Topluluklarda zelzele, sel, yangın, kaza benzeri büyük

âfetler olur. Dinler bunları ilâhi azap kabul eder ve Allah ın bir uyarısı

olarak görürler. Lâik Avrupa yani bâtıl Batı zihniyeti ise ilâhi takdiri ve

azabı kabul etmez, bütün kötülüklerin kaynağını iktidarlarda arar ve böylece bu

âfetleri fesadın aracısı olarak kullanırlar; hattâ Bu Allah ın azabıdır

deseniz, suçlu olur, mahkemelere gider, ülkemizde -mesela deprem felaketleri

sonrasındaki örneklerinde görüldüğü üzere- mahkûm bile olursunuz.

Bu gibi facia ve âfetlerle ilgili temel sebepler ve

sonuçlar nelerdir

Bunları kavrayabilmemiz için bazı gerçekleri bilmemiz

gerekir.

ÖNCE SUÇ VE CEZAYI DÖRDE AYIRMAMIZ GEREKİR.

1) Kişilerin işledikleri suçlar vardır, kişilere verilen

cezalar vardır. Örnek olarak; kişi sigara içer, Allah da onu hasta ederek

cezasını verir, belki bu sebeple hayatını kaybeder.

2) Toplulukların işledikleri suçlar vardır ve topluluğa

verilen cezalar vardır. Örnek olarak; bazı kimseler kamunun mallarını yağma

ederler, topluluk ona mâni olmaz, yönetim çöker veya kanunlara uymazlar, anarşi

olur, düzen bozulur. Ülkemizdeki zalim düzen gibi!

3) Cezaların bir kısmı bu dünyada görülür. Yukarıdaki

misallerde bunu belirttik. Adam öldürseniz, sizi yakalar ve asarlar veya müebbet

hapis cezası verirler.

4) Kumar oynarsınız, belki kazanırsınız veya kaybeder,

büyük felâketlere duçar olursunuz. Öldükten sonra âhirette yaptıklarınızın

hesabını verirsiniz. Bu cezaya lâikler inanmamaktadırlar; sonuç olarak

yeryüzünde adaletin olmadığına kanidirler. İnanmış olanlar ise Allah ın âdil

olduğuna, adaletini âhirette tamamlayacağına inanırlar.

Bu tanımları yaptıktan sonra

KUR AN IN ORTAYA KOYDUĞU HÜKÜMLERİ SIRALAYALIM

1- ALLAH ÂDİLDİR, KİMSEYE ZULMETMEZ. Dünyada zulme

uğrayan KİŞİLER âhirette ecirlerini alacaklardır. Mesela, dünyada kendi kusuru

olmadan kör olanlar âhirette mükâfatını alacaklar, cennette dereceleri yüksek

olacaktır. Hem dünyada işlemiş oldukları suçların cezası bunlarla takas

edilecek, hem de bir iyilik on kötülüğü alıp götürecektir. Buna rağmen suçlar

takas edilmezse cehennemde cezaları verilecektir.

2- TOPLULUKLAR için böyle bir durum ve adalet söz konusu

değildir. Topluluklar suç işlerlerse cezalarını dünyada çekerler, sevap

işlerlerse topluluk olarak sevaplarını dünyada görürler. Âhirette topluluklar

dünyadaki şekilleriyle diriltilmeyecekler, orada yeni topluluklar

oluşturulacaktır. Dolayısıyla toplulukların cezaları âhirete kalmaz, cezayı

dünyada çekerler.

3- KÖTÜ TOPLULUKLARDA iyi insanlar olabilir ama bunlar bu

dünyada topluluğa gelecek felaketlerden kurtulamazlar. Bunlar da oradaki

kötüler gibi dünya âfetlerine maruz kalır ve helak olurlar. Âhirette ise burada

uğradıkları haksızlığın mükâfatını bire on olarak alırlar. O halde Soma halkı

kötü oldukları için bu cezaya uğramış olsalar bile, orada ölenlerin kötü

oldukları iddia edilemez. Aksine onlar salih amel işlerken yani üretim

yaparken öldükleri için bir tür şehittirler. Ama bu Soma topluluğunun suçsuz

olduğu anlamına gelmez.

4- İYİ TOPLULUKLARDA kötü insanlar vardır. Burada da

kötüler de iyi toplulukların nimetlerinden yararlanırlar, hattâ iyilerden fazla

yararlanırlar. Bu durumda onların kötülükleri yanlarına kâr kalacaktır

zannedilmesin. Allah âhirette onlara kat kat azap edecektir. Kötü/bozuk/zalim

düzende iyilik yapanların âhiretteki mükâfatları kat kat olacaktır.

İyi/sağlam/âdil düzende kötü olanların cezaları da âhirette kat kat olacaktır.

(Devamı var )

HHH

ADİL DÜZEN in, ADİL EKONOMİK DÜZEN in her konuda olduğu

gibi elbette 2014 Soma Kömür Madeni Felâketi ile ilgili de TESBİT VE

TEŞHİSLERİ yanında TEDAVİ VE ÇÖZÜMLERİ vardır. Şimdilik üç günlük yani üç

yazı ile konuyla ilgili görüşlerimizi sunacağız. Kur an, bu çözümlere karşı

ilgisiz davrananlara KÖR-SAĞIR-DİLSİZ diyor. Bakalım; bizim 12 yıllık

KÖR-SAĞIR-DİLSİZLER bu sefer ne yapacaklar !.

Bu vesileyle; Soma Maden Kömürü şehitlerimize Allah tan

rahmet Geride kalan yakınlarına sabır ve selamet Yöneticilerimize feraset

dilerim SELAM ve DUA-DUA-DUA ile