TEKNOFEST; Havacılık, Uzay ve Teknoloji Festivali… İstanbul 3. havalimanı alanında dün sona eren festival…

Haftasonu ben de festivaldeydim…

adnan-oksuz-2-1537764434.jpg

Festivaldeki temel hedef, Ocak 2017 tarihinde hayata geçen ve Türkiye’nin millî teknoloji hamlesini gerçekleştirmesi ve ülkemizin teknoloji üreten bir topluma dönüşmesini sağlamak… Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın damadı Selçuk Bayraktar’ın yönetimindeki Türkiye Teknoloji Takımı Vakfı (T3 Vakfı) önderliğinde ve Türkiye’nin önemli kurum ve firmalarının destekleriyle düzenlenen bir organizasyon, Teknofest… Türkiye Teknoloji Takımı Vakfı (T3 Vakfı), üniversite öğrencilerine yönelik çalışmalarda bulunuyor. Vakıf, Millî Teknoloji Burs Programı ile burs desteği ve Teknoloji Takımları Programı kapsamında üniversite teknoloji takımlarına ekipman, altyapı, ulaşım ve teknik danışmanlık desteği de veriyor.

T3 Girişim Merkezi (T3GM) çalışmaları kapsamında ise, teknoloji girişimlerine kuluçka ve hızlandırma merkezlerinde teknik ve lojistik destekler ile girişim/yatırım fonları yoluyla sermaye destekleri sağlanmasına yönelik faaliyetler gerçekleştiriliyor. T3 Vakfı, 2023 yılına kadar 1001 Teknoloji Takımı’nı ve 1001 Teknoloji Girişimi’ni desteklemeyi hedefliyor.

***

adnan-oksuz-1-1537764387.jpg

Festivalde çeşitli gösteriler, aktiviteler, seminerler, yarışmalar ilgi çekti. Özellikle çocuklar ve gençler festivale büyük ilgi gösterdi.  Festival iyiydi ama ulaşım aynı derecede güçtü. Vatandaşlar, aileler bin bir zorlukla alana ulaşabildi…

“Bugün kurduğumuz bir hayalin gördüğümüz düşün gerçek olduğu gün. Artık Milli İHA’larımıza Milli SİHA’lara sahibiz. İnşallah ülkemiz kendi uzay araçlarıyla, kendi hava araçlarıyla hak ettiği yere gelecektir” cümleleri Selçuk Bayraktar’a ait…

Hayırlı olsun…

KORKUNÇ BİR DURUM DEĞİL Mİ BU?

Sosyal medyaya gezindiğinizde; gördüklerinize şaşırıp kalıyorsunuz. Ve şöyle düşünmek zorunda kalıyorsunuz: “Kadınlarımızın çoğunluğu ruhsal problemler içinde boğuluyorlar...” 

