Medine’de Cennetü’l Bâki’yi ziyaret ettim, dua ettim…

Cennetü’l Baki’nin manası; “Sonsuzluk bahçesi” demek…

Ya da bir başka deyimle sahabelerin ebedi istirahatgâhı…

“Cennetü’l-Baki” Medine’de Mescid-i Nebevî’nin hemen yanı başında, doğu tarafında bulunan mezarlığa verilen isim.

Ahmet Ağırakça’nın araştırmasına göre, bu mezarlığa ilk defnedilen sahabî, İslâm’ın Medine’de yayılmasında büyük emeği geçen ve İslâm’da ilk defa Müslümanlara cuma namazı kıldıran Es’ad b. Zürare  oldu.

Başka bir kanaate göre el-Bakî’ye ilk defa Osman b. Maz’un defnedilmiştir.

Daha sonra Medine-i Münevvere’nin bu meşhur mezarlığına ashabtan vefat edenlerle Hz. Peygamber’in yakınları, oğlu İbrahim gömülmüştü. Hz. Fâtıma ve oğlu Hz. Hasan burada medfun.

Resulullah (s.a.s.), hayatta iken bu mezarlığa sık sık uğrar ve burada yatan ashaba dua ederdi.

El-Bakî mezarlığı İslâm tarihi boyunca önemli şahsiyetlerin defnedildiği bir mezarlık oldu.

Önemli bir ayrıntı; Bu mezarlığın yeri, Hz. Muhammed (s.a.v.) tarafından seçildi.

İlk sakini, Osman bin Maz’un oldu ve peygamberimiz Hz. Muhammed, cenazenin defninden sonra, mezarın baş ve uçlarına yanından getirdiği ilk taşı koyarak, “Bu ahirete ilk gidenimizdir” dedi.

Peygamber Efendimiz zaman zaman Baki Mezarlığını ziyaret eder ve orada medfun bulunan mü’minler için dua ederdi.

Cennetu’l Baki Mezarlığı, Efendimiz’in (s.a.) zevceleri, evlâdları ve ashabın seçkinlerinin mübarek, nurlu bedenlerine son mekân oldu.

Üçüncü halife Hz. Osman Zinnureyn, başlangıçta Cennetü’l Baki dışında bir mevkiye defnedilmişken, zamanımızda mezarlık onun kabrini de içine alacak şekilde genişletildi. 

Baki Mezarlığını ziyaret etmek müstehab.

Peygamber Efendimizi görme şerefine nail olan, sesini duyan, onunla namaz kılan ve İslâmiyet uğrunda hiçbir fedakârlıktan çekinmeyen on bin civarında sahabe bu mezarlıkta medfun. 

Hz. Abbas, Hz. Aişe, Hz. Fatıma, Sad b. Ebi Vakkas, Hz. Hasan gibi sahabeler ile İmam-ı Malik gibi Tabiun’dan bir çok büyük zevat burada bulunmakta.

Hz. Peygamberimiz (s.a.v.), “Bakiyyu’l-urkad mezarlığına her kim defnedilirse, kıyamet günü ona şehâdet ve şefaat ederiz.” buyurmuştur.

Mezarlığın içerisine girmek şart olmamakla birlikte kapısı açık olduğunda içeri girilerek; kapalı olduğunda dışardan ziyaret edilebilir. Ziyarette orada yatanlara selâm verilir ve dua edilir. 

***

Cennetü’l Baki’den bazı ayrıntılar vermek gerekirse;

Mescid–i Nebevi tarafındaki girişte hemen sağ tarafta belli belirsiz iki mezardan birisi Hz. Fatıma–tüz Zehra validemize aitken, solundaki ise Efendimizin amcası Hz. Abbas’a ait. Hemen doğusunda ise Hz. Ali’nin oğlu, Hz. Hüseyin, Hz. Hüseyin’in oğlu Zeynel Abidin Zeynel Abidin’in oğlu Muhammed Bakır (r.a.) ve onun oğlu Caferi Sadık’ın kabirleri var.

Efendimizin kızları Zeynep Rukiye ve Ümmü Gülsüm’ün kabirleri ise Hz. Abbas’ın kabirinin sonunda yer alıyor. Peygamber Efendimizin kızlarına ait mezarların sol kısmında yani kuzeyinde ise Hz. Aişe, Sıddıka, Hafsa, Sevde, Zeynep binti Cahş, Ümmü Habibe, Ümmü Seleme, Cuveyriye ve Safiye validemiz medfun bulunuyor.

Bunların solundaki iki dikdörtgeni andıran bölümde ise Efendimizin süt kardeşi Süfyan Bin Harise ve Hz. Ali’nin kardeşi Akil (r.a.) yatıyor.

Giriş kapısının önündeki patikayı takip edip mezarlığın ortasına vardığımızda diğer mezarlara göre çevrilmiş ve biriketlerle dikdörtgen bir mezarı gösteren yapı ise, Hz. Osman Bin Affan Efendimize ait.

