Koalisyonlar ile ülke idare etmenin sağlıklı olmadığına inananlar bu yolu kapatarak ittifaklarla ülke idare etmeye başladılar.
Koalisyonlu dönemlerde farklı partiler bir araya geliyor ve bakanlıklar bu partiler arasında paylaşılıyordu!
İttifaklar döneminde böyle bir paylaşımdan söz etmek mümkün değil!
Hükümet bir parti tarafından kuruluyor, ittifakın öteki ortağı da bu hükümeti kayıtsız şartsız destekliyor.
Bakmayın, kayıtsız şartsız destekliyor dediğimize!
Dışarıdan destek veren partinin bir dediği ikiletilmiyor ve her isteği anında yerine getiriliyor.
Yani dışarıdan destek veren, koalisyonun içinde yer alan partiden çok daha güçlü bir şekilde hükümet çalışmalarında etkili oluyor.
En azından bürokraside acayip güç kazanıyor.
Günümüzde de öyle oldu! Cumhur İttifakı’nın iki ortağından AKP hükümet kuruyor, MHP ise dışarıdan destek veriyor.
Ama sanki hükümetin doğrudan içindeymiş gibi etkili ve yetkili olmayı başarıyor.
Bazen zorlanıyor olsa da büyük ortak AKP, bu duruma katlanmak mecburiyetinde kalıyor.
Bunları niye yazıyoruz?
Asgari ücret ve emekli maaşları konusunda MHP’den bir talep geldi de onun için yazıyoruz.
Ekonomi yönetimi, enflasyonu dizginleyebilmek için asgari ücret ve emekli maaşları konusunda çok cimri davranmaya başlayınca ittifakın öteki ortağı MHP sesini yükseltti!
Asgari ücret ve emekli maaşlarına yapılacak zammın yanı sıra bir refah payı verilmesi talebinde bulundu.
Top şimdi büyük ortağın kucağında!
Ya küçük ortağın talebini duymazdan gelerek ittifakı zor durumda bırakacak ya da bu talebe evet diyerek, ekonomi yönetiminin işini zorlaştıracak.
Cumhur İttifakı’nın öteki ortağı MHP, elbette tabandan gelen seslere kulak vererek böyle bir talepte bulunuyor.
Hükümete her istediğini yaptırmaya alışan MHP’nin, bu konuda da başarılı olursa bir taşla iki kuş vurmuş gibi olacağı kesin.
Hem bir isteğini daha yaptırmış hem de sokaktaki vatandaşların takdirini kazanmış olacak.
