* Dünyadaki belli başlı telekom şirketlerine el atanlar hep onlar... Telekom özelleştirmelerinde hep onlar birincil rolde...

* Musevi ve Alman asıllı bankerler ailesi olarak tanınıyorlar...

* Dünyayı yöneten aile olarak biliniyor;

* Reuters"i o aile kurdu.

* Yahudi bankerlerin en tepesinde yeralan bir aile.

* 500 seçkin gazeteciyi malikanelerinde ağırlayanlar yine onlar.

* Kırım savaşını ve Bağdat demiryolu inşasını o aile finanse etti.

Rothschidler ailesi...

Mayer Amschel Rothschild (Frankfurt 1743 - 1812) ailenin atası.

1800de Mayer Amschel"in beş oğlundan üçüncüsü olan Nathan (Frankfurt 1777 - Londra 1836) Manchestera ve daha sonra da Londraya yerleşti ve burada ticari ve mali büyük işler çevirdi.

İngilizlere Napolyona karşı mücadelelerinde para sağladı, kara Avrupasına geçip imparatora karşı mücadeleyi finanse ederek yardımda bulundu. En küçük kardeşi James (Frankfurt 1792 - Paris 1868) bu işte ona yardım etti. James, 1812de Parise yerleşti ve özellikle İspanya savaşı sırasında Wellingtona paralar aktararak büyük kazançlar sağladı.

Rothschildler bu aşamadan sonra kendi haberleşme servislerini, Reutersi kurdular (Bir söylentiye göre, Waterloo savaşının sonucunu ilk öğrenen Nathan olmuştur) ve büyük başkentlere -Londra, Paris, Napoli, Viyana- yerleştiler. Mayer Amschelin dördüncü oğlu Carl (1788 - 1855) Napolide bir firma kurdu, ikinci oğlu Salomon (1774 - 1855) ise, 1820"de Viyanaya yerleşti.

Kardeşler, paranın fiilen yer değiştirmediği ve alım satım işlemlerinin sadece hesaptan yapılan aktarmalarla tesviye edildiği takas (veya clearing) sistemi sayesinde muazzam kazançlar sağladılar. Napolyonun yenilgiye uğratılmasından sonra, Louis XVIIIe mali yardımda bulunmuş olan Rothschildler, Fransanın müttefik devletlere olan borçlarının ödenmesinde kolaylık sağladılar.

Gazeteci Güneri Civaoğlu da bu ailenin malikanesinde ağırlanan 500 seçkin gazeteciden birisiydi.

1800lü yılların başından 1940lı yıllara kadar dünyanın kaderini etkilemiş olan ve dünyanın gidişatına yön veren ailelerden biri olarak bilinen bu aile, tüm dünyadan 500 gazeteciyi Fransadaki şatolarına bir müddet için seminer veya eğitim gayesi ile davet edip ağırlamıştı.

Rothschidler bir görüşe göre Yahudi bankerler arasında hiyerarşinin en tepesinde olan bir aile. Bu nedenle de Siyasi Siyonizm akımının lideri Theodor Herzl, ilk olarak Rothschildlerden yardım istemişti. Aile kısa süre sonra Filistine yapılan Yahudi göçünün en önemli destekçisi haline gelmişti. Osmanlı Bankası Rothschildler tarafından kurulmuştu. Kırım savaşını ve Bağdat demiryolunun yapımını finansa eden de ayni aile idi. Wickers Armstrong firması ile önemli imtiyazlar aldılar.

Rothschildler, 1900lü yılların başında Rusya petrollerinin önemli üreticisiydi. Kısacası Rothschildler yüzlerce fonda, onlarca bankada (ki bunların arasında Citicorp da bulunuyor), pek çok madencilik kuruluşunda, biyoteknolojide, kimya sanayiinde, demir çelikte, emtia ticaretinde, deniz taşımacılığında, silah sanayiinde, hasılı paranın olduğu her yerde olan bir aile.

Tüm bunları neden anlattım

Milli Gazetenin okurlarına hediye edeceğini ilan ettiği Gizli Dünya Devleti isimli kitap, sadece, yukarda anlattığım Rothschildler ailesini değil, dünyaya yön verenleri ortaya seren, sırlarını açığa çıkaran, façalarını bozan muazzam bir eser.

Gazeteye mutlaka abone olun ve önsözünü merhum Necmettin Erbakan Hocanın bizzat kaleme aldığı bu esere sahip olun derim...

Nereden nereye (!) dedirten yazı!

Batı insanı için ortak değerlere muhatap olmak bakımından insan olmak ortak paydası yeterli değildir. Renginizi, ırkınızı, dininizi kısacası hoşa gitmeyen kimliklerinizi reddetmeniz ya da üst kimlik sahibi Batı insanına mutlak bir şekilde itaat etmeniz gerekir.

Kimliğinizi değiştiremediğiniz noktada yaşama hakkınız dahil bütün haklardan mahrum olabilirsiniz. Tahrif edilmiş Tevrattan kaynaklanan ve Yahudiler ile Yahudi olmayanlar için iki ayrı ahlak standardı oluşturan ahlak dualizminin de katkısıyla bu standart farklılaşması Batı medeniyetinin insan tipi için en çarpıcı özellik haline gelmiştir.

... Yıllar süren baskı sonucu Japonlar II. Dünya Savaşındaki suçlarından dolayı resmen özür dilemek zorunda bırakıldılar. Militarist bir toplumun bu militarizm dolayısıyla özür dilemesi insanlık için de gerçekten sevindirici bir gelişmedir; ama kimsenin aklına yüzbinlerce sivilin ölümüne sebep olan atom bombasını kullanan ABDnin de bu insanlık suçu için resmen özür dilemesi gerektiği gelmedi.

Hele hele birinci atom bombasının kullanılmasından sonra ortaya çıkan insanlık trajedisini gördükten sonra ikinci bir şehre karşı daha aynı saldırıda bulunan zamanın ABD yönetimi bütün uluslararası hukuku ve savaş hukukunu hiçe saymıştır.

Gelecek nesilleri de etkilemesi bakımından Japon militarizminden daha yıkıcı ve insanlık dışı bir savaş suçu olan atom bombasının atılması benzer bir özür dilemeyi gerekli kılarken bu yapılmadığı gibi bu facianın yıldönümünde başka bir Batı ülkesi (Fransa) yeni bir nükleer deneme teşebbüsüne kalkıştı.

Bu bakış açısına göre Batı ülkeleri dışındaki ülkelerin nükleer güce sahip olması insanlık için tehlike, bu ülkelerin sahip olması ise barışın garantisi ve bu ülkenin en doğal hakkıdır. (AHMET DAVUTOĞLU, Aksiyon/Ağustos 1995)

NOT: Bugün 16 Eylül 2012 Pazar... Uyan da balığa gidelim... 2012 yılında yeni Anayasa vaadini sıcak tutmak adına... 2012den 8 ay 16 gün daha eksildi. Yeni sivil anayasanın yazımına başlandı, ilk cümleler ortaya çıktı... Ama bugünlerde tık yok... Takipçisiyiz...