Ablamızın, kendi boyunda kızları, kendi boyunda oğulları var o; hâlâ en güzel resimlerini seçip sosyal medyada yayınlıyor… Hâlâ kendini teşhir etmenin peşinde…  Bak Hanımefendi! Bir de ana olarak sizler; çocuklarınızla yeteri kadar ilgilenmez, onlar yerine, sosyal medya ile oyalanırsanız, evinizde onlara yer açmazsanız; ilerde bu çocukların nasıl bir psikoloji içinde olacaklarını tahmin bile edemezsiniz… O zaman ne verdiğiniz bu pozlar, ne de sergilediğiniz misafir takımları(!) hiçbir işe yaramayacaktır…  Ya bazı kartaloz hanımefendilere ne demeli! Gençlik fotoğraflarını sergileyip kendilerini teselli ediyorlar… Vah ki vah! İnsan durup düşünüyor: “Bu ne kadar eziklik… Bu ne kadar basitlik…  Bu ne kadar yüzeysellik ve doyumsuzluk… Bu ne kadar alıklık… Bu ne kadar inanç zayıflığı…”  İnsanın diyesi geliyor ki; “Bak güzel kızım! Bundan sonra sen böyle basit şeylerle beğeni toplayamazsın… Sen herkesi kör ve sağır mı zannediyorsun? Küçücük kurnazlıkları, küçücük şeyleri bir üstünlük veya bir değer mi zannediyorsun? Sadece kendini kandırıyor, çok kötü ve çok komik durumlara düşüyorsun. Akif’in dediği gibi: “Dostlarının yüzkarası, düşmanlarının maskarası oluyorsun…”  Değerli anne; sen beğeniyi ve takdiri, evinde oluşturabildiğin sıcaklıkla, samimiyetle, çocuklarına ve eşine verebildiğin sevgi ve şefkatle toplayabilirsin… Çocuklarına kazandırdığın davranış, terbiye, güven ile toplayabilirsin… Eşine verdiğin güven ve destekle toplayabilirsin… Çocuklarına hazırladığın gelecekle toplayabilirsin… Dürüstlüğünle, eş ve dostlarına yapabildiğin iyiliklerle toplayabilirsin… Kısacası hanımefendiliğinle toplayabilirsin… 

Aklı başında bir hanımefendi, eşi ve çocukları ile mutlulukla yemek yerken bu anı ölümsüzleştirmek için fotoğrafını çekebilir. Ama bunu sergilemek, ona buna göstermek aklına bile gelmez. Çünkü o, mutluyken, o anına odaklanır…        

Bu nasıl iştir; bazen misafirlikte dahi herkes telefonuyla alâkadar oluyor. 50 yaşındaki adama bakıyorsun telefonla on line okey oynuyor, kadınlarımız Instagram’da geziniyor, çocuklarımız sonu bunalıma/intihara/isyana giden sitelerde dolaşıyorlar ve ellerinden gelse nefes bile almayacaklar. Korkunç bir durum değil mi bu?  Bizler Allah için, ailemizin saadeti için değil de 3-5 beğeni için yaşarsak; bir amacımız yoksa hem dünyamızı, hem de ahiretimizi berbat ediyoruz demektir. (Mahmut Kılıç/Doğu)

VAN’IN SORUNLARI NEDEN ÖTELENİYOR?

Saadet Partisi Van İl Başkanlığı, Van’ın sorunlarını masaya yatırdı ve bunları kamuoyu ile paylaştı. Peki, bugün itibariyle Van’ın sorunları ne? Bakalım mı;

1-15 Haziran 2018’de Kapıköy Gümrük Kapısı’nın açılışı yapılacaktı. Üzerinden 3 aydan fazla zaman geçmesine rağmen açılış yapılmadı.

2-Van City AVM 2 Nisan’da açılacaktı. Üzerinden 5 buçuk aydan fazla süre geçmesine rağmen açılmadı?

3-İlimize Kent Meydanı yapılacağı müjdesi verildi. İlk etapta meydanda kalması gereken tarihi bir öneme sahip olan Van Kent Müzesi niçin yıkıldı? 7 milyon TL’ye yeniden Kent Müzesi yapılacak diye yola çıkıldı. Şimdi de 15 milyon TL’ye yeni Kent Müzesi’nin yapılacağı beyan ediliyor, bu israfın sebebi nedir?

4-Kent Meydanı’nın ne zaman ne şekilde yapılacağı net olarak belli değildir?

5-Caddelerden otopark ücreti alan Van Büyükşehir Belediyesi niçin yapımı tamamlanmış olan otoparkı açmamaktadır?

6-Van’ın sorunlarının çözümüne dair ciddi bir adım atılmamasının sebebi ülkemizde ekonomik krizin varlığı mıdır?

7-Eğer ülkemizde Sayın Cumhurbaşkanımızın söylediği gibi ekonomik kriz yoksa, Van’ın sorunları neden hâlâ aynı şekilde durmaktadır?