Dünyanın geleceğiyle ilgili araştırma yapan merkezler, Bu güne kadar söylenenleri kaydedip gelece sözü olmasını isteyenler,

Tefekkür üzerine kafa yoranlar,

Önce kendimiz üzerinde bir araştırma yapmamızda fayda var.

Devletlerin kavgasıyla, mahallenin sokak kavgası,  iki kardeş arasında çıkan miras kavgası, bütün bunlar aynı bataklıkta üreyen düşüncenin ürünüdürler.

Kişi, önce kendini tanısa, Rabbini tanıyacak. Kulağını onun kelamına çevirse, sorun çözülecek. Rabbimiz, bütün insanlığa hitaben şöyle buyuruyor:

“Ey insanlar! Sizi ve sizden öncekileri yaratan Rabbinize ibadet edin ki, takva sahibi olasınız.

O sizin için yeryüzünü döşek, gökyüzünü bina (tavan) yaptı. Gökten yağmur indirerek o su ile size rızk olarak meyveler çıkardı. O halde bile bile Allah’a ortaklar koşmayın.” (Bakara süresi, ayet 2/21-22).

“Rabbinize ibadet edin” derken bugün yaşayanların hepsi bu çağın etkisiyle eksik anlarız. “Bu adam, ibadetine çok düşkün” denildiğinde, namazını kılan, haccına giden, zekâtını veren, orucunu tutan adam akla gelir.

Bütün bunlar, İslam’ın beş şartındandırlar.

“İbadet” kelimesi “ Abd” kelimesinden türemiş. “Abd” kelimesinin Türkçe karşılığı, “Kul, köle” anlamınadır.

Rabbimiz: “Ben cinleri ve insanları ancak bana ibadet etmeleri için yarattım” buyurur. (Zariyat süresi, ayet 51/56).

Yukarıdaki ayette bütün insanların Yaratan’a kulluk, kölelik yapmasını emrediyor.

Yaratılış yapımız kul, köle olmak üzere yaratılmışız.

Onun için yeryüzünde köle olmayan insan yoktur. O getiriyor bizi bu dünyaya. O bizi götürüyor bu dünyadan. O yeni doğan çocuğa nefes almayı öğretendir. O anne sütünü indiren ve annesinden emmeyi öğretendir.

Derken bir başıbozuk çıkıyor, “Bundan sonra, benim dediğime göre hareket edeceksiniz” diyor.

Ve dünyada komünizmin köleleri, kapitalizmin köleleri, …izmin kulları ve köleleri…

O kuralları koyanların ten ve canında yarattığı hiçbir şey yok.

Kur’an-ı Kerim’in ifadesiyle kendisini Rab yerine koyan “Tağutlar” onların kurallarına iman ettikten sonra o kuralları korumak için ölümüne savaşan köleler.

Şu anda dünya genelinde tüm Müslümanlar, her gün, her hafta, bayramdan bayrama “İyyake na’büdü/Ancak sana kulluk kölelik yaparız” derler ama bütün hayatının kurallarını efendisinin isteğine göre yerine getirmeye devam ederler.

Rabbimiz, İsa aleyhisselam hakkında:

“Mesih de, Allah’a yakın melekler de, Allah’a kul olmaktan kaçınmazlar. Kim Allah’a kulluk yapmaktan kaçınır ve kibirlenirse Allah onların hepsini huzurunda toplayacaktır” buyurur. (Nisa süresi, ayet4/172).

Sevgili peygamberimiz de:

“Beni, Nasara/Hıristiyanların, Meryem’in oğlunu (İsa’yı) övdüğü gibi övmeyiniz (Allah’ın oğlu demeyiniz). Ben, ancak Allah’ın kuluyum. ‘Allah’ın kulu ve resulü’ deyiniz” diyor. (Buhari, Sahih, K. Ehadisü Enbiya, bab 48). Bütün peygamberler, Allah’ın kulu ve elçisidirler. Ve biz, şehadet kelimesinde buna vurgu yaparız.

Mevlana Celaleddin-i Rumi: “Men bende şüdem, bende şüdem, bende şüdem,

Men bende behaclet beser-efgende şüdem,

Her bende ki âzad şeved şâd âzad şeved,

Men şâd ez ânem ki türâ bende şüdem.”

“Ben kul oldum, kul oldum, kul oldum,

Ben, kulluğumu lâyıkıyla ifa edemediğim için utandım ve başımı önüme eğdim,

Her köle, azat edilince sevinir.

İlâhî; ben ise, sana kul olduğum için seviniyorum.”

Fatih Sultan Mehmet, Roma İmparatorluğu’nun bin yıllık zulmünü devam ettiren kanunlarını yürürlükten kaldırır ve Rabbine şöyle dua eder:

“Zülfün zencirine bağladı Şahım bizi

Kulluğundan etmesin Allah’ım bizi.”

Tabiatı ve tabiat kanunlarını yaratanın lutfettiği yiyecek ve içeceklerin alternatifi olarak ürettikleri yapay yiyecek, içecek ve giyeceklerin zararlı olduğunu anladıktan sonra tabii, natürel, organik yiyecek, içecek ve giyeceklere dönüldüğü gibi, bu uydurma, bir parmak farkıyla geçerlilik kazanan yapay, sanal, kanunların zararı da anlaşıldı ama adres de belli oldu.

Bu işten çıkarı olan, Amerika’da Biden, Rusya’da Putin, Çin’de Jinping gibi despotlar, Müslümanların uyanmaması için barut kokusu, para şıngırtısı, makam havasıyla, rütbe süksesiyle afyonlama tarafına gidiyorlar.

Başarılı olamayacaklarını da biliyorlar ama çıkarlarının zamanını uzatıyor.

“Kulluğundan etmesin Allah’ım bizi.”