Şu seçim kampanyası sırasında parti genel başkan ve sözcülerinin açıklamalarını zaman zaman alt alta sıralayıp sizlerin dikkatine sunuyorum. İstiyorum ki toplum oynanan oyunu görsün, bu oyuna kanmasın.. Hemen belirteyim ki bu incir çekirdeğini doldurmayan laflardan sıkılıyorum.. "Ülkeyi bunlar mı yönetmeye talip " diye de düşünmeden edemiyorum.
Bu arada sergilenen ikiyüzlülükler ise toplumun iyiden iyiye enayi yerine konulması anlamına geliyor ki, tiksinti duymamak mümkün değil. Tüm bunlara rağmen şu seçim kampanyası sırasında yaşananlar da bu ülke siyasetçilerinin önemli bir bölümünün de gerçeği.
Gelelim şimdi de yine bu seçim kampanyasında sergilenen bir olaya.. Yozgatta CHPliler hanımlara başörtüsü dağıtmışlar.. Böylece başörtüsüne karşı olmadıklarını göstermeye çalışmışlar.. Elbette CHPnin başörtüsüne karşı olmamasından memnuniyet duyarız, inanç özgürlüğü adına çok önemli bir gelişme olarak değerlendiririz.. İnanan insanların inandıkları gibi yaşamalarına saygı duyulması aynı zamanda demokrasi ve insan haklarına saygının bir gereğidir.
İşte bu noktada akla hemen bir soru geliyor..
Bu memlekette başörtüsü karşıtlığını yapanların başında CHP ve CHPliler gelmiyor mu Başörtüsünü rejime karşı ciddi bir tehlike olarak algılayıp öyle takdim etmiyorlar mı Çankayaya eşinin başı örtülü bir kişinin çıkmaması için CHP yiğitçe(!) mücadele vermedi mi Cumhurbaşkanı Sezer Köşkteki davetlere eşlerinin başı açık milletvekili ve bakanları eşleri ile birlikte davet ederken eşlerinin başı örtülü milletvekili bakanları tek davet etmedi mi CHPnin buna karşı bir tavrı oldu mu CHPeğer başörtüsüne karşı değil, başıörtülülere saygı duyuyorsa, Cumhurbaşkanının bu tavrının insan haklarına aykırı olduğunu bir kere olsun niçin dile getirmedi Niçin hala Baykal, Sezer gibi Cumhurbaşkanı arıyor Seçimlerden sonra uzlaşma ile Sezer gibi birinin Cumhurbaşkanı seçilmesi gerektiğini söylüyor .
Belli ki CHP Yozgat İl Hanım Kolları başkanı ve arkadaşları halkın tepkisini kırmak, inançlı insanların oylarını da alabilmek için hanımlara başörtüsü dağıtmayı strateji yapıyorlar.. Elbette yapabilirler.. Tekraren belirteyim ki, CHPnin başörtüsüne karşı olmayışından da ayrıca memnuniyet duyarız.. Ama, düne kadar başörtüsü karşıtlığının bayraktarlığını yaptıktan sonra seçim meydanlarında başörtüsüne sarılınıyorsa bu tavrı samimi bulmak mümkün olabilir mi Kaldı ki, yarın yeniden Meclise girdikten sonra yine eski huylarının depreşmeyeceğini, eşleri başörtülülerin devletin zirvesinde görev almalarının rejimi tehlikeye sokacağı iddialarını yeniden gündeme taşımayacaklarından emin olunabilinir mi Ev ev dolaşarak başörtüsü dağıtılmasının insanları kandırmak için bir takiyeden öte gitmediğine nasıl inanılacak
Başbakan Erdoğan başörtsü yasağı, meslek lisesi mezunlara karşı uyulanan katsayı zulmü gibi konuların çözümü konusunda Bedel ödemeye hazır olmadıklarını, bunun için kurumsal uzlaşmaya ihtiyaç var diyerek bu alanda adım atmaya niyetleri olmadığını gösterdiğinde eğer CHP gerçekten başörtüsüne karşı değildiyse o zaman Erdoğana bir çağrı yaparak, "Gel arkadaş biz de başörtüsü karşıtı değiliz.. Elele verelim şu meseleyi çözelim" diyebilselerdi CHP bugün seçim meydanlarında başörtüsü dağıtarak oy toplamak zorunda hiç kalmazdı, bu halkın önemli bir bölümü oyunu onlara verirdi. Ama, nerede o CHP..
Başta Baykal olmak üzere işleri güçleri birtakım hayali tehlike ve düşman icad ederek bunun üzerine politika bina etmekten öte yaptıkları birşey yokken şimdi "Bizde başörtüsüne karşı değiliz" demenin inandırıcı bir yanı olabilir mi Keşke inandırıcı olabilseler..