Bismillahirrahmanirrahim
Yaratan, yaşatan, yöneten, iki cihan saadetinin tek
çaresi İslam ı bir hayat nizam olarak gönderen âlemlerin Rabbi Allah (c.c) a
hamd, Peygamberimiz, muallimimiz, liderimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) ya,
âline ve ashabına salât ve selam ederiz.
Mümin İslam ın amentüsüne inanan kimsedir. İslam ın
amentüsü altı şeydir. Bunlar: 1- Allah ın varlığına, birliğine inanmak, 2-
Meleklere inanmak, 3- Kitaplara inanmak, 4- Peygamberlere inanmak, 5- Ahiret
gününe inanmak, 6- Kaza ve kadere, hayrın ve şerrin Allah tan olduğuna,
öldükten sonra dirilip mahşer yerinde toplanmanın hak olduğuna inanmak
esaslarıdır.
Mümin Allah tan başka yaratan, yaşatan, yöneten, din,
hüküm ve karar sahibi başka bir ilah bulunmadığına, Hz. Muhammed Mustafa(s.a.v) nın Allah ın kulu
ve peygamberi olduğuna şahadet eden kimsedir.
Mümin; Kur an ın emirlerine, Peygamberin sünnetine uyan,
İslam ın tek hak din ve hayat nizamı olduğuna hakikaten inanan ve Kur an ın
adil düzeninin hâkim kılınması için canıyla malıyla cihad eden kimsedir.
Rabbimiz Peygamberimize hitaben şöyle buyuruyor: Araf
suresi 2: (Bu), kendisiyle insanları uyarman, inananlara öğüt vermen için sana
indirilen bir kitaptır. Sakın bundan dolayı yüreğinde bir sıkıntı olmasın. Bu
kitabı Peygamberimize Allah indirmiştir. Kitabın gönderiliş hikmeti, insanları
uyarmak, inananlara öğüt vermektir. İnsanların temel görevi, bu kitabın
uyarılarını dikkate almaktır. Kur an insanlara uymaz. İnsanlar gönüllerini,
mantıklarını ve davranışlarını Kur an a göre şekillendirmek zorundadırlar.
Rabbimiz bu konuda biz insanlara ve inananlara emrediyor. Araf suresi 3:
Rabbinizden size indirilene (Kur an a) uyun. O nu bırakıp da başka dostların
peşlerinden gitmeyin. Ne kadar da az düşünüyorsunuz. İnsanı yaratan, yediren,
yöneten Allah ı ve gösterdiği hayat nizamı İslam ı bırakıp da, Allah ın
yarattığı insanın mücerret akılla ürettiği batıl din ve düzenlere uyanlar
düşüncesiz ve idraksiz kimselerdir. Rabbimiz, insanları İslam dan uzaklaştırmak
için düzen kuran firavunlaşmış kimselerin dost edinilmesini, birliklerine dâhil
olunmasını ve yönetimlerine rıza gösterilmesini yasaklıyor, İslam a uymamızı ve
hükümlerini hâkim kılmamızı emrediyor. Allah, İslam ı bırakıp batılı esas alan
isyankâr toplulukları tarih boyunca cezalandırmıştır. Rabbimiz buyuruyor: Araf
suresi 4-5: Nice memleketler var ki biz onları helak ettik. Azabımız onlara
geceleyin yahut gündüz istirahat ederlerken geldi. Azabımız onlara geldiğinde
çağırışları, Biz gerçekten zalim kişilermişiz demelerinden başka bir şey
olmadı. İslam ı bırakıp, batıl düzenlere rıza gösteren düşüncesiz toplumların
sonu helak olmaktır. ABD, AB, Irkçı
Emperyalizm ve bunların işbirlikçileri, kanunlar yapıp insanları yö¬netiyorlar.
Bu kanunlarla İslam ı yasaklıyor, İslam dışı bir anlayışı hâkim kılmaya
çalışıyorlar. Çok ilahlılığı dayatıyorlar. Zina, içki, kumar, faiz ve haksız
vergiler ve benzeri şeylerle toplumu ifsat ediyorlar. Bunların dayattığı bu
sapık şeyler yüzünden toplumda sosyal hastalıklar pat¬lak veriyor. Bu anlayış
ve dayatmalar toplumların saadet bulmasına değil; helak olmasına sebep oluyor.
