Anadolu Gençlik Derneği Genel Merkez Çalışan Gençlik
Komisyonu 5 kişilik bir heyetle birlikte 60 sayfalık Soma Raporu hazırladı.
Sahasında yetkin kişilerce hazırlanan çalışma, olayı çeşitli boyutlarıyla ele
alıyor. Olayın sonuçları yanında, bu elîm faciayı hazırlayan sebepleri de ihmal
etmemiş. İş hayatımızdaki haksızlıklar, çözüm yolu da gösterilerek ele
alınıyor. İş dünyamıza ışık tutacak kapsamlı bir rapor. 13. 5. 2014 günü 301
kişinin ölümüyle sonuçlanan facia için de ders alıp tedbirleri artırmaya vesile
olmasını diliyorum.
Araştırmada, basında çok konuşulan Soma Holding in Sahibi
Alp Gürkan ın 2012 de bir gazeteye verdiği röportajındaki Maliyeti özel
sektörün çalışma şartlarına uygun olarak düşürdük sözüne atfen şu
değerlendirme yapılıyor: Maliyeti düşürme çabaları tam anlamıyla emniyetsiz iş
yeri anlamına gelmektedir. Hızlı üretim artışı emniyetten ödün vermek
demektir. (Soma Raporu, MGV Yy. Sh. 45)
Türk-İş Başkanı Sami Atalay, facianın yaşandığı günlerde
Soma daki incelemelerini şu sözlerle açıkladı: Soma dan daha tehlikeli
madenler var. Soma da ilkel çalışma şartlarına şahit olduk. Kazada en büyük
sorumlu burayı denetlemeyenler, gözünü kâr hırsı bürümüş iş verenler, güvenlik
kurallarını uygulamayan patronlardır.
Faciayı takip eden günlerde 3 kere Soma yı ziyaret ettim.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız Soma Madeni nde 8 kere denetleme
yaptık demişti. Bazı madenciler şunu
söyledi: Denetlemeye gelenlerin önüne halılar seriliyor. Denetleme idarî
binada ve madene inmeden yapılıyor.
İŞ GÜVENLİĞİ ÖNEMLİ
Rapor da Soma Madeni ile ilgili bilgiler de var: Kazanın
gerçekleştiği madeni işleten Soma Holding 1984 yılında kömür madenciliği
faaliyetine başladı. İşletme, 2009 yılı Eylül ayında Soma Eynez bölgesinde 15
milyon ton kömür rezervinin üretilmesi kontratını Ciner Grubu ndan devralarak
yıllık 2.5 milyon ton üretim kapasiteli bir maden sahası işletimine başladı.
Şirket, 5 bini yeraltı olmak üzere 5.500 kişi ile faaliyetini sürdürüyor.
Kadrosunda 130 civarında mühendis bulunuyor. Maden ocağının en dip derinliği
400 m.dir. (A.g.e. Sh. 45-46)
Soma Raporu nda İşçi Hakları ve Emeğin Değeri , Taşeron
İşçilik , Dünyada İş Güvenliği ve İşçi Sağlığı gibi az duyduğumuz konulara da
yer verilmiş. Türkiye nin, öz değerlerindeki insan merkezli ve kuşatıcı hayat
modelini bırakıp da, Batı nın bencil hayat tarzını benimsemeye başlamasından
sonra karşılaştığı haksızlıklara vurgu yapılıyor. Emek ve alın teriyle çalışan
işçinin güçsüz bırakılması şöyle anlatılıyor: İşçilerin bu kadar köşeye
sıkıştırılmasının bir sonucu da işçi sağlığı ve iş güvenliğinin ortadan
kalkmasıdır. Günümüzde işçiler işverenleri karşısında o kadar güçsüzdür ki,
ölümle sonuçlanan iş kazalarında muazzam bir artış gerçekleşmiştir. (A.g.e.
Sh. 35)
Emeğe değer vermeyen, haksızlığı onaylayan bir yapının
yol açacağı yaralar konusunda şöyle denilmiş: İşçi ile patron, mevcut statü
devam ettikçe kardeş olamaz. (Sh. 39)
Kitap, ABD deki İş Güvenliği ve İşçi Sağlığı Kanunu nun
işçiye sağladığı haklara da yer vermiş: İş yerlerinde meydana gelen yahut
gelebilecek olan kazalara karşı bilgileri gizli tutulmak kaydıyla her zaman
denetim talep etme hakkı bulunmaktadır. (Sh. 43)
EMEK KUTSALDIR
Bu araştırma, Soma faciası üzerinde yapılan bir çalışma
olmakla beraber kalıcı bilgilere de yer veriyor. Bir olayı, sadece sonucu ile
değerlendirmek fotoğrafın bütününü görememek olur. Sonucu hazırlayan sebepler
de bir o kadar önemli. Daha da önemlisi hak temeline oturan, âdil bir sistemin
yürürlükte olmasıdır.
İşçi de, işveren de Allah ın kuludur. Bulundukları statü
imtihan gereğidir. Allah onları birbirinin kardeşi yapmıştır. Empati yaparak
işlerini kardeşçe yürütmelidirler. Şu satırları birlikte okuyalım: İslâm,
emeği kutsal saymıştır. Çünkü emek; var gücüyle çalışmayı, alın terini ve işini
düzgün, sağlam yapma uğruna bîtap düşmeyi gerektirir. (Sh. 7) Emek ehlinin
namazını koruduğu takdirde emeği kutsaldır ve ibadettir. Şöyle denmiştir: Hiç
kimse elinin emeğinden daha hayırlı bir yiyecek yememiştir. Allah ın peygamberi
Davut (a.s) elinin emeğini yerdi. (Buharî)
Araştırmada, olayın kader, kaza ve tevekkül boyutu da
sorgulanıyor: Allah vefat edenlere, Niçin orada bulundunuz ve hayatınızı
kaybettiniz diye sormayacaktır. Ancak orada yetkili ve görevlilere şunları soracaktır:
Buranın riskli bir çalışma alanı ortaya çıktığında zararı ve acıları en aza
indirmek için alınabilecek tedbirler, yapılacak organizasyon ve yardımlar belli
olduğu halde bunları niçin ihmal ettiniz
Rapor, hayatını kaybedenlerin ailelerinin geçirdikleri
travmayı giderip onları tabiî hayata döndürmeye yönelik manevî ve maddî destek
konusunda da ayrıntılı bilgi ve teklifler sunuyor.
Bu önemli çalışmayı yapan kardeşlerime tebrik ve
teşekkürlerimi iletiyorum. Yeni Somalar yaşanmamasını temenni ediyorum. Duamız,
Allah ın milletimize ve tüm insanlara yeni acılar yaşatmaması yönündedir.
DİB nın 19. 7. 2013 tarihli Cuma hutbesindeki işçi ve
işverenlere ışık tutacak şu sözleri önemsiyorum: İşveren, çalıştırdığı işçinin
alın terini sömürmez, onun haysiyetini zedelemez, istismar etmez. İnanan bir
insan, boğazından haram lokma geçirmez. (Sh. 38)