençler 2012 yılında kamuda etkin bir bürokrata giderler. Gençlik çalışmaları için burs ve yardım isterler. Bürokratımızın “Hayır” gerekçesi ilginçtir: “Sizin Cemaatle aranız iyi değil. Ben size yardımcı olmam.” Gençler, boş döner.

Geçtiğimiz aylarda aynı bürokratı AGD’nin gençleri tekrar ziyaret eder. Ne dese iyi ‘yardımsever’ bürokratımız “Siz paralelcisiniz, yardım yapmam!”

Ne demişti DAVAM’da Hocamız “Hak Dava için çalışmak, yardım yapmak herkese nasip olmaz!”

KADROLU ADAYLARA GÜLE GÜLE!

İktidar Partisine 6 bin 223, ana muhalefet CHP’ye 2 bin 822, Saadet Partisi’ne 1978 aday adayı başvurdu. . MHP ve HDP’nin başvuruları henüz netleşmedi. İktidar partisi için fazla sayılmaz, ama bir aday bolluğu olduğu da açık. Diyeceksiniz ki; “Dini, siyasi, fikri, rantsal, kentsel, duygusal, karizmasal, modasaldır…”

İyi de şu “mübarek tüzük maddesine” biraz haksızlık olmuyor mu

Hani şu 70 kişiyi ifrit eden lanetli üç dönem maddesi! Ne akla, kim koyduysa Kendin Saraya çık, milleti tüzükten zede yap! Olacak iş mi şimdi! Adamın belki torunu yok kardeşim. Daha 43’ünde olan var!

Ama durun,  binlerce genç isim de işte o tüzük maddesinden dolayı aday. Dinamizmin, aday enflasyonunun da kaynağı yani!

Bazı isimler üç dönemdir Ak Parti’de vekil. Bir üç dönem de ANAP, DYP, MHP veyü Refah-Fazilet’te vekil olmuşlar. Ama şimdi partinin o kıdemli, kadrolu ağır abileri, aday adayı bile olamadılar. Ve bu kaç yıl öncesinden biliniyor. Düşünün ki, Tunceli’de üstün siyasi yeteneğe sahip 30’unda CHP’li bir genç var. Peki “O genç yetenek”, Kamer Genç’in vekillikten doyması için 35 sene,  yani 65’ine kadar bekler mi Ya da Elazığ’da rahmetli Ali Rıza Septioğlu’nu düşünün... Ak Parti’de şimdi böyle kadrolu aday 70 kişiye güle güle denince yeni isimlere ilk sıralara gelme şansı doğdu. Hatay’da Ergin, Kocaeli’de Ergün, Bitlis’te Kiler, Diyarbakır’da Eker… Urfa’da Çelik, Ankara’da Çiçek… Mecburen emekli olmaları, gönlünde vekillik yatanlara “cesaret” verdi. İnşallah sonunda madalyasını da almazlar! İstismarcıların yanında, genç, yetenekli, dinamik isimler “Bana burada ekmek var” diye düşündü…

Gelen bilgilere göre, MHP Lideri Devlet Bahçeli’de 21 Mart Kongresi’nde orta çaplı bir yenilenmeyi düşünüyormuş!

O BÜROKRAT DA ADAY!

Damat kendisi. Meclis’te bir bürokrat. Son dönemde atanmış.

Yeni yıl kaynaşma toplantısı düzenlemek istemiş. Aksilik bu ya! Tam da o sene, Cuma namazı, “program saatine denk gelmiş!” Kolonyayı da fazla kaçırır! öyle işe gelirmiş. Rivayet böyle! Yok, yanlış okumadınız. 1998 Anasol-D 28 Şubat Hükümeti döneminde olmuyor. Vaka-i adiyeden değil yani.  “Birileri kulağına fısıldamış herhal. “Aday yapılman gerekmiyor, Ak Partili olduğunu ispatla, sonra terfi alırsın” Hemen istifa etmiş. İktidar Partisi’nden aday adayı olmuş. Türkiye’nin de Davutoğlu’nun da işi gerçekten zor.

