Almanya da bir seçim heyecanı daha geride kaldı.

İktidardaki koalisyon partileri ile muhalefetteki koalisyon partileri arasında

kafa kafaya geçen bir seçim yarışından sonra Almanya şartlarında büyük bir

farkla Hıristiyan Birlik partileri ipi göğüslemiş görünüyor. %42 civarında bir

oy almanın verdiği heyecanla seçimi süper olarak değerlendiren Merkel,

Sarkozy gibi tökezlemeyerek artık Başbakan Erdoğan a ben de tekrar tekrar seçilebiliyorum

diyerek hava atabilecek.

Son sekiz yıldır Almanya Başbakanı olarak görev yapan

Merkel ve yönetimi, her ne kadar izlemiş olduğu pragmatik politikalar sonucunda

Batı dünyası içerisinde büyük bir eleştiri bombardımanına tutulmuş olsa da,

ülke içerisinde refah konusunda sıkıntı yaşamayan Almanların gönüllerinde taht

kurmayı başarmıştı. Özellikle Euro politikası üzerinden Merkel e çok yüklenildi

ama görünen o ki Almanlar Merkel in mali disiplin ve piyasa yanlısı önlemler

alınması gibi Euro bölgesi krizinde takındığı tavra büyük destek verdiler. Bu

açıdan değerlendirdiğimizde kısaca bu seçim sonuçları aslında daha önce de dile

getirdiğimiz gibi Alman hegemonik yükselişine Alman halkının verdiği onay

anlamına geliyor.

Yeni Ortak Kim Olacak

Merkel ve takımı seçimi büyük bir başarı ile geride

bıraktılar ama yine de her şey istedikleri gibi gelişmedi. Seçim öncesinde de

sık sık dile getirilen liberallerin saf dışı kalma olasılığı eski hükümetin

aynen yoluna devam edemeyeceği sinyallerini veriyordu. Nitekim liberallerin

oyunun dışında kalması Almanya da yeni koalisyon ortağının kim olacağı

tartışmasını başlattı. Bu doğrultuda en büyük ihtimal Merkel in Sosyal Demokrat

Parti (SPD) ile bir Büyük Koalisyona gitmesi gibi görünüyor. Merkel in hükümeti

kuramayıp hükümet kurma görevinin sosyal demokratlara geçme ihtimali ise çok

düşük. Çünkü Almanlar seçimini Merkel kadar onun izlemiş olduğu büyüyen Almanya

politikası için yaptı. Bu doğrultuda Almanya siyasetinde kısa vadede büyük bir

değişiklik hayalcilik olur.

Solun Düşüşü

Alman seçimlerinin ardından bir başka tartışma konusu da

şüphesiz Alman solunun düşmüş olduğu başarısız durumdur. Her ne kadar SPD

oylarını arttırarak % 27 ye yakın oy almış olsa da, bu iktidara alışkın olan

Alman sosyal demokrasisi için büyük bir yenilgidir. Yine eskiye göre % 3 ve % 4

oy kaybeden Yeşiller ve Sol Parti yi eklemiyoruz bile. Her ne kadar iktidara

gelmek için her türlü değişime açık olan SPD nin iktidar arzusu adına büyük

koalisyona sıcak bakacağını düşünsem de, yine de Alman sosyal demokratları uzun

yıllardır devam eden seçim başarısızlıklarını önlerine koyup düşüneceklerdir.

Çünkü Almanya da sosyal demokrasi düştükçe siyaset otoriterleşiyor ve emperyal

politikalar gütme arzusu artıyor.

Solcu Sağ

Dünyada ne zaman küresel bir ekonomik kriz dalgası

yükselse sosyal demokrat siyaset sahnede yerini alır ve müdahalede bulunarak

Batılıları vahşi kapitalizmden korurdu. Ancak Batı nın uzun dönemden beri

krizde olmasına rağmen neden bu sefer sosyal demokratların kurtarıcı role

soyunamadıkları ilginç bir tartışma konusu. Bunun birinci nedeni Almanya

özelinde Alman ekonomisinin çok da krize girmemiş olmasıdır. Tam tersine

Almanya nın tüm Avrupa yı kurtarması bekleniyor. İkinci bir neden ise daha

önemli olarak muhafazakâr partilerin sol partilerden geçici olarak bazı

değerleri ödünç almalarıdır. Eskiden demokrasi, eşitlik, özgürlük gibi

kavramlar sol siyasetinin vazgeçilmez argümanlarıydı. Bugün ise geldiğimiz

noktada muhafazakâr partiler bu değerlerle iktidara oturuyor. Aynı şekilde

Almanya da da muhafazakâr Merkel in tıpkı bir sosyal demokrat gibi nükleer

meselede, ücret politikalarında, sağlık ve eğitim konularında tavır takınması

koltuğunu sağlama almaya yetti.

Alman Dış Politikası

Almanya seçim sonrası her ne kadar bazı problemlere sahip

olsa da bu ufak tefek problemleri kısa zamanda aşıp sistemi yeniden

oturtacaktır. Burada mühim olan seçim telaşından kurtulmuş olan Almanya nın

içerden aldığı güçle yeni dönemde dışarıda ne gibi faaliyetler

gerçekleştireceğidir. Türkiye de gezi olaylarının gizli kahramanının Almanya

olduğu unutulmamalıdır. Bunun yanında Alman halkının desteğini alan Merkel

yönetiminin Alman yükselişine hız kesmeden devam edeceğini ve dış politikada

eskisinden daha aktif olacağını düşünmek çok yanlış olmayacaktır. Hiç sesini çıkarmadan

Ortadoğu siyasetinde daha aktif rol alacak bir Almanya nın dengeleri oldukça

sarsacağı aşikârdır. Bu doğrultuda Alman seçimleri sonrası uluslararası

politika daha karmaşık hale gelebilir.