Muhterem Müslümanlar!
günümüzde Müslümanım diyenlerin çok önemli bir bölümünün,
Müslümanca yaşantının dışında bir gidişatı tercih etmeleri sebebiyle,
Müslümanlar çeşitli hastalıklara müptela olmuşlardır. Müslümanların kurtulması
ümidiyle bu hastalıkları ve çarelerini bu hutbemizde özetlemeye çalışacağız,
inşaallah.
Siyasî sahada insanımız, partizanlık, kavga ve anarşi
hastalığına yakalanmıştır. Particilik hastalığı memleketimizi perişan
etmektedir.
Ekonomide insanımız, faizcilik hastalığına yakalanmıştır.
Onun için herkes faizsiz yaşanılamayacağına inanıyor bugün.
İçtimai sahada insanımız Batı taklitçiliği hastalığına
yakalanmıştır.
Suçluları cezalandıramayan, saldırganları terbiye
edemeyen, zalimi zulmünden alıkoyamayan beşeri kanunları kabul etme hastalığına
tutulmuşlardır.
Maarifte
insanımız, gençlerine hakiki bilgiler verememe hastalığına kapılmıştır.
Psikolojik açıdan insanımız, öldürücü ümitsizlik, rüsvay
edici korkaklık, rezil edici zillet, yaygın kadınlaşma, haddinden fazla
cimrilik ve boş gururlanma hastalıklarına yakalanmıştır.
Muhterem Müslümanlar!
Bu hastalıklar Müslümanları cihad meydanlarından çıkarmış
ve oynayıp eğlencelere kuyruk etmiştir.
Bir yandan faizcilik, diğer yandan taklit etmek
Müslümanları perişan etmiştir.
Muhterem Müslümanlar!
Peki, bu hastalıkların çaresi nedir denecek olursa tedavi
yollarını da şöylece özetlememiz mümkün:
1- Ümitsiz olmayacağız. Bizler hiçbir zaman ümitsiz
değiliz. Çok hayırlı şeyler ümit ediyoruz. Çevremizdeki her şey bize ümidi
aşılıyor. Müslümanlar her yerde umumi bir uyanışla harekete geçmiş
bulunuyorlar. Ümidimiz ve inancımız odur ki, gözümüzü açıp yumuncaya kadar
Allah (c.c.) bir hâli diğer bir hâle çevirir.
Kur an-ı Kerim de Kasas Sûresi nin başında Hak ile
Batıl ın nasıl savaştığı şöyle anlatılır:
Tâ Sin Mim... Bunlar apaçık Kitab ın âyetleridir. Mûsa
ve Firavun un haberlerinden doğru olarak iman eden bir kavim için sana
anlatacağız. Gerçekten Firavun yeryüzünde şımardı, son derece gaddar oldu.
Halkını gruplara ayırdı. İçlerinden bir zümreyi güçsüz bularak oğullarını
boğazlıyor, kızlarını diri bırakıyordu. Çünkü O, bozgunculardan idi. Biz ise
istiyorduk ki, güçsüz sayılanlara iyilikte bulunalım. Onları önderler kılalım.
Onları varisler yapalım. Onları yeryüzünde yerleştirelim. Firavun a, Haman a
ve ikisinin askerlerine çekinmekte oldukları şeyleri gösterelim.
Bu ayetler batılın nasıl azdığını, güç ve kuvvetiyle
nasıl gururlandığını, azametine nasıl güvendiğini, kendini takip eden Hakk ın
gözünden nasıl gafil olduğunu, elde ettiği şeylerle nasıl zevk-ü sefaya düştüğünü, neticede Allah ın
şiddetli azabına mâruz kaldığını gözler önüne sermektedir.
2- Allah ın Kitabı nı, Rasûlü nün sünnetini öğrenip
hayatımızı bunlara göre yaşayacağız.
3- Müşriklerin ajans, basın-yayınlarının haberlerine
katiyen inanmayacağız.
4- Allah için çalıştığımız takdirde Allah ın bizi
destekleyeceğinden asla şüphe etmeyeceğiz.
5- Şartlar bunu gerektiriyor diyerek dinimizden asla
taviz vermeyeceğiz.
İnanıyorsak mutlaka galip geleceğimize kesin gözüyle
bakacağız.
Allah bize yeter. O ne güzel Vekil dir. O ne güzel
Mevlâ dır. O ne güzel Yardımcıdır.
Allah-û Ekber!.. Ve lillâhil Hamd.