Bismillahirrahmanirrahîm!

      DÜNYANIN şirazesi çıkmış. Hak, adalet, vicdan, insaf, insaniyet gibi değerler oldukça aşınmış. Her şey “çıkar”a göre düzenlenir durumda! Temmuz ayının son üç gününde New York’ta “Gazze” başlıklı Birleşmiş Milletler (BM) Konferansı düzenlendi. Toplantı sonrası 6 İslâm ülkesi ve toplam 17 ülkenin imzası ile “New York Bildirgesi” adlı bir açıklama yapıldı. Bildirgenin ana teması insanı hayrete sürükleyen bir komedi: “ HAMAS’a silah bırakma ve Gazze’de iktidarı devretme çağrısı!”

     Siz ne diyorsunuz? Bu nasıl bildirge? İnsanlığın geleceğini hiç mi düşünmüyorsunuz? İşgalciyi değil de, mazlumu cezalandırmak, öyle mi? Böyle bir cümleyi nasıl kurabiliyorsunuz? İnsanların aklıyla oynamak mı maksadınız? Dünya kimlerin eline düşmüş görüyor musunuz? Bencil, kibirli, çıkarcı Batı’nın dünyayı güdemeyeceği açıkça görüldü. Ey İslâm âlemi! Dünyayı doğru okuyup tarihî görevinizi yerine getirmeyi ne zaman hatırlayacaksınız? 

      New York’ta, “HAMAS’ı silah bıraktırma kararı”na imza atan 17 ülke herkesçe bilinsin: Türkiye, Fransa, Suudi Arabistan, Mısır, Katar, Ürdün, Endonezya, Birleşik Krallık, İtalya, Kanada, İrlanda, İspanya, Japonya, Brezilya, Meksika, Norveç, Senegal!

      Bu ülkelerin vahim bir kararı imzalamalarının “gerekçesi” nedir? Filistinliler, İngiltere’nin işgalinden bu yana 108; İsrail’in kuruluşundan bu yana 77 yıldır öz topraklarını savunuyor.Bu 17 ülkeye sesleniyorum. Lütfen, empati yapın: Sizin ülkeniz işgale uğrasa, siz topraklarınızı savunmayacak mısınız? Vatan toprağını savunmak mukaddes değil midir?

                                                 İSLÂM ÜLKELERİNE!

     BİLDİRGEYİ imzalayan 11 ülke bir tarafa; özellikle 6 İslâm ülkesine hatırlatıyorum: Sizler Allah’ın emri gereği yeryüzünün “ıslah” ve “imar”ı ile görevlisiniz. “Barışta hayır vardır” (Nisâ, 128) ayetinin muhatabısınız! İslâm’ın bir adı da “barış”tır. Barış eşit şartlarda olur. Gazzeliler silah bırakırken, İşgalci İsrail ve iş birlikçileri de silah bırakacak mı? Güldürmeyin insanı! Onlar silâhlanmakta hiçbir sınır tanımıyorlar. Dış politikadaki “mütekabiliyet/karşılıklılık” kuralını unutmayın!

     New York Bildirgesi göstermiştir ki, küresel sistem Siyonist İsrail’e çalışıyor. BM, haklıyı “haksız” gösteriyor, İsrail’in sınır tanımayan zulmünü meşrulaştırmak istiyor. Bundan cesaret alan İsrail de açlık ve susuzluğun pençesindeki Filistin’e bombalar yağdırıyor. Değil bir Müslüman’ın; insaf ve vicdan sahibi hiç kimsenin bu aşırı trajik manzarayı kabul etmesi mümkün değildir.    

     Filistinli kardeşlerimiz 7 Ekim 2023 Aksa Tufanı harekâtına kadar silahsızdı. Peki, o dönemde İsrail, Filistinli kardeşlerimizi rahat bıraktı mı? Hayır! Aksine hiçbir zaman saldırı yapmaktan, silâh kullanmaktan vazgeçmedi. Filistinlilerin silâhları sapan taşı ve sopalardı. Filistin, şimdi zafer kazanma imkânını yakaladı. Gazzelileri silah bıraktırmak Kudüs, Mescid-i Aksa ve Filistin davasına ihanet olur.

     Türkiye’ye gelince… Osmanlı ve Selçuklu atalarımız hep kâfir düşmana karşı sert; mazlumlara karşı da “himayeci” oldular. Vatan topraklarını canları pahasına savundular. İşgal öncesi Filistin’in son sahipleri Osmanlı atalarımızdı. Unutmayın! O toprakların tapusu hâlâ bizim elimizdedir.

                                                      BİLDİRİDEKİ TUZAK

     İSRAİL’DE yayınlanan Haaretz gazetesi, soykırımcı Netanyahu’nun, bazı bakanlarını hükümette tutmak için güvenlik kabinesine, “Gazze’deki bazı bölgelerin ilhakını” öngören bir plan sunduğunu (29. 7. 2025) yazdı. Konuyu New York bildirgesiyle birlikte değerlendiren Millî Gazete, olayı “Gazze’siz ve HAMAS’sız Filistin amaçlanıyor” (1 Ağustos 2025) manşetiyle duyurdu. Devamında, Türkiye’nin; “İsrail işgal ettiği topraklardan çekilmelidir, şerhiyle bildiriyi imzaladığını” yazdı.

      Bildirgede, “barışçılık”; “iki devletli çözüm” ifadelerine yer veriliyor. “İki devletli” sözü, içinde İsrail devletinin de bulunduğu Filistin anlamında! Bu, İsrail işgalini onaylamak, devlet olduğunu tanıyarak meşruiyetini sağlamak demektir. “Barışçılık” sözü İsrail’in büsbütün yabancısı olduğu bir kavram! Filistin’le İsrail’i yan yana tutmak, ateşle barutu yan yana tutmaktan farksızdır. İslâm ülkeleri niçin “direnişe destek vermek” onurunu gösteremiyorlar?

     ABD’nin İsrail’e şartsız, sınırsız ve küstahlık noktasında destek verdiği unutulmamalıdır. ABD Dışişleri Bakanı Marco, Rubio, “İsrail isteyene kadar Filistin devleti olamayacağını” söyleyerek Siyonist uşaklığını ispatladı. Millî Gazete, haddini aşan bu açıklamayı, “Hem Küstah, Hem Ahlâksız” (2 Ağustos 2025) başlığı ile vermişti.

     İsrail ve ABD, sınır tanımayan cesaretini İslâm dünyasının iş birlikçi yöneticilerinden almaktadır. AKP Hükümeti’nin 2002 yılında güvenoyu almasının hemen akşamında Erbakan Hoca, ABD etkisi altındaki hükümetin vereceği zararı şöyle açıklamıştı: “1. Manevi tahribat, 2. Ekonomik yıkım, 3. Dış politika faciası.” Yaşananları tesadüf mü sanıyorsunuz?