ANAYASA ve kanunlar muvacehesinde, mevcut mevzuat içinde

istendiği gibi tip Anayasa yı uygulayan siteler kurulabilir dedik. Bunun için

önce bir HİZMET KOOPERATİFİ kurulacak, ardından yüz kadar aileden oluşan bir

SEMT KOOPERATİFİ kurulacaktır. Ne demek istediğimizin bazı detayları önceki

yazıda yazılmıştır, o bilgilere oradan ulaşabilirsiniz. Önceki yazıda kaldığım

yerden devam ediyorum...

Bütün bu dediklerimizin yapılabilmesi için tek şart

vardır, kurduğunuz kooperatiflere ortak bulmak. Birileri ne istiyor; köylerin

bağımsızlığını mı Önce bir köydeki yüz hanelik semtte bunu sağlamalıdırlar.

Kanunen buna mani hiçbir engel yoktur. Bu amaçla biz Akevler Kredi ve

Yardımlaşma Kooperatifi kurduk, yarım yüzyıldan beri varlığını sürdürüyor...

Biz herkese ve bütün kesimlere diyoruz ki: SİLAH, baskı,

zorlama, dayatma ile düzen getireceğinize İLİM ile getirin. Bu hatırlamayı

istisnasız herkese yapıyoruz...

Biz hayali şeyler konuşmuyor ve yazmıyoruz. Herkesin bir

şekilde İSLÂM DÜŞMANLIĞI yaptığı zamanlarda biz KOOPERATİFİ kurduk, Müslümanlar

ortak oldular. O zamanın bazı yöneticiler vardı, ellerine geçirdikleri güçleri

ile bize çeşitli şekillerde saldırdılar. Hukuk içinde onları yendik ve hâlen

varız ama onlar yok oldular...

Şimdi de Türkiye nin rejimini değiştirmek isteyenler

KOOPERATİF kurmalı, oraya ortak bulabilmeli ve yapacakları müspet uygulamalarla

başarı göstermelidirler...

Böyle uygulamalarla yüz hanelik semtler yaygınlaşır. Halk

uzlaşmaya varır. Herkes kendi semtini istediği gibi yönetir. Beğenmeyenler ayrılırlar,

beğenenler de katılırlar...

Başarılı olan kooperatiflerin ortakları çoğalır ve ikiye

ayılırlar, canlıların ve hücrelerin çoğalması gibi sonunda beklenen sistemi

yaşayarak yaygınlaştırırlar...

Başarılı olan sitelerin sözleşme ve uygulamaları örnek

olur. Sonunda halk onlara uymuş olur. Başarısızlar kendiliğinden elenip

giderler...

Bu arada İLİM ADAMLARI uygulamaları araştırır ve

uygulamaların eksiklerini tamamlar, yanlışlarını düzeltip yeniden

düzenlerler...

Halkımız mikroda kendi istedikleri şekilde yaşar ve

başarılı uygulamalarla sistemin başkanlık mı parlamenter mi olması

gerektiği site yönetimlerinde ortaya çıkar...

Sonuçta halk uygulayıp yaşayarak YENİ ANAYASAYI bulmuş

olur. Seçimlerin olduğu yerlerde de halk ister istemez halkın isteğine uyulur

ve böylece millî mutabakat sağlanmış olur. O zaman Anayasa Komisyonu yeni

anayasa yapmaz, halkın fiilen yaşadığı Anayasaları yazılı ortak metin hâline

getirir. Bunu âlimler yapar, Meclis de tercihler yapar...

Meclis te 12 milletvekili anlaşmış ve bir Anayasa

çıkarmışlar!

Bunların bu anlaştıkları ilmen yeterli midir

Yüzde 99 yetersizdir.

Çünkü sokaktaki adamlar toplansa, Ay da bir il kuralım

dese, Ay da il kurulur mu

Sosyal kanunlar da kesindir.

Nasıl fiziği bilmeyen uçak yapamazsa, hukuk ve sosyoloji

bilmeyen de kanun yapamaz. Kanun yapma ayrı şey, kanunu uygulama ayrı şeydir ve

bunlar birbirinden tamamen ayrıdır. Kanunu yapan metinleri yanlış kabul edip

hepsini atacak ve sıfırdan bir proje yapacak; kanunu uygulayan da bir harfini

bile ihmal etmeden uygulayacaktır. Milletvekilleri sayı olarak en çok hukukçu

olabilirler ama onlar Anayasa değil, bir tek kanun bile yapamazlar. Nitekim

kanunların yüzde 90 ı hükümetler tarafından yapılmakta ve bunlar da maalesef

telif değil de dışarıdan tercüme kanunlar olmaktadır!

SONUÇ olarak; bir topluluk veya bir parti bu

kooperatifleri rahatlıkla organize eder ve devletin Anayasası değişmeden halkın

Anayasası değişmiş olur.

(YENİ ANAYASA meselesinin daha başka yönleri gelecek

yazılarda.)