AK Parti milletvekili ve Sözcüsü Hüseyin Çelike Radikal Gazetesi Ankara Temsilcisi Deniz Zeyrek, TRT Haber kanalında bir soru sordu, ama bence sorduğuna soracağına pişman oldu. Olay o kadar dallanıp budaklandı ki adeta döndü Hüseyin Çeliki vurdu, olan yine AKP sözcüsüne oldu.

Ne oldu ki serzenişlerinizi duyar gibiyim...

Anlatayım....

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, partisinin son kongresinde Adnan Menderes, Turgut Özalla birlikte eski Başbakanlardan Necmettin Erbakanın da adını andı. Biz bu tüm isimleri bünyemizde toplayan bir partiyiz." demeye getirdi.

Milli Gazete Kongreden hemen sonra , Erdoğanın çizgisinin Erbakandan ne kadar farklı olduğunu vurgulayan Hadi Ordan manşetiyle çıktı.

İşte Hüseyin Çelike bu manşet soruldu.

Çelik de Milli Gazetenin Hadi Oradan manşetine cevap vermeye çalışırken daha büyük bir gafın altına imza attı ve aynen şunu söyledi: "Osmanlı da başka beyliklerin bir araya getirilmesiyle kurulmuş, aralarında birçok beyliği barındırmıştır, AK Partinin yapısı da buna benzer."

Haydaaaa!

Hakkaten komik ve bir o kadar da garip bir değerlendirme idi..

İşte tam da bu noktada Milli Gazete manşetten yine devredeydi. Bu kez Hüseyin Çelike yönelik, Al sana Osmanlı! manşette idi..

AKPnin son 12 yıldır icraatlarıyla Osmanlı Devletinin uygulamaları bir bir sıralanıp kıyaslanıyordu.

Hüseyin Çelikten bu manşete henüz kamuoyuna açık bir cevap gelmedi.

Ama bana gelen kulislere göre, Hüseyin Çelik, "Nereden de çattık! cümlesini sık sık yakın çevresine mırıldanıp duruyormuş...

Osmanlı ile Ak Parti arasındaki farklar ne

Doğru; Osmanlı Devleti beyliklerin bir araya gelmesiyle büyüdü...

AK Parti ise kurulduğu günden bugüne kadar izlediği politikalarla Türkiyenin sosyal, dış politika, ekonomi (vb.) alanlarda büyümek şöyle dursun yerlerde sürünmesine sebep oldu.

Doğru, Hüseyin Çelikin örnek verdiği Osmanlı Devleti bir Cihan İmparatorluğu idi... Kanuni Sultan Süleyman bir mektubu ile Fransa Kralına diz çöktürmüştü...

AK Parti ise, son yıllarda izlediği dış politika ile Amerikanın ve Batının adeta kuklası haline geldi.

Doğru, Osmanlı İmparatorluğu kapitülasyon inisiyatifini dahi kullanacak kadar kendisine güvenen bir mali yapıya sahipti.

AK Parti dönemi ise, son zamlarla emekliyi kamburlaştırdı, zengin ile fakir arasındaki uçurumu derinleştirdi ve gelir dağılımını hep zenginden yana kullandı.

Doğru, Osmanlı Devletinde çok sayıda millet, din mensubu asırlar boyu barış içinde yaşadı.

Hüseyin Çelikin temsil ettiği AK Parti döneminde ise toplumsal barıştan söz etmek ne mümkün (T. DAĞLITAŞ)

Milli Gazete tam köşebaşında...

MÜSİAD 1993 yılından bu yana çok önemli bir etkinliğe imza atıyor.

İki yılda bir Uluslararası Fuarı organize ediyor.

Bu yıl 14. sü 11-14 Ekim 2012 tarihleri arasında CNR Expo Centerda düzenlendi. 5 salonda ve 4 temel sektörde işadamlarını buluşturdu

Fuara Milli Gazete de önemli katkı sundu. Gazete bünyesinde iki yılda bir hazırlanan ve sektörel reklamlar ile işadamları ile yapılan röportajların yer aldığı oldukça çaplı Müsiad Dergisi görenlerin beğenisini kazandı.

Ziyaret etmek isteyenler için bugün son gün; Milli Gazete, MÜSİAD Fuarında 7nci Hol, 7 Cde yer alıyor.

Fuarın açıldığı gün Mustafa Kurdaş, "Hadi seni de götürelim." deyince kendimi bir anda fuarda buldum. Meğer gazete tam kadro hazırmış; Milli Gazetenin sahibi ve Genel Müdürü Ömer Yüksel Özek, Genel Yayın Yönetmeni Mustafa Kurdaş, Dağıtım Müdürü Cemil Pehlivan, özel haberlerini gazetede sık sık okuduğunuz Mustafa Kılıçla birlikte, fuar alanının belki en stratejik noktasındaki Milli Gazete standını ziyaret ettik. Standın organizasyonunda ve derginin hazırlanmasında büyük emeği geçen Nedim Odabaş ve reklam departmanındaki görevliler de oradaydı.

Katılımcıların Milli Gazete standına yoğun ilgisi gazete yetkililerini memnun etti. Gazete yazarlarından Mahmut Toptaş, Sadrettin Karaduman okurlarla söyleşti. Bugün de Mevlüt Özcan standta olacak. Katılımcılardan biri kulağıma eğilerek, "Keşke Mehmet Şevket Eygi de katılsaydı." dedi.

Milli Gazete standına gelen işadamlarının hemen her birinin Ömer Yüksel Özekle yollarının bir yerlerde kesiştiğini, çoğu işadamının Ömer beyle ortak bir geçmişinin olduğunu gözlemledim. Milli Gazetenin iktidara yönelik uyarıcı yayınları sanki gazeteye yönelik daha bir cazibe alanı meydana getirmiş. En azından bende böyle bir intiba uyandı.

Ziyaretin ardından Kurdaş, "Ovalıya gidelim." dedi. Ovalı meğer gazeteye yakın Konya mutfağının seçkin mekanlarındanmış. Yemek boyunca Ömer Yüksel Özek anlattığı anektotlarla bizi kırıp geçirdi. Bir dahaki yemekte Milli Gazetenin yeni hedefleri ve yakında yeni yüzü ile açılması planlanan gazetenin internet portalını konuşmayı planlayarak Ovalıdan ayrıldık...

Bunları biliyor musunuz

İşadamı Nevzat Demirin merhum babası, ve kardeşi ile merhume annesinin ruhlarına bugün Çemberlitaşta bulunan Atik Ali Paşa Camiinde ikindi namazını müteakiben mevlit okutacağını, Nevzat Demirin artık bunu geleneksel hale getirdiğini, biliyor musunuz

Not: Bugün 14 Ekim 2012 Pazar... Uyan da balığa gidelim... İktidarın 2012 yılında yeni Anayasa vaadini sıcak tutmak adına... 2012den 9 ay14 gün daha eksildi. Yeni sivil anayasanın yazımına başlandı, ilk cümleler ortaya çıktı... Ama bugünlerde tık yok... Takipçisiyiz...