Enflasyon sorunu hâlâ ülkenin en önde gelen sorunlarından biri olmaya devam ediyor.
Enflasyon sorununa ekonomiyi yönetenlerin bakışı farklı!
İş insanlarının bakışı farklı!
Enflasyon sorunu altında ezilen sokaktaki vatandaşların bakışı ise bambaşka!
Ekonomiyi yönetenler enflasyonun düştüğünü savunuyorlar.
Ne düşmesi diye kendilerine karşı çıkanlara da fena bozuluyor ve kendilerini şöyle savunuyorlar!
Enflasyon geçen sene yüzde 44 artmış iken bu sene yüzde 24 artmış ise bu enflasyon düştü demektir!
Enflasyon düşüyor ama fiyatlar düşmüyor diyerek kendilerine yapılan itirazların önünü kesmeye çabalıyorlar.
Ekonomiyi yönetenler enflasyon konusunda böyle sokaktaki vatandaşların sabrını zorlarken iş insanları çok daha insaflı açıklamalar yapıyorlar.
Ve yüksek enflasyon ile karşı karşıya olduğumuzu söylemekten çekinmiyorlar.
Rusya ve Ukrayna örneklerini vererek yüksek enflasyonun mutlaka düşürülmesi gerektiğinin altını çiziyorlar.
Fiyat istikrarsızlığından yakınıyorlar.
Kaynak israfına dikkat çekiyorlar.
Gelir dağılımın adil olmasını şart koşuyorlar.
Enflasyonun tek haneli hale indirilmesinin gerektiğini ifade ediyorlar.
Sokaktaki vatandaş ise bir 2002 yılındaki emekli maaşına bakıyor bir de bugün aldığı emekli maaşına!
2002’de emekli maaşı ile 80 küsur çeyrek altın alabilirken bugün sadece iki bilemediniz üç çeyrek altın alabildiğini görüp enflasyon düşüyor diyenlere gülüyor.
Evet, her kesimin enflasyon olayına bakış açısı farklı!
Kimi düştüğünü iddia ediyor!
Kimi yüksek olduğunu itiraf ediyor.
Kimi ise ezilmeye devam ediyor.
Sizce hangisi doğruyu söylemiyor?