BELKİ de bir maçlık olacak. Olsun be! Ama görünen o ki, bu görüntüler bu defa biraz uzun sürecek gibi... Tabii ki bir sakatlık, bir ceza durumu olmazsa...

Yazının girişi mi Evet, Oğuzhan’dan söz ediyorum... Beşiktaş’a geldiği günden beri elde ettiğim bilgiler ve gözlemlerin sonrası bu genç oyuncudan neler neler bekledim durdum... Hep sakattı. Hep formsuzdu. Hep son yirmi dakikalık adamdı... Hep fizik olarak çok alt düzeyde olup, dokunanın yıktığı isimdi. Şimdi ise, hem de o Mersin sıcağında ki, geçen sezonki ilk maçı orada yerinde izlemiştim, yukarıda sıraladığım bütün yanlışlarını, bütün eksiklerini gidermiş ve bana ilk anlatıldığındaki Oğuzhan’ı izledim. Şenol hocaya teşekkür ederim. Ülke futboluna ancak bu kadar hizmet edilebilir. Ama kızgınım da aynı zamandı. Hocam; neden çıkardın Oğuzhan’ı oyundan Tam gözümüzün pası silinmişken... Bu da şakası tabii ki...

Beşiktaş, karşısında bu sezonun belki de en oturmuş, hiç bir tarafı ile yenilenmemiş ekibi Mersin İdmanyurdu ile oynadı. Ama rakipteki orta alan karşılama zafiyeti de doruk noktada idi. Bazı sakatlar nedeniyle olabilir bu... Hatta çakma bir de yabancı stoper vardı... Bunlar Beşiktaş’ın Atiba, Oğuzhan ve Quaresma’dan kurulu orta alanına tabii ki rahatlık getirdi. Özellikle de hem Oğuzhan, hem de Quaresma’dan kurulu orta alanını karşılama zafiyeti olacağına rağmen. Ancak Oğuzhan bu defa müthiş bir yönlü oynama sahneleyerek bu rakip beklentisinin üstünü de çizdi.

Olcay’ın orta alanla sürekli paylaşımı, hatta Cenk’in biraz da rakip stoperlerden birinin çakma oluşu sebebiyle çabuk yer değiştirme hareketleri de Beşiktaş’a bazı yazarların Barcelona yakıştırması yapmasına yol açtı. Savunma mı Eh, Nakoulma’nın yıkamayacağı, hırpalamayacağı savunma mı var ki Yine iki gol attı. Paylaşımda yardımcısı olsaydı, Beşiktaş, bu çok övülen oyununa rağmen başka goller de yiyebilirdi.

Mersin’in rutubetli, insanın ömrünü yiyen sıcağında 10 kişi kalıp maçın son yarım saatini öyle oynamak gerçekten insanüstü gayret isterdi. Buna rağmen ev sahibi öyle beklendiği gibi pat diye teslim olmadı. Bu arada Şenol hocanın dizine buz tedavisi yapılan Quaresma’yı bu yüzden mi çıkardığı, yoksa orta alanda yavaş yavaş karşılama eksiği başladığından Necip’i aldığı da dikkat çekici idi. Bu arada başta Kerim olmak üzere Olcay’daki değişiklikler de sanırım Şenol Güneş imzası taşıyordu.

Özetle şık 7 golün atıldığı, tempolu, Avrupa’nın iyi takımlarının esintilerini taşıyan bir maç izledik. Her iki tarafa da teşekkürler!