İran, Mısır, Türkiye ve Çin gibi tarihin derinliklerinden
sayısız badirelerden geçip gelen ülkelerde devlet ve siyaset tecrübe ve
birikimleri bir yandan bin bir imkan sunarken, diğer yandan iğne deliğinden
deveyi geçirme zorluğuna eş sınamaya tabi tutar. Yani imkan ve imkansızlıklar
ansızın ortaya çıkabileceği gibi üst üste, iç içe nitelikte sırasıyla ve sıra
dışı bir şekilde zuhur edebilir. Devlet ve siyaset en zalim, en gaddar, en
acımasız ve en kanlı uygulamaları kadar en adil, en merhametli, en hoşgörülü
yüzüyle görünebilir. Şaşaalı, mutantan ve muktedir olduğu zamanlarda en hasis,
zebun ve düşkün zamanlarda da en cömert ve soylu davranış örneklerini
sergileyebilir. Od-ocaktan yoksun çocukluğunu, itilip kakılmış ve örselenmiş
ergenliğini fark edememiş bir kişiliği bu devlet ve siyaset birikimi, kısa
sayılacak bir ömür içinde kasırgaya dönüştürüp ülkeleri, coğrafyaları,
buralardaki iktidarları, halkları ve düzenlerini alt üst ettirir. Aynı zamanda,
Maveraünnenhir Rönesansı gibi nitelemeye konu olan bilim, düşünce, sanat ve
bayındırlıkta ışıldayan bir dönemi başlatabilir (Timur gibi). Ya da kendi
toprağında ve yönettiği halkta baskıyı, şiddeti, dirliksizliği ve ceberutluğu
hüküm ferma kılarken, yeryüzünde fesat çıkaranlara ve zulmedenlere karşı, uzak
ülkelerin selameti için imdada koşar. Birinci dünya savaşında, onca cephede
seferberlik varken, kalenin korunması için Yemen e asker gönderilmesinde olduğu
gibi. Üstelik orada karşılaşılan isyanlara rağmen.
Tarihin sayısız örnekleri gibi akıl, izan, insaf ve
sağduyuya ters örnek olaylardan birisi daha Mısır da ortaya konuldu. Seçim ile
iktidara gelmiş olan Muhammed Mursi yönetimi, askeri darbeyle alaşağı edilmekle
kalınmadı, oyunu verip seçilmesini sağlayan halk kitlesi, İhvan-ı Müslümin in
şahsında teröristlik ile ithama ve gadre maruz bırakıldı. 529 kişi sözüm ona
muhakeme edilerek idam cezasına çarptırıldılar.
529 kişi. Daha önce, yürürlükteki Anayasa ve kanunların
tanıdığı haklarını kullanırken meydanlarda, Adeviye Meydanı nda öldürülenlerin
sayısı ve kişilikleri istatistik hesabında bile tesbit edilmediler.
Yöneltilen itham ve suç nedir Tek somut gerekçe İhvan
mensubu ya da destekçisi olmak. Terörist ilan edilinceye kadar, İhvan zaten
siyasetin içinde bir varlığı ifade ediyordu. Kanunsuz suç ve ceza olmaz
(Nullum crimen, nulla poena) evrensel bir ceza hukuku kuralıdır ve ceza
kuralının geçmişe yürürlü (makable şamil) olamayacağı da aynı şekilde evrensel
bir ilkedir.
Öte yandan yürürlükteki yasaların belirlediği sınırlar
içinde yapılan siyasetin ve siyaset yapanların, özellikle ölüm cezasına
çarptırılmasının ilkel dönemlerin şahsi öç ya da ihkak-ı hak uygulamasından
hiçbir farkı yoktur. Yani bir ilkellik mirasıdır. Mısır gibi kadim
uygarlıkların mekanı olmuş, M.Ö. VII. ve VI. yüzyıl Yunan dünyasının gözünde
harikalar diyarı olarak imrenilmiş (Solon un, Thales in, Herodotos ve
Platon un bu duyguyla ziyarette bulunduğu) bir ülkenin, üç bin küsur yıl sonra
geldiği yer ilkellik olabilir mi
Evet, darbeyle, dış destekle, hile ve desiseyle iktidarı
ele geçiren halihazırdaki yönetim, 529 kişi gibi yüzlerce, hatta binlerce
insanı öldürebilir. Aslında kendilerini ve hayatlarını öldürmektedirler. Latin
hukukçu Ulpianus hukuku, dolayısıyla adaletli olmayı honeste vivere , yani
haysiyetli, şerefli yaşamak diye tanımlamıştı. Hayat haysiyetli yaşayan ları
insan olma konumuna yüceltir.
529 kişinin idam kararı, haysiyetli yaşayan lar olarak
tescilidir bir bakıma.