Önceki yazı ile birlikte okunmasını tavsiye ederek kaldığımız yerden devam edelim…
İbrahim Veli’nin önceki hafta ya da bu aybaşında Millî Gazete’de yazdığı “‘Kayıp 25 Yıl’ Nasıl Kazanılır!” başlıklı yazısına şöyle devam ediyor:

“Sorunların derinleştiği, çözümün ise daha fazla hassasiyet istediği bir döneme evrildik. Akla ziyan yatırım mantığı yerine, imkânları dönüştürecek bir yaklaşıma ihtiyacımız var. Bunun için önce herkesin hakkını aldığı bir ortam sağlanmalıdır. Bu açıdan dikkatleri fikir, tutarlılık ve seviye üzerinde yoğunlaştırılmalıdır. Zembereği ruhlarda büyük bir yıkım yapmaya ve enkaz bırakmaya kuran kararlar, süreç-sonuç bağlamında yeniden değerlendirilmelidir.”

Yaman çelişkiler

“Değerlendirdikçe görüyoruz ki; tehlikenin boyutları derinleşti! Daha fazla kazanma hırsına dayanan bir sistemin sonuçları sadece ekonomik olmadı, sosyal ve beşeri maliyetler de getirdi. En büyük maliyet ise çalıştıkça kazancı azalan bir kısır döngüden ve ahlaklı oldukça kaybeden bir açmazdan çıkamamaktır. (…)
Filmi geri sardıkça görüyoruz ki; 54. Hükümet sonrası dönem hep sorunlarla geldi: 28 Şubat / Ergenekon / yeni anayasa / paralel yapılanma / cumhurbaşkanlığı yönetim sistemi!”

Kalıcı hasar

“1997 sonrası yaşanan 25 yıl, beklentilerin yüksek ancak gerçekleşme oranının çok düşük olduğu bir dönem olmuştur. “Ne umduk, ne bulduk” diye bakıldığında makas sürekli açıldı.” (…) Bu noktada alternatif üretmek isteyenlerin soruları nettir: Menzile ulaşacak cesur ve kararlı adımlar neler olmalıdır? Küresel yeniden yapılanmayı sorgulayacak kadrolar kimlerden oluşmalıdır?”

Çizgi siyaseti

Kim gelmesin diye değil, kim gelsin diye, Hakkı üstün tutan bir anlayışa kapı aralansın diye tercih yapmanın hayati önemde olduğu bilincine varılmıştır. (…) Çözüm aramak inancımızın bir gereğiyse, “çizgi siyaseti”yle Türkiye’nin teminatı olmak zorundayız.”

54. Hükümet yolunda

“Bir fikre sahip çıkmak varken, şartlara teslim olmanın sonucu, yine aynı fikri savunmak zorunda kalmanın kronolojisini izlediniz. Aynı film izlenmek istenmiyorsa yaşanan yaman çelişkilere ve kalıcı hasarlara son verilmelidir. (…) Geçmişte yaptık, yeniden yapabiliriz! (…) Bu sayede “54. Hükümet Zihniyeti”, Millî Görüş’ün 54. yılında ( 2023) kaldığı yerden devam edecek ve “kayıp 25 yıl” telafi edilecektir. Çünkü planlanan gelecek yakındır!”

Yazının tamamının okunmasında fayda var.

https://www.milligazete.com.tr/makale/11324066/ibrahim-veli/kayip-25-yil-nasil-kazanilir
Son 2-3 yılda yaptığım konuşmalarda söz genellikle 80 milyon ülke insanının “Adil Düzen” ile “Adil Ekonomik Düzen” merkezli bu çare ve çözümleri beklediğini hatırlatıyorum…
Devamında da aynı zamanda 8 milyar insanın da “Adil Dünya Düzeni” ve “Adil Düzen İnsanlık Anayasası” merkezli yeni bir dünya düzenine muhtaç olduğunu, dolayısıyla bütün beşeriyetin de bu çare ve çözümleri beklediğini hep hatırlatıyorum…

Bu arada Ramazan Bayramı, iki bayram arası ve Kurban Bayramı da gelip geçti; bu süre zarfında da yapılması gereken hatırlatmaları yaptık, yazılması gerekenleri yazdık…

İki seneyi aşkın süredir 8 milyar insanın hayatını tehdit eden ‘yapay küresel salgın’ sebebiyle zorunlu ev hapsine maruz kaldık. Bu kapanma sürecinde insan neslinin geleceği hususunda ciddi sorunlar yaşadık. Hamdolsun insanlık yeni/den normale dönüyor, sosyal ve ekonomik faaliyetleri ile ibadetlerini yeniden bir arada gerçekleştirebiliyor. 1443 H. / 2022 M. yılı Kurban Bayramı’nın; insanlığın değeri hususunda, bütün önyargıların aşıldığı, ideolojik vb. hususların 20. yüzyılıyla gömüldüğü, tüm insanlığın birbirine yaklaştığı ve yakınlaştığı, savaşlarla birbirlerini kurban etmedikleri, insanlığın bütününün AKRABA olduğu anlayış ve davranışın pekiştiği dönemin MİLADI olması temennisiyle; Cenabı Allah’tan bayramın mübarek olmasını dilerim…

Bunları hatırlamamıza ve hatırlatmamıza vesile olan Kazım Erten’e teşekkürler…