Yeryüzünün en değerli varlığıdır insan.

“Enerji yolları” deyince ilk petrol, gaz ve elektrik enerjisi ve yolları akla gelir de insan enerjisi akla sonradan gelir veya hiç gelmez.

Katrilyon ton petrol, bir tek insana değmez.

Rabbimiz, Maide Sûresi’nin 32’nci ayetinde “Haksız yere bir adamı öldüren bütün insanları öldürmüş gibidir” buyurur.

Sevgili Peygamberimiz de şöyle buyurmuştu: “Müslüman bir insanın öldürülmesinden, (insansız) bir dünyanın yok olması Allah katında daha ehvendir.” (Tirmizi, Sünen, K. Diyat 5, İbniMace, Sünen, K. Diyat, 1)

Bu imanla büyüyen İmam-ı Gazali’nin hocası, İmam-ülHarameyn-el Cüveyni (H. 419-478)

“Bir damla kanla bir dünya malının tamamı karşılaştırılsa bir damla kana denk gelmez” der. (el-Ğıyasi s. 256)

Aynı ma’nayı İmam Gazali de el-Müstasfa 1/314’te tekrarlamış. Aynı kültürden sulanan Mehmet Akif merhum da:

“Bütün dünya için bir damla kan çoktur” diyorlar, sen,

Şu ma’sum ümmetin seller akıttın hûn-i pâkinden” deyivermiş.

1989 yılında yayınladığım “İnsan İsrafı ve Enerjisi” isimli kitabım birkaç il ve ilçemizde konferans olarak da verilmişti.

İşte o kitabın başında şöyle diyordum:

“İnsanın enerjisini gram, dirhem, kilovat veya dereceyle ölçmek mümkün değildir. Çünkü bu ölçü aletlerini koyan insandır.

Kırk sene yaşayan bir insanın öğrettiği güzel düşünceler kırk bin sene sonrasının insanına ışık tutabiliyor.

Yetmiş kiloluk insanın öğrettiği teknoloji yetmiş bin tonu taşıyabiliyor.

İki dünyasını cennet eylemek, halka Hakk’ın gösterdiği doğrultuda muamele yapmak üzere gönderilen insan, gösterilen fobilerle, özendirilen hobilerle israf edilmektedir.

İlkokuldan üniversiteye kadar on beş yıllık eğitim koşusunun sonuna ayda kazanacağı bin ekmeklik maaş konulan gencecik beyinler nice geri zekâlıların ayda bir milyon ekmek kazandığını görünce daha çok ekmeğe kavuşmak için yanlış yola sapıyor ve kötü baba, kötü banker, kötü politikacı olmaya özendiriliyor ve israf ediliyor.

Küfre, zulme, haksızlığa, sömürüye başkaldıranlar da gözlerini geriye çevirip geçmiş zaman tünelinin içindeki zalimlerin portresini kendi çağına taşıyıp çağdaş zalimlerin galerilerinde sergileyerek kendilerini israf ediyor.

Rejimle uğraşınca başına çok şeyler geldiğini görenler rejimle uğraşarak ve birçok insanı da uğraştırarak kendisini, başkalarını ve tonlarca zamanı ve kâğıdı israf ediyor.

Hz. Musa, Hz. Meryem, Hz. İsa, Hz. Muhammed, Hz. Hatice’nin yolundan gidecek insanları üretecek yerde fuhuş üretmekte kullanılan insan, israf edilmiş insandır.

Kur’an’ın hükümleriyle amel edip insanlara da tanıtması ve hayata yansıtması gerekirken Kur’an’ın harflerini sayarak ömrünü tüketenler de israf edilmiş insanlardır.

Hasan-ı Basri Hazretleri gibi yaşamak yerine onun ayağı yere basar mıydı, basmaz mıydı? Uçar mıydı, uçmaz mıydı? Münakaşasını yapanlar, Mevlana’nın iyi veya kötülüğü konusunda kâğıt israfı yapanlar asıl kendilerini israf eden insanlardır.

Çeşitli kabiliyetlere sahip insanların cemaatçilik adı altında lider insanın akıl hudutları içinde yok edilmeleri ayrı bir israf şeklidir.

“Ölmeden önce ölünüz” sözünü yanlış anlayıp hayattan el etek çekip “Miskinler tekkesine” sığınanlar ve geçmiş evliya menkıbelerini hayalhanelerinde canlandırarak seyredip sevinenler ile gelecek üzerine hayaller kurarak çağını bırakanlar da israf edilmiş insanlardır.

İmanının içinden heyecanı çalınmış insanlarla, heyecanının içinden ameli alınmış insanlar da israf edilmiştir.

Bütün dünyayı liderinin parmağının ucundan gören, onunla kalkıp onunla yatanlar da israf edilmiş insanlardır.”

Bu günlerde bütün Müslümanları birbirine düşman yapıverdiler.

Kurşun sıkan da, sıkılan da Müslüman.

Öldüren de, ölen de Müslüman.

Ne olur, yöneticilerin hepsi, Mekke’de bir toplantı yapsalar da gündemlerinde herhangi bir Müslüman grubun nasıl etkisiz hale getirileceği olmadan konuşabilseler. Ardından Medine’de bir toplantı yapsalar ve bu devletlerle İslami grupların enerjisini birleştirip maşayı elinde tutanlara yöneltmeyi sağlasalar.

Rabbimiz yardımcımız olsun ve İslam’ın istediği insan olmayı nasip etsin. Amin.