Epeydir yoktu ortalıklarda

Geçenlerde ekranda Mehmet Keçeciler i gördüm.

Bir zamanların ANAP ında bir dediği iki edilmeyen isimdi

Keçeciler.

Danıştay olayına atfen, Erdoğan ın yerinde Turgut Özal

olsa nasıl davranırdı sorusuna, Özal da çok kızardı ama Tayyip Bey gibi

yapmazdı dedi.

***

Keçeciler i her gördüğümde nedense lades oyunu gelir

hatırıma.

Nedir peki o meşhur lades oyunu

İddia o ki, Keçeciler, lades sonucu Genel Başkan

Yardımcılığı koltuğundan olmuştu.

Bu olayı, ilk yazan ve ortaya çıkaran gazeteci Yavuz

Donat olayı şöyle anlatmıştı:

ANAP içinde milliyetçi muhafazakâr ve liberaller vardı.

Partide Özal dan sonraki isim Mehmet Keçeciler di. Kendisi ikinci adamdı. Mesut

Yılmaz, Güneş Taner başta olmak üzere liberaller bundan hoşlanmıyordu. Semra

Özal da Keçeciler den pek hazzetmiyor ve gitmesini istiyordu.

Turgut Özal, Nurettin Koçak ın Nirvana adlı yatında

Göcek te tatil yapıyordu. Bu tatilde Özal ve Semra Özal la birlikte, Nurettin

Koçak ve eşi ile Güneş Taner ve eşi Beyza Taner de vardı. Bir akşam yatta akşam

yemeğinde tavuk yenildi.

Yemekten sonra herkes kocasıyla lades tutuştu. Ladesi

erkekler kaybetti. Güneş Taner eşine bir pırlanta yüzük, Nurettin Koçak ise bir

kırmızı Mercedes sözü vermişti. Turgut Özal ise ne alacağını söylemedi. Semra

Özal araya girerek, Ladeste kazandım. Mehmet in kellesini istiyorum dedi.

Tatil sonrası Ankara ya döndüklerinde birkaç gün sonra

Mehmet Keçeciler Genel Başkan Yardımcılığı görevinden alındı.

Ben görevden alınmadan sonra bu lades olayını yazdım.

Turgut Bey, İstanbul da orduevinde kalıyordu. Gazetenin taşra baskısında haberi

görüyor ve beni arattırıyor. Ama ben aranacağımı tahmin ettiğim için yok

dedirtiyorum. Daha sonra beni Güneş Taner aradı ve Bu olay hangimizden sızdı.

Turgut Bey küplere bindi dedi.

Sabah, Turgut Bey bu habere, Böyle bir şey olmamıştır.

Objektif değildir. Yalandır diyerek tepki gösterdi. Bu açıklamaları üzerine Özal a

gazetedeki köşemden cevap verdim. Cevabımda, Güneş Taner bana telefon ederek

haberin kimden sızdığını sordu. Olay doğru olmasa açıp sorar mıydı diye

ayrıntıları yazdım. Özal, bu defa tekrar, Haber tamamen yalan ve aslı astarı

olmayan bir olay açıklamasını yaptı.

***

Ne dersiniz

Yakın zamanda siyasette benzer bir lades oynanmış

mıdır

  Dokunuş deyip geçme

Danıştay ın olay töreninde küçük bir ayrıntı dikkatinizi

çekti mi, bilmiyorum

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ın henüz ayağa kalkmadan, yerinden,

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel e

yönelerek Metin Feyzioğlu nu eleştirdiği dakikalar

Abdullah Gül ün Erdoğan ı teskin etmek için çaba

gösterdiği saniyeler

İşte tam bu sırada Cumhurbaşkanı Gül, sağ eliyle Erdoğan ın

sol bacağına dokunarak sakin olmasını talep ediyor, beden diliyle Birkaç da

cümle ediyor ama ne dediği anlaşılamıyor.

Gül ün bu dokunuşu farklı yorumlara neden oldu.

Kimi tahlillere göre, Bu dokunuş, ikili arasındaki

samimiyetin hâlâ sürdüğüne güçlü bir işaretti.

***

Ancak dokunuş deyip geçmemek lazım!

Çünkü bazen bu tür dokunuş lar ters de tepebilmektedir.

