Biz, Allah celle celalühü seviyoruz.
O’na olan sevgimizi, O’nun bize öğrettiği kelam ile ifade ediyoruz ve her gün beş vakit namazımızın kırk rekâtında, “el-Hamdü lillahi Rabbi’l âlemin” (bütün övgüler, âlemleri yaratan, yaşatan ve yöneten Allah’a aittir) diyerek Fatiha süresini okuyoruz.

Allah’ın da bizi sevmesi için bize yol gösteren Rabbimize hamdolsun.
O, bize sevmenin yolunu gösteriyor:
“De ki: Eğer Allah’ı seviyorsanız bana uyun ki, Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı afvetsin. Allah afvedicidir, rahmet edicidir.” (Al-i İmran süresi ayet 3/31)
İttiba, izlemek demektir.

Ahiretin tarlası olan bu dünya sürgünümüzde, asli vatanımız olan cennete, Allah’ın sevgi ve rahmetine kavuşmak için geri dönme arzusu ile yananlardanız.
Ömür kısa, yol eşkıya ile dolu.

Şeytan ve şeytanlaşmış insanlar, cehenneme sevk etmek için yol kesici olmuşlar.
Kimi Firavun, kimi Karun, kimi Haman, kimi Ebu Cehil rolünü seçmiş.
İnsanlar, karşısına çıkan yollardan hangisine uyacağını şaşırdığı bir anda Rabbimiz, kıyamete kadar gelecek tüm insanlığa yol göstermek için gönderdiği Muhammed aleyhisselamın izini takip etmemizi teklif ediyor.

Bu İslam nimetini bize lütfeden Rabbimize, hamdolsun.
Peygamberimizin izini takip ettirdiği için Rabbimize şükürler olsun.
Bu şükretme nimetini bize lütfettiği için yine şükürler olsun ve son nefesimize kadar bizim şükretme nimetimizi daim eylesin.

Firavun’un hanımı, Hazreti Musa’yı izlediği için cennetlikler arasına girdi.
Firavun, kendi ölümlü aklının yolunu izledi, hem dünyada hem kabirde hem de cehennemde cezayı hak etti.

Yedi Yiğitler diye anılan Ashab-ı Kehf, kralın yolundan değil, Allah’ın gösterdiği yolda yürüyen peygamberlerinin izinden gittikleri için 309 yıl bu dünya mağarasında, Rableri tarafından yedirilip içirildiği gibi, onların yanından ayrılmayan köpekleri bile onları izlediği için o da Rabbi tarafından 309 yıl yedirildi içirildi ve adı Kur’an-ı Kerim’de anıldı. (Bak, Kehf süresi)

Biz, bu dünyada güzel bir hayat yaşamamız için ve de ahirette Rabbin rızasıyla cennete gidebilmemiz için Rabbimizin kitabı olan Kur’an-ı Kerim’i bize getiren ve nasıl anlaşılıp yaşanacağını gösteren Sevgili Peygamberimizin sünnet-i seniyyesini takip etmemiz tek yoldur.

Çünkü bizi yaratıp yaşatan Rabbimiz:
“Allah katında din, şüphesiz İslâm’dır. Kitap verilenler kendilerine ilim geldikten sonra, aralarındaki taşkınlık yüzünden ayrılığa düştüler. Kim Allah’ın ayetlerini inkâr ederse, şüphesiz Allah hesabı çok çabuk görendir” buyurur. (Al-i İmran süresi ayet 3/19)

Yahudiler, Selman-i Farisi’ye (Allah ondan razı olsun),
“Peygamberiniz, size her şeyi öğretti, hatta tuvaleti bile öyle mi” diye dalga geçtiklerinde, “Evet, tuvalet dâhil her şeyi öğretti, büyük ve küçük tuvalette kıbleye ön ve arkalarımızı dönmeyi, sağ elle tahareti yasakladı…” diye cevap vermiş. (Müslim Sahih, K. Taharet, bab 17, Ebu Davud, Sünen, K. Taharet, bab 7)
7 Ekim 2022/12 Rabiulevvel 1444 Cuma günü, miladi 571’de Mekke’de dünyayı teşrif buyuran Sevgili Peygamberimiz, hicri takvime göre 1497’inci doğum yıl dönümüdür.
Miladi takvime göre 1451’inci doğum yıl dönümüdür.

Aradan 1497 yıl geçmiş, hâlâ kendilerini medeni sayan kapitalist Batı’nın ve komünist doğunun tuvaletine su girmemiştir.

Batı’nın tuvaletinde bile ışık arayan ünlü komünist yazarlarımızdan biri, 1970’li yıllarda tuvalette su ile temizlenmeyi hicveden bir yazı yazmıştı.

Ama okuma-yazması olması engellenen, ama İslami hayattan bazı güzel kokularla Avrupa’ya işçi olarak giden Müslümanlarımız, onlardan kiraladıkları evlerine önce tuvaletlerine su, evlerine banyo yaptılar.
1973 yılında Fransa’da çalıştığım atölyenin sahibi ile altlı-üstlü otururduk ve iki katta da banyo yoktu.
Biz, atölyenin banyosunda yıkanırdık. Onlar da alıştılar.

Yıkanmak, medeniyettir.
Peygambersiz medeniyet olmaz.
İsa aleyhisselamı, Allah’ın oğlu mertebesine yükselttiler.
Allah’ın oğlu gibi olamadıklarından, onu örnek de alamdılar.
Evlenmemeyi yalnız Katolik papazlarla, rahibelere verdiler ve kendileri uymadılar.
Biz, Allah celle celalühü seviyoruz.

O’nun gönderdiği bütün peygamberlerini seviyoruz.
Her mezhepten ve meşrepten olan Müslümanları seviyoruz.
Müslüman olmayanların, Müslüman olması için can ve malımızı önlerine güllerden dokunmuş halı gibi sermeye hazırız.

Kimsenin malında ve canında gözümüz yok.
Sömürerek semirenlerden değiliz.

Allah’ın yarattığı sekiz milyar insanın, Biden, Putin, Jin Ping gibilerin kural kalıpları arasında ezilmelerine karşıyız.

Bunların hepsini, canları ve tenleri yaratanın gönderdiği İslam dinine davet ediyoruz.