CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İçişleri Bakanı’na sorulan, “İstifa edecek misiniz ” sorusuna gülen Adalet Bakanı’nın istifasını istiyor!
Yani, “Böylesine acılı bir günde bakanlar gülmemeli” diyor!
Hiç kimse kusura bakmasın ama bu siyaseti “ucuz siyaset” olarak tanımlamaktan başka elimizden bir şey gelmiyor!
Aynı şekilde HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ve arkadaşları Figen Yüksekdağ, Sırrı Süreyya Önder ve Ertuğrul Kürkçü de saldırıda hayatlarını kaybedenleri anma töreninde gülümsedikleri için kınanıyorlar!
Şimdi bu isimlerinde istifası mı istenecek
Keşke toplum olarak bu tür basit eleştirilerden kendimizi kurtarabilsek ve ”ucuz siyasete” hiç prim vermesek!
Ağlamak nasıl insani bir davranışsa, gülmekte aynen öyle insani bir davranış değil mi
Tamam, cenaze evinde “gülüp oynanmaz” ama yüzlere yansıyan “küçük bir tebessüm” de böylesine eleştiri vesilesi olmamalı!
HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş’ın, “128 yoldaşımızı kaybettik, yüreğimiz yanıyor” derken gözyaşlarına hâkim olamaması ne kadar doğalsa saldırıda hayatlarını kaybedenleri anarken yüzünde beliren tebessümün de o kadar doğal değil mi
HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş illa ki eleştirilecekse O’nu eleştirecek o kadar çok konu var ki!
İnsanlar o konuları gündeme taşısalar anma törenindeki gülümsemeyi eleştirmeye sıra bile gelmez!
Aynı şekilde CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu tarafından Adalet Bakanı’na yöneltilen eleştiri de “çok sıradan bir eleştiri” olmaktan öteye bir anlam ifade etmiyor!
Bir kere eleştirilen kişi seçilmiş biri değil, atanmış bir bürokrat! Kaldı ki görev yapacağı süre belli!
On beş-yirmi günlük bir görev süresi kalan Bakan istifa etse ne yazar etmese ne yazar!
Dedik ya bunlar “ucuz siyaset” örnekleri!
İnsanları günlük hayatlarında “ağlayıp gülecekleri yeri” bilemedikleri için yerden yere vurma yerine teröre karşı gerekli tavrı alamadıkları için eleştirmek daha doğru olmaz mı
Evet, ağlamak da insani bir davranıştır, gülmek de!
Yersiz ağlamak da elbette tasvip edilecek bir hâl değil ama böyle gündem haline getirilecek çok önemli bir konu hiç değildir!
Eleştirilecek çok daha ciddi meseleler varken bu tür konularla gündem oluşturmaya çalışmanın vakit öldürmekten başka bir anlamı yok ki!
Oldukça zor bir dönemden geçmekte olan ülkemizin “vakit öldürülmesine” hiç tahammülü olmadığını düşünüyoruz!
