Yaptığınız iş veya yapacağınız iş, Hakk’ın rızasına uygun olsun.
Hakk’ın rızasına uygun olan her şey, halkın da iki dünyası için çıkarınadır.
İslam, insanların ki dünyasının güzel olması için indirilmiştir.
Onun için her namazımızın son oturuşunda selamdan önce:
“…Rabbimiz bize dünyada iyilik ver ahirette de iyilik ver ve bizi ateşin azabından koru, derler.” (Bakara süresi ayet 2/201)

Kur’an, sünnet ve fıkıhta bir mesele öğrensek ve öğretsek o mesele o insanın ya dünyasına faydalıdır, ya ahiretine faydalıdır, ya da ikisine de faydalıdır.

Okulda, camide, kışlada, karakolda, üniversitede, dairede, fabrikada bulunduğunuz her yerde işinize engel olmayacak şekilde öğretenden faydalanın veya siz faydalı iş yapın.

Mesela, Diyanet, beni Bolu’daki bir kursa ders almam için çağırdığında, gittiğim günün akşam yemeğinde, 150 kadar kursiyere, “Ben, bu akşam saat: 20.00’de, filan sınıfta Feraiz dersi başlatacağım, isteyenler katılabilir” diye ilan ettim.

İki gün devam etti, yarıdan fazlası derslere katıldılar.
Üçüncü gün, müdür, bir öğrenci ile dersi bırakmam konusunda bana haber göndermiş ama ben dersi bırakmadım.

Hiçbirinin programına da ters düşen bir şey değildi ve 35 gün ben dersime devam ettim.
Yıl 1983. Generallerin sözü geçiyor. Kimseyi suçlamak istemem.
Tugay komutanı bizzat kursa geldi ve yalnız benim tugaya getirilmem emrini verdi.
Orada beş saat kadar kaldım ve bence onlara da çok faydalı oldum. Hatta bir üsteğmen, Cuma namazlarını düzenli kılma konusunda söz verirken ellerimizi tokalaşarak anlaştık.
Tuğgeneral, nöbetçi subayına emir verdi ve kursa geri götürülmemi sağaldı.
Yaptığınız iş, doğru olsun.

O yaptığınız hayırlı işten sizin maddi çıkarınız olmasın.
24 saat gözetildiğimizi hatırdan çıkarmayalım.
Rabbimiz, gönlümüzden geçenleri biliyor, onun melekleri da görüntülü olarak kayda geçiriyor.
Devletler de aynen halkını koruyup kollamak için gözetlemelidir.
Bu gözetleme içinde siz Hakk’a ve halka aykırı bir şey yapmadığınız sürece gözetlenmekten korkmayınız.
Hatta Rabbim her an benim yanımda inancıyla gönlünüz rahat olsun.
Hatta güzel bir iş yaptığınızda akşam anne, baba ve kardeşlerinize de anlatmak ihtiyacı hissediyorsunuz değil mi.

Onun için içimizi, dışımızı, hayırlı işler yapma konusunda adet haline getirsek, refleksimiz hep iyi işler yapmaya yönelik olsa.

Bunun için hani yeni şoför ehliyeti aldığınızda direksiyonda araba sürerken ilk günleri yaptığınız hareketi aklınız size kumanda eder. Ama aradan birkaç sene geçince hareketler refleks hale gelirse daha iyi şoför oldunuz demektir.

Yani iyilikleri otomatik olarak işler hale gelelim.
Üçüncü dönem Haseki kursuna devam ederken hadis usulünde yazılmış manzum Beykuniyye’den bir beyti sabah erkenden gelip sınıfın kara tahtasına harekeli olarak yazardım ve arkadaşlar gelince onlara bir okurdum, mana verirdim, bu beyti hemen ezberlemelerini, evlerine dönerken, sabahleyin gelirken bu beyti tekrarlamalarını söylerdim.

Hemen hemen sınıfın hepsi o hadis usulünün 34 beytini ezberleyiverdiler.
Aradan yirmi yıl sonra onlardan biriyle bir şehirde karşılaştık ve teşekkürlerini bildirdi.
Konya İslam Enstitüsü’nde okurken 1975-79 arasında her gün son dersten sonra ben bir sınıfta ders başlatırdım ve gelenlere ders verirdim.

Rahatsız olanlar, bakıyorlar, kimseden para almıyorum, hiçbir çıkarım da yok, ağzını kapatıyor.
Eski medrese usulü. Herkes bildiğini bilmeyene öğretecek.
Ve bu öğretmenin yeri yoktur.
Her yer bize, mescittir.

Devlet de halkını izler. Devlete ters gelen bir hayırlı iş yapanı da izler.
Ama o hayırlı işi yapan kişi, ondan çıkar sağlıyorsa ümüğüne çöker.
Sağlamıyorsa, dini konularda yapılan bu hizmeti engellerse günaha gireceği korkusuyla yukarıya raporunu yumuşak verir.

Gönenli Mehmet Efendi’yi takiple görevlendirilen kişi, Cuma günü evinden çıkarken, annesi oğlunun eline para tutuşturmuş ve Sultanahmet Camii’ne gidiyorsun, bu parayı Mehmet Efendi’ye ver, O, Kur’an kursu çocuklarının parasını karşılıyor.

Balıkesir mal müdürlüğü yapan biri bana anlattı, “Dursunbeyli Sarı hocanın gizli gizli Kur’an okuttuğunu, vali bey bana söyledi ve sen bir araştır bakayım” dedi.
Konu uzun, vali bey, beş vakit namazını kılan bir mal müdürünü görevlendirmiş.

Ne demektir bu.
Koruyalım bu hoca efendiyi demektir.