İslam Birliği mutlaka kurulmalıdır ve kuruluş yakındır.
Başka da bir çıkış yolu gözükmemektedir. Gecikmesi durumunda bedeli herkese
ağır olacaktır.
Bizler, İslam Birliğinin yakın bir gelecekte mutlaka
kurulacağına kalbi olarak inanıyoruz. Bu inancımızı her daim muhafaza ettik.
Peki, niçin İslam Birliği Aslında, birçok sebep
sıralamak mümkün. Ancak, önce şunu belirtmemizde yarar var: İslam Birliğinin
kurulması gerçek bir ihtiyaçtır. Osmanlı nın dağılmasından sonra coğrafyamız
bir türlü sükûnete kavuşamadı. Kan ve gözyaşı bu coğrafyadan hiç eksik olmadı.
Bu duruma bir son vermek lazım. Mevcut devletlerle bir araya gelinerek bir
birlik oluşturmak en doğru olanıdır. Zaten ilk adım atılmış durumda. D8 ler...
Tabii bu adım işin tamamı değildir. Ancak, bu muazzam topluluğun oluşturduğu
birlik en önemli adımdır ve işin çekirdeği mesabesindedir.
Osmanlı nın tasfiye edilmesi sırasında cetvelle çizilen
haritalar barışa hizmet etmekten çok uzaktı. Tam aksine, bölünme-parçalanma
huzursuzluğun kaynağı oldu. Çizilen yeni haritalarla aşiretler, akrabalar,
hatta aileler birbirinden koparıldı. İslam dünyası darmadağın oldu. Buna
mukabil Hıristiyanlar ise, bir araya gelerek kendi birliklerini kurdular. Bu
durum, tam da Mehmet Akif Ersoy un şu tesbitinde karşılık buluyordu: işleri
dinimiz gibi, dinleri işimiz gibi İnançları gereği birlik olması gereken
Müslümanların ayrı kalmaları hiç ama hiç uygun bir şey değildir. İşte, şimdi bu
olumsuzluğu gidermenin tam zamanı. İnsan düşünmeden edemiyor; adına Avrupa
Birliği denilen topluluğun normal şartlar altında bir araya gelmeleri ve birlik
oluşturmaları imkânsız bir şey. Çünkü bunların işi çok karışık; mezhepleri ayrı
birer din gibi. Birbirlerinin kilisesine gitmezler, kitapları bile farklı. Ama
bir araya geldiler ve AB ni birlikte inşa ettiler. Sen Katolik sin, sen
Ortodoks sun, sen Protestan sın diye kimseyi ayırt etmediler.
Yeri gelmişken ifade edelim; bize ne oluyor da, Şii-Sünni
ayrımı yapıyoruz Şu hale bakın, daha kaç parçaya bölüneceğiz Dünyada şu anda
200 devlet mevcuttur. Bu sayının 2000 e çıkarılması hesapları yapılıyor. Yeni
oluşacak devletçiklerin kahir ekseriyetinin İslam coğrafyasında olması
planlanıyor. Dünyada yaşanan gerginliklerin asıl nedeni budur. 3.Dünya
savaşının çıkması an meselesi. Elin gâvuru, yıllarca süren mezhep savaşlarının
yanlış olduğunun farkına vardı ve çareyi bir araya gelmekte buldu. Papa ile
Patrik onun için bir araya geldiler.
Bilindiği gibi, Katolik ve Ortodoks Hristiyanlarının
ruhani liderleri Papa Francis ve Patrik Kirill, Küba da bir araya geldiler.
1054 yılından beri ayrı hareket eden bu yapılar çareyi ve çözümü aralarında
anlaşmakta, ittifak etmekte buldular. Bizde ise tam tersi bir durum var.
Neredeyse herkes bir olmuş, Müslümanların arasındaki ihtilafları körüklemekle
meşguller.
100 yıl önce Müslüman coğrafya paramparça edildi;
etnisiteye dayalı devletler kuruldu. Hatta Suriye de olduğu gibi azınlıkta olan
bazı inanç grupları öne çıkarılıp çoğunluğa hükmettirildi. Kimin yararına oldu
Sadece sömürgecilerin işine yaradı. Şimdi yapılanlar ise, becerebilirlerse
şayet, bir yüz yıl daha sömürge sistemlerini güncelleyip devam ettirmekten
ibarettir. Bütün bu kargaşadan, Siyonist akıldan ve Batılı sömürgecilerin
uğraşlarından Müslümanlara hayır gelmeyeceği açık. Müslümanların kendi işlerini
gene kendilerinin halletmesi gerekir.
Sömürgecilerin şerrinden kurtulmanın çaresi gene
sömürgecilere sığınmak değildir. Bu işin bir tek yolu var. O da; İslam
Birliğinin bir an evvel kurulmasıdır.