Milyonlarca çalışanın ve emeklinin gözü kulağı Cuma günü kurulacak o kritik masada. Mutfaktaki yangın sürerken, vatandaşın beklentisi sadece enflasyon oranında bir düzeltme değil, hissedilebilir bir refah artışı. Tam bu kritik virajda, hükümete yakınlığıyla bilinen usta kalem Abdulkadir Selvi, rakamların soğuk yüzüne değil, sokağın, yani "sıvasız evlerin" gerçeğine işaret etti. Yazısında kullanılan ifadeler, Ankara koridorlarında yankılanacak türden.

"Sadece Rakamlara Değil, Sosyolojiye Bakın"

Sıkı para politikasının yükünü en çok dar gelirlinin sırtlandığına dikkat çekilen yazıda, asgari ücretlinin artık fedakarlık sınırını aştığı vurgulandı. Selvi, Cuma günü başlayacak görüşmeler öncesi hükümete net bir mesaj vererek, masada sadece matematiksel hesapların değil, toplum sosyolojisinin de bulunması gerektiğini belirtti.

Asgari ücretin artık Türkiye'de bir "ortalama ücret" haline geldiği gerçeğinin altı çizilirken, "Enflasyon düşerken asgari ücretlilerin ve emeklilerin bunu yaşamlarında hissetmeleri gerekiyor" ifadesi kullanıldı.

"Elleri Ağırdır, Deprem Etkisi Yaparlar"

Selvi'nin yazısındaki en dikkat çekici bölüm ise siyasi uyarıların yer aldığı satırlar oldu. Dar gelirli vatandaşın, emeklinin ve asgari ücretlinin "ülkenin çimentosu" olduğu belirtilirken, bu kesimin siyasi istikrarın güvencesi olduğu ancak küstürüldüğünde faturayı ağır kestiği hatırlatıldı.

2024 yerel seçimlerindeki tabloyu örnek gösteren Selvi, şu çarpıcı ifadeleri kullandı: "Ders vermek, iktidarı uyarmak istediklerinde elleri ağırdır. Sandığa gittiklerinde deprem etkisi yaratırlar. 2024 yerel seçimlerinde görüldüğü gibi."

Şehitler O "Sıvasız Evler"den Çıkıyor

Yazıda, ekonomik zorluklara rağmen vatan sevgisinden ödün vermeyen kesim için "sıvasız evlerin sahipleri" benzetmesi yapıldı. Şehit haberlerinin geldiği, sabahın köründe otobüs kuyruklarında bekleyen, tatil yüzü görmeden çalışan bu kitlenin "sessiz çoğunluk" olduğu vurgulandı.

Kaynak: Haber Merkezi