Siyonist İsrail ne sivil diyor, ne çocuk,

Binlerce bomba atarak su ve yiyecek olmayan Gazze’ ye saldırıyor.

Henüz doğmamış anne karnındaki bebekleri bile saldırılarda anneleri ile birlikte katlediyor.

Gazze’de evler, hastaneler fosfor bombaları ile yakılıyor.

Suların akmadığı, elektriğin olmadığı şehirde, insanları evlerinden çıkıp göçe zorlayan İsrail,

Ya sürgün ya ölüm seçeneğini sunmakta.

Bu soğuk güz günlerinde, Siyonist İsrail tehcir uygulaması başlattı.

Herkesi evlerinden ayrılıp göçe zorlamakta.

Yola çıkan konvoyları vurmakta.

Kapana kıstırdığı insanları yok etmekte.

UNICEF , "Gazze'den gelen görüntüler korkunç. Kurbanlar arasında çok sayıda çocuk var. Bir milyon kişinin gideceği güvenli bir yeri yok. Bu kabul edilemez, şiddet derhal son bulma-lı" ifadelerini kullandı.

Ancak Batı medyası, yalan haberlerle katliamı gizlemeye çalışmakta.

İngiliz gazeteci H. Fear, Batı medyasının İsrail-Filistin çatışmasını haberleştirirken taraflı tutum sergilediğini belirtip,

"Şu anda gördüğümüz şey bir kan gölü. İsrail halkı adına Gazze halkından intikam almak için tasarlanmış toplu kıyım" dedi.

Fear, İngiliz yayın kuruluşu BBC'nin bölgedeki çatışmaları haberleştirirken, Gazze'de öldürülen-ler için "öldü", İsrail'dekiler içinse "öldürüldü" ifadesi kullandığını anımsatarak, "BBC gibi kötü şöhretli kuruluşlar, İsrail-Filistin çatışmasında tarafsızlık ilkesine rağmen olağanüstü dil ifadeleri sergiledi. Bu, sözde tarafsız habercilikte açık bir 'delilik' örneği" diye konuştu.

"Filistinliler, İsrailli yetkililerin deyimiyle fiilen insan olmayan 'insansı hayvanlar' olarak katego-rize edildi ve ana akım medya hikâyeyi bu şekilde ele alıyor. İsrail-Gazze çatışmasına ilişkin baskın anlatı İsrail'in bakış açısına dayanıyor. Bu da basitçe, İsraillilerin hayatlarının çok fazla yüceltildiği, Filistinlilerin hayatlarına ise hiçbir önem atfedilmediği anlamına geliyor."

"Gazze'de çocuklar yıllardır katlediliyor. İsrail'in hava bombardımanlarında 'kafaları kesildi' an-cak bu Batı medyasında hiç yer almıyor" dedi.

Fear,"Bu haberler, yüzlerce hatta binlerce Filistinlinin öldürüleceği ve Batı kamuoyunda bunun durdurulması gerektiğine ilişkin bir algının olmadığı anlamına geliyor. Filistin söz konusu oldu-ğunda, bu bir tür 'Tanrı'nın takdiri' oluyor. Dolayısıyla Batı kamuoyunda İsrail'in gücüne ve İs-rail devlet terörüne karşı bir duruş oluşmuyor."

Gazze Sağlık Bakanlığı, İsrail'in saldırılarında Gazze'de 614'ü çocuk, 1900 kişinin öldüğünü duyurdu.

Batılı üst düzey siyasiler,  İsrail-Filistin çatışmasında, desteklerini göstermek için işgalci İsrail'e gittiler.

Başta Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen olmak üzere,

İtalya Başbakan Yardımcısı, Almanya Dışişleri Bakanı, Kanada Dışişleri Bakanı İsrailli mevki-daşları ile HAMAS direnişinden etkilenenlerin aileleriyle bir araya geldi ve işgalci İsrail'e deste-ğini dile getirdi.

Gitmişken Filistin bölümüne de geçip onların yaralarını da soralım demediler.

Çünkü onların ölüsü de, ölüden sayılmamakta.

Ancak BBC’nin Arap kökenli muhabiri onlara ağlayabildi;

“Cesetler her yerde. Hayatım boyunca bir daha unutamayacağım şeyler gördüm. Burada El-Şifa Hastanesi’nde cesetler her yerde. Yaralılar yardım çığlıkları atıyor, bu sesleri bir daha unutmak imkânsız.”