Allah Teala’nın mesajları, yeryüzünde tevhid/adalet/hak temelinde bir düzenin kurulması içindir. (Hadid/25, Şûra/13, 15, 17) Bu, kısaca zulme itirazla adalete/tevhide çağrıdır. Tüm peygamberler bunun için görevlidirler. (Nahl/36): “Kulluk/itaat ancak ve sadece Rahman’a yapılacak, tağutlara yapılmayacak.” Halik’e kulluk olsun, mahlukata olmasın... Cihad da, adaletin egemenliği çalışmasıdır.

Batılla, zulümlerle mücadele her türlü araçla yapılacaktır. Kaçış yok... Çünkü kaçış, bizi zalimlerin safına götürebilir.

“Hayra/İslam’a çağıran, iyilikleri emreden, kötülükleri men eden bir topluluk emrediliyor.” (Âl-i İmran/103) “Hakkın tavsiyesi, kurtuluş nedenlerinden (Asr) Hiçbir Müslüman’ın; “bana ne, beni ilgilendirmez” mazeretine sığınması geçerli olmuyor. Çünkü zulümden sadece zalimler değil, gücü yettiği halde önlemeye çalışmayanlar da sorumludur. Bir şekilde gücü nisbetinde bu hak-batıl, adalet-zulüm mücadelesinde konumlanmalıdır. Kimimiz sadece buğzla yetiniyorken, kimilerimiz de fiilen mücadele içinde olacak, kimileri de buna öncülük edecek... Bu ise örgütlenmeyi (vakıf, dernek, parti vb...) zorunlu kılıyor.

Dünyadaki hak-batıl (egemenlik) kavgası, Hak yolda: “Rabbimiz ancak Allah’tır, “İşittik, itaat ettik” sözlerinde duranlarla, yeryüzünde “işittik, isyan ettik” diyen tağutlar/Siyonistlerle/zalimler arasındaki mücadele kıyamete kadar sürüp gidecektir.

Allah Teala, zalimlerin safında olmayı bir tarafa bırakalım, zalimlere meyilli olmayı bile yasaklıyor. (Hud/113) Ve salihlerle, sadıklarla birlikte olmamızı emrediyor. (Fatiha, Nisa/69, Tevbe/112) Liderlerimizi de “rabb” edinmemizi yasaklıyor, şirk sayıyor. (Tevbe/31)

“İlmin en üstünü/değerlisi tevhid, marifettir.” Allah Teâlâ’yı doğru bilmek, tanımaktır. Kendisinin (C.C.) ve Resulü’nün (S.A.V.) tanıttığı şekilde tanımaktır. (Sahih iman)

Allah Teâlâ’nın dışındaki rabb taslakları reddedilirse, o zaman tevhid gerçekleşir. Yalnızca Allah Teâlâ’yı rabb tanımaya “tevhid-i rububiyet” deniliyor.

Belki de Allah Teâlâ’nın en az, eksik veya yanlış bilinen/tanınan sıfatı, rububiyet/ rabblık sıfatıdır. Ne yazık ki, tevhidin bu yönü insanlardan gizlenmeye çalışılmış ve başarılı da olunmuştur. İnsanlar kâinatı/evreni Allah Teâlâ’nın yaratıp düzenlediğine, rızkı verdiğine inandıkları halde, O’nun (C.C.) egemenliğini/dünya işlerini düzenleyen yasalarını, ilkelerini, rabb’lık sıfatını kabul etmedikleri için “müşrik” sayılmışlardır. Bir anlamda deistlerden, ateistlerden daha ileri inançlarına rağmen, “müşrik”lerdi. Ve Allah Teâlâ’nın nezdinde, en büyük ve affedilmez günah, zulüm/şirktir. (Lokman/13, Nisa/48, 116)

Rabb; yöneten, düzenleyen, düzelten, melik, otorite sahibi, sözü geçen/efendi anlamlarında.

Tanımı: Bütün varlıkları yaratan, yetiştiren, terbiye eden, ihtiyaçlarını gideren, rızık veren, gözeten, her şeye (insanlara, yerlere, göklere, gezegenlere, hayvanlara, bitkilere, toprağa, suya, her şeye...) nizamını veren/düzenleyen, en güzel surette düzenleyen, ıslah eden...

Allah Teala’nın isim/sıfatlarından birisi de rabb’dır. Allah Teâlâ’yı Kur’an-ı Kerim’den ve Resulullah’tan (S.A.V.) tanımamız, bilmemiz ihtiyaç ve zorundayız. Kur’an’da “Allah” zat isminden sonra en çok geçen ismi, rabb kelimesidir. (969 kez) Rububiyet sıfatını bilmeye, anlamaya çalışıyoruz.

Rabbin (243 defa), Rabbiniz (118 defa), Rabbimiz (111 defa) Kur’an’da zikredilir.

Allah Teala, ezelde/bezmi elestte/ruhlar âleminde bizimle yaptığı/yaptırdığı kulluk sözleşmemizde, öteki güzel isimleriyle değil de “rabb” ismiyle sözleşmişiz. (Araf/172) O’nun (C.C.) her sözü, işi, hükmü elbette hikmet doludur. Amaçsız, anlamsız, gereksiz değildir. Çünkü O (C.C.) “Hakîm”dir de...

Kur’an-ı Kerim’deki ilk sûrenin (Fatiha) ilk ayetinde “âlemlerin Rabbi” olarak Kendisini tanıtmaktadır. Fatiha’da, Allah Teâlâ’nın beş sıfatı zikredilir. Uluhiyet, Rububiyet, Rahmaniyyet, Rahimiyyet, Malikiyyet. İnsanlık tarihindeki hak-batıl mücadeleleri “rububiyet” yetkisiyle ilgili...

Âlemlerin (Fatiha) ulu arşın (Tevbe/129) göklerin, yerin ve ikisi arasındakilerin (Meryem/65) her şeyin (En’am /164), insanların (Nas) Rabbi

Kur’an, âlemlerin Rabbinden (Fatiha) kulluk için yarattığı insanlara mesajıdır. (Zariyat/56) (Nas) Son sûrede de ilk sıfat, yine rabb’dır

Allah Teala; kullarını hukuk, ahlak ve musibetlerle terbiye ediyor... (Rabb ism-i şerifiyle)

“Göklerin ve yerin Rabbi, Arşın da. (Zuhruf/82) “O, gökte de, yerde de ilahtır... O, tek hüküm ve hikmet sahibi, her şeyi hakkıyla bilendir.” (Zuhruf/84)

Dualarımızı da, daha çok rabb ismiyle yapıyoruz. Kabirdeki ilk sorgulamada “Rabbin kimdir?” sorusu var. (S.A.V).