Yasak Aşkın” meyvesiyim diyen de aday, manken de, müteahhit gazeteci de, mücahit de!

SAADET, MSP OLDU

Seçim yaklaştı, ittifaklar, işbirlikleri, cepheler… Bu normal. Ama bu seçim biraz farklı. Şöyle düşünün. HDP risk aldı. Parti olarak giriyor. Oyları 7-8 civarı. İmajları belli. Yüzde 2’lik Saadet’le ittifak yapsam nasıl olur diye düşünüyor. Altan Tan, Saadet Genel Başkanı Prof. Mustafa Kamalak’ı ziyaret etti. Demirtaş, göndermiş.

Devlet Bey’in MHP’si… Anketler, % 14-18 arası gösteriyor. “Her dönem muhalefet mi kalacağız” diye taban ve Koray Aydın ekibi bastırıyor. MHP+SAADET+BBP ittifakı olsa matematik, % 20 diyor. Bu sinerji,  “kerhen CHP”ye oy veren cemaat tabanını çekebilir. Diğer cemaatleri de. Sinerjiyle %20-25’i zorlar. Ak Parti artık, “CHP gelir” diyemez, tabanını kaptırır bu “Alternatife”.

Böyle bir Milli İttifak, Erdoğan ve Ak Parti’yi telaşlandıracaktır. Birinci parti çıksa bile tek başına iktidar olamaz. Saadet’in kapısını “güçlü” çalacaktır. Spekülasyona devam edelim mi Katı Kemalist, laik, ulusalcı eski imajı tam yıkıp, milletin örtüsüyle, inancıyla tam barışmak isteyen CHP’li Kemal Kılıçdaroğlu… “Bekaroğlu, Müftü İhsan Özkes yetmiyor, kurumsal imaj gerek” deyip…

Saadet’in hiç sarsılmayan 40 yıllık duruş ve imajına talip olabilir mi Neden olmasın! Ne de olsa CHP-MSP eski ortak.

1973’te Hükümet-Koalisyon dengelerinde anahtar MSP idi. 2015 seçimlerinin anahtar partisi Saadet. Milli Görüş Hükümet’te bu kez neden Koalisyon ortağı ve Başbakan Yardımcılığında olmasın Senaryoyu yazmak bizden. Sonuçlandırmak siyasetçilerin işi.

GÜL’ÜN YENİ GÖREVİ!

Ağustos’ta kapatılan Ak Parti’nin kapıları Abdullah Gül’e sadece 7 ay dayanabildi. Beklenen Davet, en tepelerden geldi. Adaylık ve vekillik işi tamamdır. Peki niye, nasıl oldu bu iş

***

Başkent kulislerindeki yorumlardan biri şöyle: Tayyip Bey’in kafasını, “Genel Başkanla, Başbakan ayrı olsa acaba nasıl olur” fikri son zamanlarda epey meşgul ediyormuş. Hele de  Hakan Fidan’ın adaylığındaki tavırdan sonra! Ya akademik derinlik, zamanla siyasi derinliğe de dönüşürse! Başbakanlık, hepten yönetilemez hale gelirse! Başvekile karşı ince bir endişe var yani. Zaten siyaset güven esasına göre yapılmaz.

Bu durumda Gül, Ak Parti Genel Başkanı mı, TBMM Başkanı mı olur.Ya da Türk tipi Medvedev-Putin yaparak Başbakan mi olur Erdoğan-Gül-Davutoğlu troyka üçlüsü üzerine mi kurulur denklem! İzleyip göreceğiz.

Ne ki kafalarda da bir soru var. Cumhurbaşkanlığı yapmış Gül, Tayyip Erdoğan’ın Başkanlığı altında bir görevi yapar mı Gördüğünüz gibi bu seçim sonrası çok şeye gebe.

Biliyor musunuz Batılı gazeteciler bizleri çok kıskanıyor! Nasıl kıskanmasınlar ki! Bu ülkedeki heyecan kimde var!