Yargı mensupları içinde savcıların medya ve kamuoyu ilişkisi daha "özel" bir yerdedir. İlişki derken kastımız görüşme ve temas değildir. İlgi duyma/dikkat çekme pozisyonudur.

"Yassıada savcısı" hatıraları ile yaşayanlar bu ülkede hâlâ nüfusun ağırlıklı bir kesimini temsil ederler. Adını anmasalar da, o günleri nasıl yaşadıklarını, neler hissettiklerini hiç anlatmasalar da aralarında olumlu olmayan bir savcı tiplemesi vardır. O günlerden kalmış bir kaç "Gürsel" adına rastlansa da çocuklarda, "Egesel" adını hiç kimse duymamıştır. Neden acaba Halbuki o savcının tutumunu "az" bulan çok medya kalemşörünün imzası vardır gazetelerde.

"Bornova savcısı lütfen dinleyiniz" gibi başlıklarla hukukcu bir yazarın köşe yazılarını hatırlıyorum; "sağcı" bir gazetede. Konu ne idi, Bornova savcısı ne yapmıştı aklımda yok. Çerkezköy savcısı ile ilgili haberleri de hatırlıyorum, burada da konu belleğimden silinmiş ama o savcının gelen seçimlerde senatör olarak Meclis e gönderildiğini biliyorum. Yıllarca komşuluk yaptığım "Feyyat amca" bilinmezliğinin kendisini Meclis e gönderdiğini söylemişti.

Geldik bugünlere, Van Cumhuriyet Savcısı Ferhat Sarıkaya nın hakkında yazılanlara, söylenenlere, uygulananlara...

Müdahalenin çok geç yapıldığını söylemiş Güniz Sokak ta ikamet eden şapgalı beyimiz. Ne demek istiyorsa artık...Yasakçılıkta hâlâ hızını mı alamadı

Başbakan olarak girdiği bir seçimde, meydanlarda nutuk atarken yanına o ilin ve ilçelerinin müftülerini alarak görüntü veren beyimize bir haber var gazetelerde: "Siyasi toplantıya katılan din adamı meslekten atılacak!"

Geç mi kalındı, yoksa artık ihtiyacı mı yok, tekrar Çankaya için hazırlık yapan beyefendimizin Ne dersiniz