BÇG (Batı Çalışma Grubu) unda görev alanları yargılanmaya
devam ediyorlar.
Batı standartlarına daha iyi uyum sağlayanlar tarafından
yargılanıyorlar.
Ellerinde terazi olarak da batı hukukuna uyumlu
kanunlarla yargılıyorlar.
Çevik Bir paşa ifadesinde Batı çalışma Grubunu kendisinin kurduğunu açıkladıktan sonra Batı adı
da tarafımdan verilmiştir. Yüzümüz irticaya karşı batıya dönük olduğu içindir.
demiş.
Büyük Millet Meclisi nden batı değerlerine aykırı kanun
çıkarmamakla görevli Milletvekillerinin onayıyla çıkarılan kanunlarla Batı
Çalışma Grubunun cezalandırılması aslında bir çelişki.
16.05.2013 tarihinde yazdığım bir makalenin bir bölümünü
sunayım:
Kitabın adı: TÜRKİYE DE ANARŞİ VE TERÖRÜN SEBEPLERİ VE
HEDEFLERİ
Yazar: yazarın adı yok.
Ancak kitabın adı yazıldıktan sonra o sayfanın altına not
düşülmüş.
Notta, 12 Nisan 1985 günü Yükseköğretim Kurulu merkez
binasında verilen konferans yazısı var.
Konferansı kimin verdiği yazılı değil ama Prof. Dr. İhsan
Doğramacı, Yükseköğretim Kurulu Başkanı olarak yazdığı ÖNSÖZ de konferansı
İlgili makamlar ın verdiğini ve uygun görenin de Başbakanlık olduğunu
yazmaktadır.
Kitap 186 sayfadır.
Avrupa da ve Türkiye de faaliyet gösteren bütün
cemaatlerin isimleri var bu kitapta.
Sol adına kurulan bütün kuruluşların adları da var.
Tarikatçısından Şeriatçısına, Komünistinden sosyalistine,
sağcısından solcusuna kadar hepsinin kurduğu örgütlerin adı zararlı örgütler
arasında geçmekte.
O günün Başbakanının uygun gördüğü, İlgili makamların
verdiği konferans, Yüksek Öğretim Kurulu merkez binasında verilmiş ve
Türkiye de sağdan sola her vatandaş düşman olarak ilan edilmiş.
Aradan on iki yıl geçmiş 28 Şubat döneminde düşman
kurumlar içinden İrticacıların peşine düşülmüş ve bilgi bankası kurulmuş.
27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül, 28 Şubat ve sonrası, generalleri, rektörleri, hâkimleri, valileri,
iş adamları, bürokratları her dönemde aynı şeyleri söyleyip aynı şeyleri
yapıyorlarsa yanlışlık bunları yapanlarda değil, bunları eğiten sistemdedir.
Yeni yetişenler de Batıya Çalışma Grubu içinde görev
alıyorlar ve miadı dolmuş olanları çöpe atıyorlar.
Henüz işini tamamlamayanlar korunmaya devam ediliyor.
Batı Çalışma Grubu nu kuranlar, bugünlerde batıdan
kendilerini destekleyecek tek bir kuruluşun olmadığının farkındalar mı.
Batılı devletler, İslam düşmanlığında samimi isimlerin
mahkemelerine katılıyorlar, hapishanedeki yattığı yatağın içeriğine bile
karışıyorlar. Ne yapıp edip içerden çıkarmanın yollarını arıyorlar ve
buluyorlar.
Batı, bu generallerimizin ardında durmadığına göre
bunlara hiç güvenmeden çalıştırmış galiba.
Bunlar bir şeylerin farkına varıp Olmazsa doğuya
döneriz dediği gün işine son vermiş gibi geliyor bana.
Keşke, Doğuya döneriz diyeceklerine İslam a Döneriz ve
Alpaslan la başlayan, Fatih le devam eden davasının fedaileriyiz deselerdi.
Hem Hak katında hem halk yanında itibarları olurdu.