Anneler, çocuklarının hatalarını pek görmek istemez bu konuda kendilerine yöneltilen şikayetlere ise tepki ile karşılık verirler. Annenin bu yaklaşımının iki nedeni vardır, birincisi koruma içgüdüsüdür, ikincisi ise, yapılan eleştirileri kendileştirerek olaya farklı bir anlam yüklemesidir.

Cemaat ya da gruplarda da aynı reaksiyon hakimdir… Her hangi bir grup ya da camiada tanık olduğunuz bir kusuru dile getirdiğinizde o cemaate bağlı bulunan kimselerin söylenen şeyi hiç tartmadan tepki ile karşılık verdiğini görürsünüz. Çünkü her iki durumda da kişi, bireysel kimliğini kaybedip grup içinde erimiştir. Burada iradeden söz edilemez. Zira iradenin aktif olması için tarafların hürriyetlerinden ödün vermemeleri şarttır. Grup içinde kaybolan fertler, kendilerine yapılan tavsiyelerin iyi niyetle yapılmış olduğunu bildikleri halde tepki verir ve tıpkı bir annenin çocuğunu koruduğu gibi camianın hatalarını masum göstermeye çalışırlar… Oysa hata bizim en yakınımızda canımızdan kanımızdan çok sevdiğimiz çocuklarımıza dahi olsa masum görme imkanı yoktur.Mesleki dayanışma gruplarında da aynı durum söz konusudur… Çocuğunuzun maruz kaldığı haksızlığı aynı okulda çalışan bir öğretmenle paylaşsanız haksızlığı yapan öğretmeni hemen savunmaya geçer. Ya da hastanıza yapılan kötü muameleyi bir doktora aktarmak isteseniz tepki ile karşılaşırsınız.Taraftar olmak insanın aklını iradesini kör eden bir durumdur. Bu konuda, bir doktorun, bir öğretmenin ya da bir futbol fanatiğinin yaşadığı duygu aynıdır. Taraftar nerede yer alırsa alsın, aidiyet hissettiği kişi ya da grubu koruma altına almak istemektedir. Fakat olayı değerlendirirken aklını ve iradesini aktive edememektedir.Bir anne çocuğunun kusurunu görür hale geldiğinde ya da bir kişi dahil olduğu grubun hatalarını kabul ettiğinde, bundan kendilerine de pay çıkaracaktırlar. İnsanları hatalarını görmekten ve kendileriyle yüzleşmekten, alıkoyan birincil faktör yüzleşmektir. Çünkü insanoğlu ötekinin nazarında değer kaybına uğramak istemiyor ve bunun için sadece kendisini değil kimliğini ve benliğini oluşturan parçaları da korumaya çalışıyor.Yaşanan bütün kötülüklerin temelinde bir tür adalet katli vardır. Oysa hayatı ve evreni ayakta tutan adalettir. Adalet öylesine güçlü bir kavramdır ki, yokluğunda bütün insanlık büyük bir kaosa sürüklenmektedir. Bunun için adaleti katleden, cemaatiniz de olsa, çocuğunuz da olsa, yakınınız dostunuz, kardeşiniz de olsa tepkinizi ortaya koymalısınız. Çünkü siz insanlığın bir üyesisiniz ve insanlığınızı ayakta tutacak en büyük güç ise adalettir.