Ankara İletişim Fakültesi (eski adı ile Basın Yayın Yüksekokulu) mezunları iftarda buluştuk.

Eskişehir Yolu üzerinde bulunan Maden Tetkik Arama (MTA) Genel Müdürlüğü bahçesinde dostlarla hasret giderdik.

Başlayan ancak bir kaç yıldır ihmal edilen bir gelenekti esasen bu.

Seyfi Uyanık her zamanki organizasyon pratikliğini, Mehmet Ali Şenol da tüm zamanlarda olduğu gibi yine ev sahipliğini üstlenince harika bir gece yaşandı.

İftara kimler mi katıldı

Mehmet Ali Şenol, Selami Güder, Seyfi Uyanık, Muhammet Kutlu, Muhammet Akbaba, Mahmut Sarper, Zekai Göksu, İbrahim Taşkesti, M. Nedim Arslan, Hamdi Ateş, Saadettin İnan, Ahmet Açıkay,  Mustafa Gültekin, Rasih Aydın, Halil Kalkan, Yakup Bulut, Nevzat Demirkol, Ömer ve Hakan ilk çırpıda sayabileceğim isimler.

Ankaraya iner inmez dört bir yanımı siyasi dedikodular, komplo teorileri sardı...

Bunlardan en ilginç olanı yakında 7 Hilal Partisi adıyla yeni bir siyasi partinin arenada boy göstereceği yolundaki dedikoduydu... Abdullah Gül ve ekibi bu partiyle yollarına devam edecekmiş... Söylenen bu...

Başka çok daha ilginç dedikodular da var...

Bu sütunu izlemeye devam edin...

Sokak iftarı

Manevi değerlerden referans alarak bulunduğu statüleri elde etmiş ve bu değerleri ihya iddiasındaki zümrenin dâhiyane(!) buluşuna bakar mısınız Ramazanı bir festival ve israf mevsimi olmaktan uzaklaştıracak, onu asil, sade ve dingin haline yeniden döndürmenin yollarını arayacak yerde, bazılarının onu reklâm/piar/imaj çalışmalarına vasıta yapmaları tahammül edilir cinsten değil. İftarı kendi kadim/asil yerinden koparıp "sokağa düşürmek" kimsenin hakkı ve haddi olmamalı ve bir an evvel bu yanlıştan dönülmelidir. Zira yanlış bir çığır açanlar o çığırdan yürüyenlerin vebalini de omuzlarına yüklenirler. Unutmayalım ki bizim medeniyetimiz Hakkın hatırını halkın hatırından üstün tutanlardan bize tevarüs etmiştir. "Hakkın hatırı âlidir, hiçbir hatıra feda edilemez." (Şaban Çetin)

Eş durumundan tayinler yeniden açılsın...

Milli Eğitim Bakanlığı kamu personelinin eş durumundan atanma hakkını 27.07.2012de yayınladığı kılavuzda "İl Emrine Atanma" seçeneğini kaldırarak elinden aldı. Bundan dolayı eşleri bu illere giden veya zaten orada olan birçok öğretmenin, eşlerinin yanına gitme şansı da böylece ortadan kalkmış oldu.

MEBin, kimi personelinin yapmak istediği keyfi atamayı zorlaştırmak için haklı olarak yaptığı uygulamalarında, mecburiyetten gitmek zorunda olan personelleri ayırması gereklidir.

Eşlerden birinin öğretmen olduğu tüm kamu ve özel sektör çalışanlarının, öğretmen olan eşleri atanamayacaklar ve aileleri bölünecektir. Çocuklar babasından veya annesinden ayrı yaşamaya mecbur bırakılacaktır.

Ailelerin parçalanmaması için eş durumundan olan atamalarda "İl Emrine Atanma" hakkının tekrar verilmesi en büyük arzumuzdur. Bu alandaki mağduriyetimizin giderilmesini talep ediyoruz. (Evren Posacı)

Arakanlı çocuğun bakışları...

Eğer Arakanlı çocuğun o bakışları yüreğinizde bir cız etmediyse, etmiyorsa;

İftar ve sahur sofralarında önünüze geleni midenize indirirken, Arakanda ya da dünyanın bir başka köşesinde su dahi bulamayanları şayet düşünmüyor, idrak etmiyorsanız;

Arakanlı bu çocuğu sırtında taşıyan annenin biran için kendi anneniz olduğu algısını hissetmiyorsanız;

Dünyanın bir ucunda bir Müslümanın ayağına diken batsa bundan ıstırap duymuyorsanız; Ey arkadaş, ey dost, ey sevgili, en sevgili, hey tüm ümmet... Biliniz ki bir yerlerde bir şeyler eksik demektir...

Öcalan Milli Gazete okuyor mu

Adalet Bakanı Sadullah Ergin, terör örgütü lideri Abdullah Öcalanın okuduğu gazeteleri açıkladı.

Bakan Ergin, Öcalanın, parasını cebinden ödeyerek okuduğu gazeteleri alfabetik olarak, "Cumhuriyet, Habertürk, Hürriyet, Milliyet, Radikal, Sabah, Star, Taraf, Vatan, Yeni Şafak ve Zaman" olarak sıraladı.

Öcalanın okuduğu gazeteler arasında Kürtlere hitap eden Özgür Gündem, Azadiye Welat ile Evrensel, Birgün gibi sol eğilimli gazetelerin olmaması sizce kaç puan Daha da önemlisi terörist başı Aponun Milli Gazete okumamasına üzülsek mi, sevinsek mi

Ben karar veremedim

Siz ne diyorsunuz

NOT: Bugün 06 Ağustos 2012 Pazartesi... Uyan da balığa gidelim... 2012 yılında yeni Anayasa vaadini sıcak tutmak adına... 2012den 7 ay 6 gün daha eksildi. Yeni sivil anayasanın yazımına başlandı, ilk cümleler ortaya çıktı... Ama bugünlerde tık yok... Takipçisiyiz...