Solundaki yani kuzeyindeki yolun solunda yer alan yerde ise Peygamber Efendimizin süt annesi Halime–i Sadiyye validemiz medfun.

***

Dün Uhud, Kuba Mescidi, Kıbleteyn, 7 Mescitlerini de ziyaret ettik.  Buralardan izlenimlerim de inşallah yarın…

Artık sona doğru yaklaşıyoruz…

Neredeyse 3 haftadır kutsal topraklardayım…

Kutsal topraklara bir daha gelmek nasip ve kısmet olur mu, acaba

Kim bilir, Allah (c.c.) ömür ve imkân bahşederse, yakın zamanda belki de ailece bu ruh zenginliğini bir kez daha yaşarız…

Haydi hayırlısı…

Hac ibadetini izleyen gazetecilerin ‘EN’leri…

 

* En bilge: Ali ESKALAN (Kahramanmaraş Temsilcisi -Dünya Gazetesi)

* En hızlı: Serkan FİDAN (Anadolu Ajansı)

* En sessiz çalışan: Mutlu SOYUÇOK (Anadolu Ajansı Kameramanı) 

* En önder: Cem ÖKSÜZ (Anadolu Ajansı - Foto Muhabir) 

* En haberci: Ferhat YAZICI (Muhabir-TRT Haber)

* En baba: Raşit DEMİRTAŞ (TRT- Prodüktör) 

* En yerinde duramayan: Ali Rıza SARI (TRT-Kameraman)

* En öyküleyici: Mefail AKÇATEPE (İHA)

* En yörük: İbrahim KILINÇ (İHA)

* En efendi: Murat OVUCU (Muhabir-A Haber)

* En hareketli: Kıvanç GÜRBÜZ (Kameraman- A Haber)

* En atak: Serbest ÖZDEN (Muhabir-Bugün Gazetesi)

* En planlamacı: Ercan KÖSE (Genel Müdür- TV 5)

* En canlı yayıncı: Mehmet Mustafa YILDIZ (Editör-Ülke TV)

* En sessiz: Yasin KAMALOĞLU (Kameraman-Kanaltürk/Bugün TV)

* En maharetli: Ömer ÇAĞLAK (Kanaltürk/Bugün TV-Muhabir)

* En kurgucu: Ercan CANİK (Kameraman-FOX TV)

* En özgün çalışan: Yılmaz Emre İZKÜBARLAS (Muhabir- Fox TV) 

*En esprili: Ali Ekber KARAÇAM (Kameraman-Kanal 7)

* En hanımefendi: Ayşegül BÜTÜNBAŞ (Muhabir-Kanal 7) 

* En atik: Fatih AKALAN (Muhabir-Samanyolu TV)

* En organizatör: Aziz M. İSTEGÜN (Diyarbakır Blg. Temsilcisi- Zaman)

* En hazır: Bünyamin DEMİRKAN (Muhabir-Star Gazetesi)

* En yatıştırıcı: Hasan AY (Muhabir-Sabah Gazetesi)

* En kaybolan: Fatma AKSU (Muhabir-Hürriyet Gazetesi)

* En coşkulu: Nurullah ARIKAN (Haber Müdürü-Habertürk TV)

* En arka plancı: Ömer ŞAHİN (Haber Müdürü-Radikal Gazetesi)

* En deneyimli: Osman SAĞIRLI (Muhabir-Türkiye Gazetesi)

* En kadife sesli: Naim GÜLEÇ (Genel Müdür-Akra FM)

* En hacı: Osman ATEŞLİ (Sorumlu Müdür-Haber7. Com)

* En yaşlı: Ekrem TEMOÇİN (Ankara Gazeteciler Cemiyeti)

* En patron: Alaeddin KAYA (Yayın Sahibi-Belde Gazetesi)

* En babacan: Mustafa DEMİREL (Diyanet Basın Merkezi Sorumlusu)

* En moderatör: Kenan Esen (Diyanet Basın)

* En teknik: Hasan Demir (Diyanet Basın)

* Milli Gazete Yayın Kurulu Notu: Birinci sayfalarda en çok yer alan: Adnan Öksüz (Milli Gazete)

NOT: Bugün 20 Ekim 2013 Pazar… İktidar ve TBMM’de grubu bulunan partiler, 2012 yılında yeni ve sivil anayasa vaadini yerine getiremedi. Sınıfta kaldı. Umutlar bu yıla sarktı. Cemil Çiçek, liderlerle görüşerek yeni bir süreç başlattı. Son hazırlanan Demokratikleşme Paketi sanki yeni ve sivil Anayasa çalışmalarını sekteye uğrattı, yavaşlattı gibi; ne dersiniz Du bakali n’olacak Her şeye rağmen yine de takipteyiz…