Kadın 50

yaşlarında hali vakti yerinde biri. Geçmiş yaşantısından bahsederken yüz

hatları sertleşiyor ve o günleri bir kayıp olarak görüp şöyle ifade ediyor:

Geçmişte çok aşırıya kaçtığımı düşünüyorum. Her şey yasaktı; erkeklerle

aramıza sınır koyardık, yaşlı teyzeler gibi bol pardösüler giyer eşarplarımızı

aşağı doğru sarkıtırdık. Gençlik yıllarımda çok geri kafalıydım, hayatın

güzelliklerini kendime yasak etmiştim. Şimdi çok daha aydın bir kadınım.

İleriyi görebiliyorum, örtüde aşırıya kaçmıyorum, erkeklere öcü gibi

bakmıyorum, işim var, çalışıyorum. Kadınları iş hayatından alıp çocuk

bakıcılığına teşvik ettiler o arkadaşlara çok acıyorum. Bence kadın çalışmalı,

para kazanmalı, yaşantısında aşırıya kaçmamalı, başımı çevirip geriye

baktığımda o günleri kayıp gibi görüyor ve utanıyorum.

Son 10 yıl içinde Müslüman kadının algısı büyük bir

değişim ve dönüşüme tabi olmuştur. Evde çocuğunun mürebbiyeliğini yapmanın ve

evin huzuruna katkı sağlamanın bir erdem olduğuna inanan o kadınların büyük bir

kısmı artık geçmişinden utanıyor. Bu kadınlar şimdilerde, Tutucu değilim,

yeniliklere açığım, biraz modern olmak zorundayım demekten kaçınmıyorlar.

Fakat inanç, düşünce duygu ve yaşantı bütünlüğünü sağlayamasalar da örtüyü

tamamen atamıyorlar. Zihinlerinde modernlikle örtüşen bir İslam anlayışı var ve

bu anlayış onlara meşru olmayan birçok şeyi meşru gösteriyor.

Müslüman toplumların hayatını istila eden muhafazakârlık

kavramı, ne yazık ki, insanlarımızı köklerinden uzaklaştırarak bir nevi kimlik

karmaşasına sürükledi. Elbette bunda kapitalizmin ve sermayenin önemli bir

etkisi var. Kapitalizme göre, Müslümanlar, dünyevileşmeli ve tüketim hastalığına tutularak bu zihniyetlere hizmet

etmelidir. Ne yazık ki, Müslüman toplumlar üzerinde tasavvur edilen bu düşler

bugün gerçeğe dönüşmüş durumda. Müslümanlar bize ait olmayan kavramların içinde

çözülerek dünyevileşiyorlar. Artık en yakınınızdakileri dahi tanıyamaz hale

geliyorsunuz. Size modernleşmeden, çağdaşlıktan, lüks ve şaşaalı hayatlardan

bahsediyorlar. Fakat İslam insanının temelden bağlı kaldığı değerler bu

insanların zihinlerinde ve hayatlarında gittikçe zayıflıyor.