Milli Gazete’nin çıktığı günden bu yana abonesi…
O kadar ki, ameliyat masasına giderken bile yatağında Millî Gazete ile görüntülenmişti, hatırlayacaksınız…
Gazetede dikkatini çeken yazı ve haberleri kesip saklayan bir Milli Gazete virtüözü adeta…
Yılmak, yıkılmak, yenilmek nedir bilmeyen, usanmaz, bıkmaz, yorulmaz bir Milli Görüş sevdalısı…
Tam bir aşk ve heyecan adamı…
Erzincan’ın köklü ailelerinden…
Erzincan İmam Hatip Lisesi’nden sınıf arkadaşım sevgili Mustafa Meydan’ın da babası…
İsmail Meydan’dan bahsediyorum…
Telefonla aradı…
“ Erbakan Hoca’nın hemen yanında konumlanan hayırsever: Günhan Çağlı…” yazım üzerine görüşlerini anlattı, sohbet ettik.
“Senin bu yazın beni çoook eskilere götürdü.” diye başladı. Ve şu anısını paylaştı;
“1980 askeri darbesinden hemen önceki yıllardı. Milli Selamet Partisi’nin (MSP) önemli bir programı vardı, Erzincan’da. Programın organizasyonunda görevliyim, ben de. Elimde bir liste, salonun giderleri için kapı kapı dolaşıyorum. O zamanın bilinen esnaflarından, işadamlarından imece usulü gereken miktarı toplamaya/toparlamaya gayret ediyorum. Derken, sizin yazınızda bahsettiğiniz, eski Erzincan milletvekili Tevhit Karakaya’nın babası merhum Mehmet Karakaya beyle karşılaştık. Mehmet bey, bir elimdeki listeye ve masraflara baktı bir de bana baktı! Listeyi elimden aldı ve ‘Bunu bana bırak. Sen diğer işlere bak!’ dedi. MSP’nin anılan o programını icra etmek için gereken tüm meblağı tek başına karşıladı o zaman Mehmet Karakaya büyüğümüz. Şunu söylemeden geçmek istemem; Mehmet Karakaya böylesine hamiyetperver, böylesine
yardımsever bir önemli şahsiyetti…”
İsmail Meydan, merhum Günhan Çağlı hakkında da hatıraları olduğunu ama onları bilahare paylaşacağını da ekledi. Eyvallah…
***
Mehmet Karakaya demişken…
Şahsen tanıma fırsatı bulduğum, sohbetlerinde bulunduğum Mehmet Karakaya ehli tarik ve ehli tasavvuftu. Şehirde kimin başı ağrısa, yolda kalsa yolu mutlaka Karakaya Oteli ve otelin altındaki -o karınca misali çalışan- kuyumcu dükkânında bulurdu, kendini.
Cami inşaatı mı yarım kaldı, evlenen çiftlerin çeyizi mi eksik; hemen yanı başlarında olurdu, hacı Mehmet Efendi…
Şahsen benim de feyz aldığım büyüklerimdendi.
Bir keresinde şunu ifade etmişti; “Şimdi Adnan efendi, -bana hep Adnan efendi derdi- senden yukarıdakilere bakarsan, madden senden üstün olanların yaşantılarını, hayat tarzlarını dikkate alırsan, onlara özenirsen sürekli rahatsız olursun. Elbette çalışıp çabalayacaksın, işinin en iyisini yapmaya çalışacaksın, kazanacaksın ama kendinden aşağıdakilere bakarsan şükredersin, rahatlarsın…”
Bu, tasavvufi bir bakış açısı ve yaklaşımı idi…
55 yaşındayım. Bu yaşıma kadar bana yön veren, ilham kaynağı olan düsturlardan biri bu oldu…
Hacı Mehmet amcanın bu cümlelerini hiç unutamam…
Tanık olduğum bir başka anekdotta ise otelin mutfak kısmındaki tezgah mermerlere oturan bir çalışanı gördüğünde son derece nazik ve kibar uyarısı idi; “Öyle oturursan rahatsız olmaz mısın!”
Fırsat bulursam, Hacı Mehmet Karakaya hakkında daha geniş bir yazı, hatta imkânım olsa biyografisini, hayat öyküsünü kaleme almak isterim.
Nasip… Rahmet olsun inşallah…
MEŞHUR TERZİ HASAN’IN OĞLU MUAMMER YILDIRIM
“Erbakan Hoca’nın hemen yanında konumlanan hayırsever: Günhan Çağlı…” yazım üzerine çok sayıda telefon ve mesaj aldım. Türkiye’nin ve dünyanın farklı noktalarında bulunan ama özellikle MNP, MSP, Refah Partisi ve Fazilet Partisi dönemlerinde yolu bir şekilde Günhan Çağlı ile kesişenler anılarını paylaşma yarışına girdi, adeta. Ne güzel…
İşte o arayanlardan biri de Muammer Yıldırım.
Muammer Yıldırım kim mi? Gümüşhane/Kelkit ilçesinden. Kelkit esnafından meşhur Terzi Hasan’ın oğlu. 1980-1981 döneminde Kelkit İmam Hatip Lisesi’nden mezun. Halen anılan ilçede çay ocağı işletiyor ve ağaç kesim motorları işiyle meşgul.
Şunları anlattı, Muammer Yıldırım; “Tamam, ben Kelkit İmam Hatip Lisesi mezunuyum ama Ermat’ı da, Erdav’ı da çok iyi biliyorum. Erzincan İHL öğretmen ve idarecilerinden Tevfik Karakaş öncesinde öğretmenimdi. Tornacı Bekir Yıldız’ı da iyi bilirim. Tevhit (Karakaya) beyin, Günhan Çağlı dönemini anlatması beni de o zorlu yıllara götürdü. Böyle bir yazı kaleme aldığınızdan dolayı şükranlarımı iletiyorum…”
ACI AMA GERÇEK…
ÖNDER İmam Hatipliler Derneği Başkanı Halit Bekiroğlu şunları söylüyor;
* “Geçen yıl yüzde 13 civarında olan imam hatip lise tercihleri, bugün itibarıyla yüzde 15. Önümüzdeki bu bir aydaki tercihler de dâhil edildiğinde yaklaşık yüzde 16-17 gibi bir oranda imam hatip tercihlerini görmüş olacağız.”
* “2012’den itibaren, ‘İmam hatipler artık daha kaliteli ve başarılı öğrencilerin tercih edeceği okullar haline gelecek’ diyorduk ve nitekim gelmeye başladı.”
* “Sınavla yerleştirilen çocukların yüzde 23’ü imam hatipleri tercih etmişler. Bu da ayrıca sevindirici.”
* “Ne zaman gençliğimize ve geleceğimize dair bir mevzu olsa konu imam hatip ve imam hatiplerin başarısızlığı meselesine kilitleniyor. Bu çok büyük bir haksızlık, en başta çocuklarımıza, ülkemize haksızlık.”
* “İmam hatiplerin hem nitelik anlamında çok daha iyi olduğunu somut verilerle görüyoruz.”
***
Elbette olumlu değerlendirmeler bunlar…
ÖNDER Başkanı Halit Bekiroğlu’nun ve ekibinin iyi niyetle ve büyük bir gayretle çalıştığından hiç kuşkum yok!
Ama İmam Hatip Liseleri, “katsayı” rezaletinden sonra bir daha kendini toparlayamadı!
Nicelik var ama nitelik eskisi gibi değil…
16 yıllık AKP iktidarlarında da bu tablo maalesef değişmedi.
Acı ama gerçek olan da bu zaten…

