7 Ekim 2023 tarihinden itibaren iki yıl içinde Gazze'de 70 bin Filistinli şehit oldu, yüz binlerce Filistinli yaralandı.

Gazze diye bir şehir kalmadı.

Bu süreçte işgal ve terör organizasyonunun başındaki isim olan bebek katili Netanyahu hakkında uluslararası mahkemede dava açıldı.

Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) Netanyahu'nun 'soykırımcı' olduğuna karar verdi, görüldüğü yerde tutuklanmasına hükmetti.

Netanyahu'nun soykırımcı olduğu tescillendi!

***

Bebek katili Netanyahu görüldüğü yerde tutuklandı mı, tutuklanıyor mu? Bu ayrı bir konu ama...

Şöyle de yeni hatta şok bir gelişme var... O da şu;

ABD Başkanı Trump, hazırladığı Gazze Planını onaylatmak için geldiği Ortadoğu'da ilk durağı işgalci İsrail Meclisi’nde uzun bir konuşma yaptı.

Bu konuşmayı başından sonuna kadar dinlemek ve okumak lazım!

Karşısında Yahudi damadı ve dinini değiştiren kızı olduğu halde ve de ayakta dakikalarca alkışlandığı o konuşmayı mutlaka bir yerlerden bulun ve izleyin, deşifresini de okuyun.

Bu konuşmada şu cümlelere bakar mısınız? Sarı kovboy diyor ki;

* "En iyi silahları üretiyoruz. İsrail'e de çok fazla silah yardımı yaptık. Netanyahu beni çok sık aradı, 'Şu silahı bu silahı bana sağlar mısın' dedi. Biz de ürettik ve yolladık. Çok iyi kullandınız. İsrail'i çok güçlü kılabildik. Böylelikle barış ortaya çıkabildi."

Trump bu cümleleri ile diyor ki;

* "Gazze soykırımını Netanyahu ile birlikte yaptık!"

* "Gazze'de 70 bin Filistinliyi Netanyahu ile birlikte katlettik!

* "Gazze’nin altını üstüne getiren bombaları Netanyahu'ya ben verdim!"

O zaman şunu söylemek elzem değil midir;

- Netanyahu Gazze soykırımında ne kadar suçlu ve kabahatli ise Trump da bir o kadar suçlu ve kabahatlidir!

O zaman şunu da söylemek gerekmez mi;

- Bebek katili Netanyahu uluslararası mahkemede yargılanıp soykırımcı cezası aldıysa, soykırım ortağı olan Trump da uluslararası mahkemede soykırımdan yargılanması hem de ivedilikle yargılanması şarttır!

***

Bakalım bir babayiğit de kalkıp Trump hakkında "soykırımcı" davası açacak mı, açabilecek mi?

Bekleyip izleyip göreceğiz...

 

ZİRVENİN ASIL AMACI NE?

Mısır’da, Gazze'nin geleceği ile ilgili dört ülke cumhurbaşkanının imzaladığı o belge!

Esasen bir "niyet" belgesi...

Adından da belli olduğu gibi bağlayıcılığı olmayan bir belge.

Dört ülkenin (ABD, Türkiye, Mısır ve Katar) cumhurbaşkanı 4 ayrı belgeye 4 ayrı imza attı.

Belgelerde tam olarak hangi hükümlerin yer aldığını bilmiyoruz!

Ancak 'genel politikalar' ve Siyonizm+Haçlı dünyasının hedefleri noktasında şunları ifade etmek mümkün;

1) Bu zirvenin asıl amacı, seçimle işbaşına gelen HAMAS'ı silahsızlandırmak ve bölgeden tecrit etmek,

2) Oluşturulacak 'uluslararası askeri güç' ile Gazze'nin yeniden yapılanmasını, imarını ve inşasını kontrol etmek, finansını bulmak,

3) Bir terör organizasyonu olan ve Orta Doğu'nun çıbanbaşı İsrail'in bölgedeki güvenliğini sağlamak...

***

Bir husus daha...

Zirvede imzalanan niyet belgesi...

