Fıtrata/doğuştan verilen özelliklerimize dokunmamalıyız.

Biraz büyüdükten sonra dokundurmamaya dikkat etmeliyiz.

Çevre etkisiyle henüz bozulmayan, kirletilmeyen iç dünyamızı, büyüklerimizin ürettikleri pisliklerin çöplüğü haline getirmemeliyiz.

Rabbimiz buyurur:

“Sen, her türlü şirke meyletmekten arınmış olarak, yüzünü dine doğ¬rult. Allah’ın fıtratına (yaratmasına) ki, in¬sanları onun üzerine yarattı. Allah’ın yarattığını de¬ğiştirmek yok. İşte doğru din budur. Ancak insanla¬rın birçoğu bilmezler” (Rum süresi ayet 30/30).

Sevgili Peygamberimiz de:

“Her doğan çocuk (İslâm) fıtratı üzerine doğar. Sonra anne-babası onu ya Yahudi,  ya Hıristiyan veya Mecusî yapar” buyurur. (Buhari, Sahih, cenaiz 80-92, Müslim, Sahih, Kader 25, Tirmizi, Sünen, Kader 5).

Paranızı, makamınızı, rütbenizi, şöhretinizi korumak için gösterdiğiniz çabadan daha fazlasını, kendi yaratılış ayarlarınıza müdahale etmek isteyenlere izin vermemeye çalışınız.

Baba ve anne olarak çocuklarımızın yaratılış ayarlarıyla oynamamaya dikkat edelim.

Çocuklarımızın yaratılış ayarlarıyla oynayarak çocukları taciz edenlerin ilki, çocuğunu gözünden bile sakınan ve çocuğuna her bakışında “Maşallah” diyen anne ve babalarıdır.

Kendi değerlerini ona yüklemeye devam ederken çocuğunu taciz eder.

Onun için İslam’da çocuk eğitimiyle ilgili bir kitabı okuyarak, uygulayarak büyütmeli.

Şu anda piyasada çocuk eğitimi üzerine yazılan kitapların yüzde doksanı, Trump veya Putin yetiştiren ülkelerin etkisi altında kalınarak yazılan eserlerdir.

Okulda öğretmeni, sokakta arkadaşları… Herkes kendi değerlerini, çocuğa yüklemeye çalışırlar.

Hadis-i şerife dikkat edersek, Yahudi, Hıristiyan, Mecusi anne ve babaların tacizine dikkatimizi çekiyor.

Hadiste, “Anne-babası, onu Müslüman yapar” demiyor.

Çünkü Hazreti Adem’den beri dünyayı teşrif eden her çocuk, Hazreti İbrahim, Hazreti Musa, Hazreti İsa ümmeti olanlar da Allah’ın dini olan İslam dinine uygun olarak doğarlar ve ancak anne-babası onu kendine benzetir.

Müslüman bir aile ise, çocuğunu kendine benzetmemeli, Allah’ın dini olan İslam’a göre şekillenmesi için çalışmalıdır.

Çünkü bizim nesil dinimize düşmanların yakıp yıktığı yerlerde büyüyen yangın yeri nesiliz.

Hepimizin kültüründe din düşmanlarının pis yanık kokusu vardır.

Çocuklarımıza, örnek olarak da kendimizi, hayran olduğumuz birilerini değil, Sevgili Peygamberimizi göstermeli ve onu tanıtmalıyız.

“Ey iman edenler, Allah ve Resulünün önüne geçmeyin ve Allah’tan sakının, şüphesiz Allah her şeyi işiten, her şeyi bilendir” (Hucurat süresi ayet 49/1) ayetine uyarak hiçbir insanı, makamı, rütbesi, serveti, şanı, şöhreti ne olursa olsun hiç birinin sözünü, kuralını, Allah celle celalühün bir tek ayetinin önüne ve onun elçisi Muhammed aleyhisselmın sünnetinin önüne geçirmemeye dikkat etmeliyiz.

Şu anda iki yüz devletin bilim adamları, sanayi ve teknolojisinin ürettiği ışıkların hepsini toplasanız, Allah’ın yarattığı güneşle kıyaslar mısınız?