Ramazan ayımız, bizi birleştirdiğinden, ayrı parti, kurum
ve kuruluşlarda olan insanların İslam da birleştiğini, hiç kimseden izin
almadan girilebilecek tek yerin camiler olduğunu ve bizi birleştirecek tek
şeyin İslam olduğunu gördük ve sevindik.
Suç oranının diğer
aylara göre düştüğünü gördük ve güvenlik harcamaları yerine İman ve ameli
salihi güçlendirmenin daha güvenli yol olduğunu anladık.
Allah tarafından onun lütfu ile affedileceğimiz ümidiyle
bayrama girmenin heyecanını yaşıyoruz.
Ama içimizde bir burukluk var.
Myanmar dan, Suriye den, Mısır dan, Libya dan, Tunus tan,
Amerika ya kadar Müslümanların çektiği çileleri duyunca içimiz acıyor.
İftar sohbetlerinde, ileride bayram sohbetlerinde hep
konuşulan ve sorulan Kan neden hep halkı Müslüman ülkelerde akar sorusudur.
Ben, bu soruya muhatap olduğumda hemen Hayır, hep halkı
Müslüman ülkelerde akmaz. Bu ülkelerde akan kan, Amerika da akan kanın yanında
sızıntı yerine bile geçmez dediğimde dinleyenlerin hemen hepsi, kültür durumu
ne olursa olsun Olmaz öyle şey der gibi yüzüme bakıyor.
Çağımızda zalimlik damgası vurulanlardan Saddam, otuz
yılda otuz bin insanın kanını akıtmış.
Apo ise kırk yılda kırk bin insanın kanının akmasına
sebep olmuş.
Gelin, bir de Amerika nın yıllık suç dosyasına bakalım:
Amerika da günde 89 kişi intihar ederek canına
kıyıyormuş, yılda otuz iki bin kişi eder.
Her yıl 17.000 (On yedi bin) Amerikalı yine Amerikalılar
tarafında vurularak öldürülüyormuş.
Dikkat edin, yıllık rakam bu. Kırk yılda on yedi bin
değil, bir yılda on yedi bin.
17000X40= 680000
Apo nun, Bush seviyesizliğine düşebilmesi için altı yüz
seksen bin insan öldürmesi gerekirdi.
Amerika, Irak ta bir buçuk milyon Müslüman öldürürken
4.000 (dört bin) askeri ölmüş.
Ama her yıl kendi vatandaşı yine kendi vatandaşına savaş
açmış ve on yedi bin insanı öldürmüş.
Her yıl alkollü sürücülerin çarpması nedeniyle öldürülen
16.885 (On altı bin sekiz yüz seksen beş) kişi bu rakama dahil değil.
Aslında dahil edilmesi gerekir. Çünkü içkiyi
meşrulaştıran, içkiye karşı olan yöneticileri askeri darbeyle indiren bu ülke
yöneticileri bu sarhoş sürücüleri teşvik suçu işlemiş sayılırlar ve
öldürdükleri insanların sorumluluğunu taşırlar.
Her yıl intihar eden 32.000 (Otuz iki bin) insanı
intihara sürükleyen sistemin bu intiharlardan sorumlu olması gerekir.
Her iki dakikada bir tecavüz olayı meydana gelirmiş,
günde 720 tecavüz olayı yaşanırmış.
Bir yılda çalınan otomobil sayısı bir milyon iki yüz bin
(1.200.000) dolayında imiş.
Bir yılda kapkaç sayısı kaç olduğunu tahmin edersiniz
Haydi kendinizi yormayın ben cevap vereyim: bir yılda 6
milyon 700 bin kapkaç olayı olurmuş.
Kapkaç olayı Türkiye yle de kıyaslanmış.
Bugünlerde kapkaç neredeyse yok denecek kadar az. Hatta
Ramazan ayında sıfırlanmış sayılır.
Türkiye de en fazla kapkaç, 2004 yılında olmuş ve 11.886 olay meydana gelmiş.
Amerika, Türkiye nüfusunun dört katı olduğuna göre
11886X4=47544 eder.
Yani, Türkiye nin nüfusu 300 milyon olsa 2004 yılında 47
bin 544 kapkaç olurdu.
Amerika da ise altı milyon yedi yüz bin (6.700.000) olay
olmuş.
Amerikan filmlerinin etkisi altında kalarak cinayetlerin
hepsini siyahların üzerine atıvermeyin.
Yapılan istatistiklere göre öldürülen beyazların %85 inin
katili de beyazmış.
En yakınınızdaki karakola gidiniz ve on iki ay içinde en
az suç işlenen ayı sorunuz, cevap Ramazan ayı olacaktır.
Haftanın yedi günü içinde en az suç işlenen günün Cuma
günü olduğunu, en fazla suçun da Cumartesi ve Pazar olduğunu ve bu iki günün
batıya en yakın olduğumuz gün olduğunu göreceksiniz.
Rabbimin iki tane emrinin yerine getirildiği zamanlarda
suç en aza iniyor. Ya bütün emirler yerine getirilse ve bütün yasaklardan uzak
kalınsa ülke nasıl olurdu bir hayal edin.
Bu istatistikleri ben, Çanakkale Onsekiz Mart
Üniversitesi Rektörü Sayın Sedat Laçiner in bir makalesinden aldım. Yazının
link adresi:
http://www.turkishwat.com/amerikada-yasam-ve-egitim/3419-amerika-suc-oranlari-ve-diger-istatistikler.html