Türkiye deki ilmî çalışmalar sıfırlanmış durumdadır.

Üniversitelerimizde Batı nın formüllerini ezberlemek ilim sanılıyor. Oysa Batı

modeli çözümler Türkiye de geçerli değildir; Türkiye nin ilmî, dinî, iktisadî,

siyasî ve sosyal sorunlarına çare ve çözüm değildir.

Türkiye deki ana sorun siyasilerin eksiğinden ziyade ilim

adamlarının cehaletidir. Üniversitelerimizdeki öğretim üyeleri Batı eğitimi

alırlar, Batı nın yüz sene önceki bilgilerini anlamadan ezberleyip Türkçeye

aktarırlar. İşte bu ilim adamlarından oluşan üniversiteler her ilimizde açılsa

ne olur, açılmasa ne olur İlâhiyat ve medreselerdekiler de bin sene önceki

ilmi anlamdan sadece aktardılar. Siyasilere ise ancak Batı nın sözde ilim

elçileri danışman oldu.

Adil (Ekonomik) Düzen Çalışanları, Türkiye deki işte bu

gidişata `dur dedi; Batı yı da Doğu yu da öğrenmeyi ama çözümleri şimdi bizim

yapmamızı önerdi. Adil Düzen işte budur, Adil Ekonomik Düzen işte budur,

bir sentezdir, bir sistemdir. Türk halkı henüz bunları tam olarak idrak edip

benimseyemedi ama biz sabırla araştırmalarımıza, çalışmalarımıza,

uygulamalarımıza ve tebliğimize devam ediyoruz...

Selçukluları ve Osmanlıları birleştiren ırk değil

din/düzen idi, din özgürlüğü idi, yani o dönemlerdeki Adil Düzen idi. Bugün

de sadece Türkiye yi değil, bütün insanlığı barışa ve saadete doğru götürecek

olan nizam, sistem, düzen Adil Düzen dir, Adil Ekonomik Düzen dir. Adil

Düzen, Adil Ekonomik Düzen ideali devletimizi yaşatacaktır. Bu ideal, kıyamete

kadar devam edecek olan hak din/düzen idealidir.

***

Dün ve bugünkü bu hatırlattıklarımızdan sonra, şimdi de

Türkiye nin dünyadaki coğrafi yerine yani stratejik konumuna ve Türkiye nin

asıl yapması gerekenlere bakalım.

Türkiye dünyanın merkezindedir.

Londra ve Tokyo İstanbul a aynı uzaklıktadır. Kuzeydeki

Sibirya ile Güney Afrika daki Ümit Burnu da İstanbul dan aynı uzaklıktadır.

Karadeniz havzasını Akdeniz havzasına İstanbul Boğazı bağlar. Batı dünyasını

Doğu dünyasına İstanbul köprüleri bağlar. İstanbul insanlığın geçmiş tarihinde

önemli olduğu gibi geleceğin dünyasında da en önemli merkez olmaya devam

edecektir.

Çağımız dünyasında şimdilik dört büyük güç vardır: ABD,

AB, Rusya ve Çin. İstanbul un bu dört güçten biri tarafından alınması demek,

onun dünyaya hâkim olması demektir. Bu sebepledir ki bu dört güç İstanbul u

birbirine bırakmaz. Mesela, Türkiye Avrupa Birliği ne giremez, girmemelidir.

Çünkü: a) Türkiye de yaşayanların kişisel ahlâkı yüksektir ama Türkiye nin

sosyal ahlâkı bozuktur. Batı nın sosyal ahlâkı yüksektir ama kişisel ahlâkı düşük

veya bozuktur. Birleştiğimiz zaman iki tarafın da ahlâkları düşer. b)

Türkiye nin kara sınırları tüm Avrupa nın kara sınırları kadardır, Avrupa bu

sınırları koruyamaz.

***

Bu durumda Türkiye dört önemli hamle yapmalıdır.

Birinci Hamle: Türkiye vizeleri ve gümrükleri kaldırmalı,

herkesin Türkiye ye gelip gitmesi ve iş yapması serbest bırakılmalıdır. Bu

uygulama Türkiye yi bir anda hem dünya zengini eder hem de dünyanın ekonomisine

yüzde yüz katkı yapar.

İkinci Hamle: Türkiye İstanbul ve Anadolu da, dünyanın

ilgisi ve katkısı ile Adil (Ekonomik) Düzen i oluşturmalı ve örnek olarak

bütün beşeriyete arz etmelidir.

Üçüncü Hamle: Türkiye uluslara sırf siyasette adil

hakemlik rolünü oynamalı, asla bir grubun yanında olmamalı, kendisine saldıran

olursa diğerlerinin yardımını almalıdır.

Dördüncü Hamle: Türkiye nin güçlü savunma ordusu olmalı

ama saldırı ordusu bulunmamalıdır. Kimse Türkiye ye saldırma cesaretini bulamaz

ama Türkiye den de kimse korkmamalıdır. Mesela, Türkiye nin atom bombasına

ihtiyacı yoktur. Türkiye nin F16 saldırı uçaklarına değil, savunma uçak ve

helikopterlerine ihtiyacı vardır, onun sanayiini kurmalıdır.

Türkiye kimseye düşman olmamalı (yurtta sulh cihanda sulh

ilkesi) ama hakemlik sistemi ni kabul eden dünyadaki bütün devletlerle dost

olmalıdır.