Bu yeşil kaplı dört belgeyi Trump uçağına alıp yanında mı götürdü acaba?

Yoksa bu belgeler Mısır ya da Katar cumhurbaşkanına mı verildi?

Aslında, önemli olan bu belgelerin kimde olduğundan ziyade tam içeriğidir, tam muhtevasıdır...

 

ALTINDAN GÜVERCİN; BİR FOTOĞRAFIN HATIRLATTIKLARI!

Yaptığınız, ortaya koyduklarınız yakışmalı size!

"Hah, tamamdır, işte budur..." denmeli! Tencere-kapak misali olmalı!

Evlenirken de öyle değil mi; dengi dengine olmalı! "Zengin kız fakir oğlan" olduğu zaman çoğu kez dengeler şaşıyor! Bunun istisnası yok mu, vardır elbette! Ama denklik iyidir ve tavsiye edilendir.

Neyse konuyu dağıtmayalım...

Başka bir şeyden bahsetmek istiyorum...

Kendi planını onaylatmak için önce işgalci İsrail'e, oradan da Mısır'a geçen ABD Başkanı Donald Tump'a İsrail durağında son derece dikkat çeken bir hediye sunuldu; İsrail Başbakanı bebek katili, soykırımcı Netanyahu tarafından!

"Ne var bunda! O topraklarda tutunmalarının sebebi zaten ABD değil mi? Soykırım yaparken her türlü desteği gözünü kırpmadan veren ABD değil mi? Damadı da zaten Yahudi değil mi? Soykırımcı Netanyahu'ya 'Bibi' diye hitap edecek kadar yakın olan birine hediye verilmesi kadar 'normal' bir şey olabilir mi?.." diyenleriniz vardır!

Haklısınız!

Bir soykırımcıdan bir başka soykırımcıya hediye!

Ama durun! Bir dakika!

Bu öyle sıradan bir hediye değil!

Öyle anlaşılıyor ki som altından imal edilen bir güvercin!

Daha iyi anlaşılsın diye, yalın bir cümle ile bir kez daha ifade edelim;

- Trump konuşmasını gerçekleştirmek için İsrail Meclisi Knesset'e geçmeden hemen önce Netanyahu ile ikili bir görüşme gerçekleştirdi. Bebek katili Netanyahu, ABD Başkanı Trump'a bu görüşme sırasında "Altın Güvercin" hediye etti.   

Altın güvercin deyip geçmeyin!

Yazının en başında ne demiştim;

- "Yaptığınız, ortaya koyduklarınız yakışmalı size!"

Peki, soykırımcı Netanyahu'nun, bu soykırıma sonuna kadar her türlü destek veren ABD Başkanı Trump'a güvercin hediye etmesi yakıştı mı?

Altın olmasını, kaç kilo ya da gram gelmesini, altının bugünlerde roket gibi fırlamasını yani maddi olarak karşılığının ne olduğunu geçelim de...

- Güvercin=barışı temsil eder! Güvercin barış sembolüdür, barışın simgesidir!

* Barış ile soykırımcı İsrail ve bebek katili Netanyahu yan yana gelebilir mi, Allah aşkına!

* Barış ile soykırımcı İsrail'e destek veren ABD ve Başkanı Trump yan yana gelebilir mi, Allah aşkına!

* Barış-Netanyahu-Trump... İlk kelime ile ikinci ve üçüncü kelimeler arasında o kadar derin bir uçurum var ki, şimdi burada anlatmaya kalksak sütun yetmez! 

ABD'nin günah galerisini burada ortaya sersek...

Hemen ardından da, bir asra yakın İsrail'in, bir İslam coğrafyası olan Filistin topraklarında işgalini, katliamını, soykırımını anlatmaya kalksak...

***

Uzun lafın kısası; güvercin hediyesi hiç ama hiç yakışmadı! Ne hediyeyi verene, ne de alana!

Daha da önemlisi, esasen, bu hediyeyi veren de alan da bu topraklara hiç yakışmıyor!

Pılınızı, pırtınızı toplayın ve gidin bu kutsal topraklardan!

---