Bir devlet düzeninde otorite yoksa orada herkes kendi kafasına göre iş yapacağından dolayı dahası hiç kimse bir işi gerektiği gibi gerektiği şekilde ve zamanda yapmayacağı için herkes kendi adaletini kendisi sağlamak durumunda kalır. Her hükümet, devlet otoritesini devlet düzeni içinde her alanda uygulamak zorundadır. Eğer otorite her alanda var olmazsa en basit işler bile hallolmaz. Adalet yerlerde sürünür. Herkes kendi adaletini kendisi sağlamaya çalıştığında ülkede huzur yerine anarşi ve terör olur. Hükümetin başı, kendi etrafında elit bir sınıf meydana getirip o sınıf halk üzerinde baskı aracı olduğunda devlet düzeninde otorite boşluğu meydana gelir. Otorite boşluğu olan bir devlet düzeninde hiçbir iş zamanında yapılmaz hiçbir kurum gerektiği gibi çalışmaz. Hükümetin başı, devlet otoritesini, devlet kurum ve kuruluşlarında, özelleştirilmiş yarı devlet yarı özel kurumlarda ve özel kurumlarda kanunlara göre işletmelidir. Otoritenin olmadığı bir ülkede ister devlet kurumları ister özel kurumlar olsun gerektiği gibi gerektiği yer ve zamanda kendi işlerini yapmaz.

Türkiye’de son yıllarda otorite boşluğu var. Hükümet, devlet otoritesini devlet kurum ve kuruluşlarında, yarı devlet yarı özelleştirilmiş kurumlarda ve özel kurumlarda işletemiyor. Özellikle de önceden devlet kurumu olan özelleştirilmiş yarı devlet yarı özel kurumlarda devlet otoritesi hiç yok. Türkiye’nin telekomünikasyon kurumu vatandaşın internet ihtiyacını karşılayamıyor, karşıladığında da yerinde ve zamanında karşılayamıyor. Türkiye’de İstanbul’da internet kesintilerinden mağdur olmuş binlerce insan var. “Genel arıza” diyerek vatandaşın internet kullanma hakkını gasbeden kuruma Türkiye Cumhuriyeti hükümeti, devlet otoritesini işletemiyor. Kurum, kendi kafasına göre iş yapıyor. 21. yüzyılda Türkiye’de internet kesiliyor ve Türkiye’nin köklü kurumlarından özelleştirilmiş yarı devlet yarı özel kurum, internet kesintisini gidermiyor. İnterneti kesilen vatandaşlara da herhangi bir bilgi vermiyor. Normalde su kesildiğinde belediyenin ilgili kurumu mesaj gönderiyor; şurada şu çalışma var, su kesintisi şu zamana kadar sürecektir, şu zaman su verilecektir şeklinde. Elektrik kesintisinde ilgili elektrik kurumu aynı benzer bilgileri mesajla veriyor. Ama internet sağlayıcısı kurum, internet kesiliyor internet kullanıcısına herhangi bir bilgi vermiyor; internet şu arızadan kesilmiştir, şu çalışma yapılacaktır, şu zaman internet verilecektir gibi bir mesaj göndermiyor bir bilgilendirme yapmıyor. Devletin kurumlarına şikâyette bulunan binlerce vatandaş mağduriyetinin giderilmediğini söylüyor. Devletin otoritesi söz konusu internet sağlayıcı kurumda geçerli değil mi? Hükümet, devlet otoritesini söz konusu kuruma neden işletemiyor? Neden Türkiye’de binlerce interneti kesilmiş arızası giderilmeyen vatandaş var? Devletin gücü söz konusu kuruma yetmiyor mu? Hükümet, neden otorite boşluğu yaratıyor? İktidar partisinin elitlerinden oluşan söz konusu kurumun yöneticilerine devlet otoritesi geçerli değil midir? Devlet otoritesinin yaptırımı yok mu söz konusu kuruma? Kanunlar söz konusu kurum için geçerli değil midir? İktidar partisi elitleri olunca kanun nizam geçerli değil midir yani. Hükümet, devletin bütün nimetlerini onlara vermiş, halkın herhangi bir sorununun çözümü imkânsız halde. Aynen 1930’ların Ebedi Şef dönemi. Hükümetin başının etrafında bir grup yalayıcı elit, halkın sorunlarını gören duyan yok. Cumhurbaşkanı’nın etrafında sonradan zengin olmuş görgüsüz zenginler toplanmış, hükümet, devlet otoritesini herhangi bir yerde işletmiyor. O bir grup elit mutlu mesut, vatandaşın ise işini görecek kurumlar işini görmüyor, iş görülmesi için devlet otoritesi ortalıkta yok. Türkiye’de her şeyin her ay zamlanmasından asgari ücretin yetersizliğine, emekli maaşlarının düşüklüğünden terör meselesine kadar her şeydeki ana sorun otorite boşluğundan meydana geliyor. İsrail Türkiye’ye saldırsa İsrail’e karşı koyacak bir otorite yok Türkiye’de. İsrail şu an istemiyor saldırı yapmayı. Otorite boşluğu, vatandaşlarda “devlet yok” duygusu yaratıyor. Otorite boşluğu giderilmeli.

Ya devlet başa ya kuzgun leşe!