Dr. Süleyman Akdemir’in “Faizin Yarattığı Toplumsal Sorunlara Yönelik Alternatif Arayışlar: Para Peşin Mal Vadeli Selem Sözleşmelerine Yenilikçi Bir Yaklaşım” çalışması üzerinde kaldığımız yerden durmaya devam ediyoruz…

“Faiz yasağının kaldırılarak serbest hale gelmesiyle Avrupa’da sermaye birikiminin önü açılmıştır. Bu birikim beraberinde sanayi inkılâbını getirmiş ve kapitalist piyasa ekonomisini doğurmuştur. Bu dönemde kredi işlemlerinin yaygınlığı ve oynadığı hayati rol, bu ekonomilere kredi ekonomileri ve bunların yer aldığı toplumlara kredi toplumları demeyi haklı çıkaracak bir manzara arz etmiştir. Kredi sistemi ve kredi kurumları, bu toplumların ekonomik sistemlerinin ayrılmaz bir parçası hatta karakteristik özelliği olmuştur.

Kapitalist piyasa ekonomilerinde kredili işlemlerde görülen büyük gelişme sadece bir hacim büyümesi değildir. Bu işlemlerin yapısında ve çeşitlerinde de büyük değişmeler olmuştur. Kredi konusundaki bu gelişmeler zamanla kredi hukukunu üretmiş, bankaları ve bankacılığı çağın en önemli kurumları haline gelmesine neden olmuştur.

Krediler çeşitli kriterlere göre tasnif edilir. Kendi işlemine konu olan satın alma gücünün cinsine göre ayni kredi, ticari kredi veya nakdi kredi. Vadelerine göre kısa, orta ve uzun vadeli krediler. Kullanım alanlarına göre, üretim kredisi, pazarlama kredisi ve tüketim kredisi. Kullanılan sektöre göre, ticari kredi, tarım kredisi, sınaî kredi, inşaat ve konut kredisi, ithalat veya ihracat kredisi, teminat durumlarına göre, açık krediler veya teminatlı krediler; alanlarına göre, özel krediler, kamu kredileri şekillerinde karşımıza çıkar. Bu kurumlar kredi arz ve talebini kredi piyasalarında buluşmasını sağlayan finansal aracı kurumlardır. Bunlar, Merkez Bankaları, Hazine, Belediye ve Kooperatif Bankaları, ticaret veya mevduat bankaları, yatırım ve kalkınma bankaları, kredi birlikleri, tasarruf sandıkları, yatırım ortaklıkları ve kulüpleri, özel sigortalar, sosyal sigortalar ve diğer sosyal güvenlik kurumları bankerlik kuruluşları ve benzerleridir. Kısmi faaliyet gösterenler de bu kapsamda sayılır.

Kredinin olumlu yanları.

  • KREDİ yoluyla atıl kaynaklar müteşebbislere aktarılarak mobil hale gelmiş olur. Bir başka deyişle kredi müteşebbisleri işletmeleri için gerekli sermayeyi kendi tasarrufları ile biriktirmek, bunun için de uzun bir zaman geçmesini beklemek külfetinden kurtarır.
  • KREDİ küçük tasarrufların birikimini sağlar ve söz konusu birikimlerle büyük yatırımlar yapılabilir duruma gelir.
  • Kredinin iktisadi faktörlerden emeğe verilmesi halinde işgücünü harekete geçirir; istihdam yaratır. Tekelleşmeleri önler.
  • Kredi, karşılıklı kredileşme ilkesi ile yapılırsa serbest piyasayı dengeler, toplumsal yapıyı düzenler, faizsiz şekilde kullanılırsa rekabet ortamına ve piyasaya olumlu etki eder.
  • Kredinin sermayeye belli alanlarda verilmesi halinde bu alanlarda tekeller oluşturur.
  • Kredilerin faiz karşılığı verilmesi halinde uzun dönemde gelir dağılımında adaletsizliklere neden olur.
  • Buna karşılık faiz karşılığı verilirse enflasyona neden olduğu gibi uzun dönemde tekelleşmeleri beraberinde getirir.
  • Günümüzde ve özellikle kapitalist ekonomilerde faiz, belirli bir sistem çerçevesindeki kredi uygulamalarının bir türevi kabul edilir.

Kredi ve kredileşme insanı diğer canlılardan ayırır. Bütün gelişmelerin temelinde kredi yer alır. Kredi kurumu ve kredileşme doğru ve yerinde kullanılarak karşılıklı olması veya emeğe verilmesi hallerinde olumlu etkiler doğurur. Faizli kullanılması halinde ise tekelleşmelere yol açtığı gibi gelir dağılımında dengesizliklerin de kaynağını teşkil eder.”

Ekonomimiz sorunlu ya; çare ve çözüm niyetine kaldığımız yerden devam edelim...

(Süleyman Akdemir Hocayı ve bu konuları canlı dinlemek isteyenleri, Cumartesi sabahları Üsküdar’daki İslam Medeniyeti Vakfı merkezimize bekleriz... 0216 343 97 31)