Tam da bu aşamada, merhum Enver Ören le ilgili bir

anekdotu da aktarmak istiyorum;

Enver Bey, 1999 yılı milletvekili seçimlerinden 2.

sıradan çıkan ve koalisyon ortağı olacağı belli olan MHP Genel Başkanı Devlet

Bahçeli yi ziyaret eder

Ören, sıcak hareketleri ve dokunmaları ile bilinen bir

isim

Ziyaret esnasında Enver Ören bir ara eliyle Devlet

Bahçeli nin dizlerine dokunur

Medya patronu, Devlet Bey den, tüm gazetecilerin önünde

hiç beklemediği bir tepki alır;

Bir daha elinizle dizime dokunmayınız, Enver Bey!

Ortam bir anda buz kesilir, Enver Bey de şok olur bu

tepki karşısında.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Enver Ören in bu dokunuşundan

rahatsız olmuştur.

***

Siyasette, fiziksel temas her zaman gündemde oldu. Bu

vesile ile eski siyasetçilerden Hasan Celal Güzel in şu sözlerini unutmak

mümkün mü;

1986 ara seçimlerinde, merhum Özal ın ısrarı ile

ANAP tan Gaziantep milletvekili adayı olunca, evvelâ ne yapacağımı, nereden

başlayacağımı şaşırdım.

Sonra kendimi caddelerde, sokaklarda, kahvehanelerde

buldum. Yakaladığıma sarılıyor, elini sıkıyor, öpüyordum.

Turgut Bey in o seçimler sırasında bana taktığı ismimle

Tank Hasan olarak günde 20 saat vaziyetim bu idi. Koca Başbakanlık Müsteşarı,

gördüğüne sarılıyor, elini sıkıyor, öpüyordu... Siyaseti bıraktığım 18 Nisan

1999 genel seçimlerine kadar tam 15 yıl, tahminen 10 milyon kişi ile el

sıkıştım, öpüştüm ve elense çektim

 SGK da Önemli Bir Sorun

Esselemu Aleyküm

Köşenizde zaman zaman kamu personellerinin sorunlarını

dile getirdiğiniz için teşekkür ederim.

Ben SGK da memur olarak çalışıyorum.

2012 de uygulanan 666 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile

(KHK) İstanbul da çalışan personel olarak aldığımız 30 puanlık ek ödeme farkı,

eşit işe eşit ücret mantığıyla elimizden alındı.

Geçen yıl bu hakkımızı kurum geri iade etti. Lakin şöyle

bir durum var. Eğer İstanbul a 2012 den sonra nakil ile ya da ilk atama olarak

geldiyseniz ya da 2012 den sonra ünvan değişikliği yaptıysanız yani sınav

kazanarak memurken şef olduysanız ki normalde maaşınız artması gerekir ki

maalesef başarı cezalandırılıyor.

Bu durum aynı odada çalışanlar arasında hem huzursuzluk

hem de çifte standart oluşturuyor.

Ben de bu 30 puanlık farkı alan biri olarak rahatsız

oluyorum.

Diğer bir konu da; yine bu 666 sayılı KHK ile yılda iki

kez tüm SGK personeli olarak aldığımız -bu gün itibariyle- yaklaşık 800 TL

civarındaki ikramiye de kaldırılmıştı.

Ancak başka bir KHK ile ikramiyeler başta kurum

müfettişleri olmak üzere kurumun üst düzey ünvanlı personeline yeniden verildi.

Şu an hâlâ alıyorlar. (5502 sayılı kanunda hâlâ kurum yönetim kurulu

görevlerinde yılda iki defa ikramiye vermeye yetkilidir).

Bu durumda yine kurum içinde çifte standart oluşturuyor.

Gerek SGK, gerekse sendikalar bu sorunun yasal düzenleme ile halledileceğini

söyleyerek siyasi iradeyi işaret ediyorlar.

Bu mağduriyetleri gündeme taşırsanız sevinirim. Allah a

emanet olunuz. Bu arada, şu notu da iletmem gerekir ki, Anayasa Mahkemesi 666

KHK nın ilgili maddelerini iptal etti. (ADI BİZDE SAKLI BİR ÇALIŞAN)

NOT: :  Bugün 14

Mayıs 2014, Çarşamba 1) Emekliler yılda 15 20 TL zamla, hâlâ sürünmeye devam

ediyor. 2) An itibariyle asgari ücretli nasıl geçineceğim diye feryat

ediyor. 3) Bu parlamento ve mevcut AKP iktidarı, 2011 den bu yana verdiği yeni

ve sivil anayasa sözünü yerine getiremedi. 4) 28 Şubat darbesi döneminde

kapatılan, yoksul-zeki Anadolu çocuklarının barındığı Başbakanlığa bağlı Vakıf

Öğrenci Yurtları hâlen kilitli. Otur, sıfır!