Ankara’da meydana gelen terör olayını kınıyorum. Ölenlere

Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyorum. Bu olay siyasi gerilimi

artırmaya yaracağının bilinmesiyle yazıma başlıyorum. “Ortadoğu’da neler

oluyor ” sorusunun cevabını yaşanan olayların arka planında aramakta fayda

olduğunu düşünüyorum. Merhum Erbakan Hocanın ifade ettiği gibi; “Biz her taşın

altında Yahudi var demiyoruz. Fakat Yahudi hiçbir taşın altını boş bırakmaz!”

sözünden yola çıkarsak; “Taşın altındaki işbirlikçiler kim ” olduğu sorusuyla

muhatap oluruz. Taşın altına bakmadan önce bu sürece giden yolu inceleyelim.

18. yüzyılın ilk yarısında Dabbe’tül Arz (ahir zamanda

yerden ortaya çıkacağına inanılan canlı varlıktır) örgütü, o zamanın sömürgeci

emperyalist canavarı olan İngiltere’nin başkenti Londra’da kuruldu. 20. yüzyıl

başında ve ortasında iki büyük dünya savaşı insanlığa çok büyük kayıplar,

ölümler ve zararlar verdi. Atom bombası ile Hiroşima’da büyük bir katliam

yapıldı. Amerika dünyanın jandarmalığına soyunarak Dabbe’tül Arz’a hizmet

ediyordu. Bu devirlerin ardından şimdi de Ortadoğu’da Neocon ittifakı

dediğimiz;  Dabbe’tül Arz örgütünün yeni

bir oyunuyla karşı karşıyayız. Bu canavar önce Saddam’ı kullanıp İran’a

saldırttı. Sonra 1. Körfez Savaşı’yla sona giden süreci hazırladı. Ardından da

bir on sene sonra Irak işgal edildi. 

Bu kana susayan canavarların siyaseti yüzünden; Ortadoğu

ve Kuzey Afrika, Irak ve Fars Körfezi’nden Libya ve Tunus’a kadar bir kaos, bir

istikrarsızlık haline dönüşmüş/dönüştürülmüş durumda. Arap dünyasının ve

Ortadoğu’nun neredeyse her köşesinde kan var, ölüm var, göç var. Ne akan kan ne

de göçler duracak gibi gözükmüyor. Bu bölgede sadece bir ülke mutluluktan dört köşe vaziyette. Yaşananlardan neredeyse

göbek atıyor. Washington ile birlikte bölgede sebep olduğu istikrarsızlık

İsrail’in elini rahatlatmış durumda. Rahatlatmaktan ödeye bir durum var! İsrail

topraklarını genişletmekte ve bu olay bütün dünyanın gözü önünde cereyan

etmektedir.

Siyonist İsrail’in Yinon planından bir yazımda daha

önceden bahsetmiştim. Ortadoğu ve İslam coğrafyasının bugün içinde bulunduğu

paramparça vaziyetin nedenlerinin ipuçlarını, 1982’de hazırlanmış Yinon raporda

tüm unsurlarıyla yer aldığını okuyucuma yeniden hatırlatmak isterim. Oded

Yinon’un hazırladığı raporda, İsrail’in varlığının İslam ülkelerinin

parçalanarak küçük yapay devletlere bölünmesine bağlı olduğu vurgulanıyordu.

Raporu hazırlayan Oded Yinon ismi, 1996’da Neocon’ların (ABD’nin aşırı

sağcıları) Netanyahu’ya sundukları bir raporda da yer aldı. Raporda, İsrail’in

stratejik yapılanmasının ancak Türkiye ve Ürdün’ün yardımlarıyla

gerçekleşebileceği, bunun ön koşulunun da Refah-Yol Hükümeti’nin bir an önce

görevden uzaklaştırılması olduğu belirtiliyordu.  Oded Yinon raporu İsrail’in Ortadoğu planını

oldukça detaylı ve net bir biçimde anlatmaktadır. 19 sayfalık bu raporda

İsrail’in bölgede mutlak hâkimiyete sahip olması gerektiğini, tüm Arap

ülkelerinin küçük parçalara bölünmesi gerektiğini, bazılarının kontrolünü

tamamen ele geçirip, hem tampon bölge hem de bölgesel uydu olarak

kullanılacağını belirtir.

Burada dikkat edilecek husus, Oded Yinon planına göre,

küçük devletlere ayırmak için Türkiye ve Ürdün’ün yardımlarıyla

gerçekleşeceğidir. Türkiye’de buna en büyük engel ise Refah Partisi Lideri

merhum Erbakan olduğu altı çizilerek raporda belirtiliyor. Bu rapor bize aynı

zamanda Milli Görüş politikalarının önemini de açık seçik ortaya koymaktadır.

Siyonizm, Milli Görüş’ten rahatsızdır. (Devam edecek.)