Müslüman fert ve toplumlar batılıların ürettiği hiçbir
mefhumu, medeniyet anlayışını, düzeni benimseyemez ve bunlara meyledemez. Bu
anlayışın temsilcileri kim olursa olsun bunlarla birlikte olamaz.
Allah ın bir imtihan hikmeti olarak verdiği iktidar ve
imkân gücüne bakarak, derdi İslam olmayan, İslam Birliği ve Adil Düzen için
çalışmayan Muhafazakâr demokrat, sosyal demokrat, milliyetçi demokrat ve
benzeri kalabalıklarla birlikte hareket etmenin bedelinin ağır olacağı unutulmamalıdır.
Rabbimiz buyuruyor: Araf suresi 6-9: Elbette kendilerine peygamber gönderilen
kimseleri de, gönderilen peygamberleri de mutlaka sorguya çekeceğiz! Ve onlara
(olup bitenleri) tam bir bilgi ile mutlaka anlatacağız. Biz, onlardan uzak
değiliz. O gün tartı haktır. Kimin (sevap) tartıları ağır gelirse, işte onlar
kurtuluşa erenlerdir. Kimin de tartıları hafif gelirse, işte onlar,
ayetlerimize karşı haksızlık ettiklerinden dolayı kendilerini ziyana
sokanlardır. Allah ın razı olduğu İslam ı maslahatları için sakıncalı görüp,
Batılıların ve Siyonizm in rızasında istikbal arayanların Allahtan başka galip
yoktur. Gerçeğiyle yüzleşecekleri gün onlar için çok feci bir gün
olacaktır. O gün Allah (c.c.), her şeyi
bilmesine rağmen kâfir ve dostlarını azarlayarak Biz size peygamber
göndermedik mi diyerek sorguya çekecektir. Peygamberlerine de bunlara hakkı
tebliğ ettiniz mi diye soracaktır. Peygamber efen¬dimiz veda hutbesinde yüz
binlerce ashabına konuşma yaptıktan sonra, tebliğimi yaptım mı diye sormuş,
Ashap evet deyince efendimiz üç defa şahit ol yarab, şahit ol yarab, şahit
ol yarab demiştir.
İnkârcılar ve işbirlikçileri de iyilik yapabilirler.
Hastane, yol, bina, aşhane, yurt, yetim evi, okul gibi sosyal tesisler
yapabilirler. Ancak para kazandıran aklı, eli, kalb ve kanı veren Allah ı
unutur ve ahkâmını yürütmez veya inkâr ederse amelleri boşa gider ve eli boş
olarak Rabbinin huzuruna varırlar.
YERLEŞTİREN VE RIZIK
VEREN ALLAH TIR
İnsanı yaratan, yeryüzünde iskân eden ve maişetini veren
Allah tır. Rabbimiz buyuruyor: Araf suresi 10-11: Doğrusu biz sizi yeryüzüne
yerleştirdik ve orada size geçim vasıtaları verdik. Ne kadar da az
şükrediyorsunuz. Yemin olsun ki sizi biz yarattık. Sonra size şekil verdik
Ayağımızdaki gönü yaratan Allah, sırtımızdaki yünü yaratan Allah, damarımızdaki
kanı yaratan Allah, yaşadığımız vatanı yaratan Allah. Bize ne oluyor da O nu
tanımamakta ısrar ediyoruz. Biz geri zekâlı deği¬liz. Deliler sorumlu değiller.
Ancak akıllı olduğu halde, aklını Allah ve Resulünün emri olan İslam için
kullanmayıp, batıl davalara hizmet için kullanırsa böylesinin durumu deliden de
kö¬tüdür.
Allah adil olmayı emretmiştir. Araf suresi 29: De ki:
Rabbim adaleti emretti. Her secde ettiğinizde yüzlerinizi O na çevirin ve dini
yalnız Allah a has kılarak O na yalvarın. İlkin sizi yarattığı gibi (yine O na)
döneceksiniz.
Adil olmanın ölçüsü Kur an dır. İnkârcı Yahudiler, İslam
düşmanın Hıristiyanlar, Müşrikler, hırsızlar, köşe dönenler, fahişeler yani
kö¬tülüklerle meşgul olan herkes yaptığı işi kendi akıl terazisinde tartarak
yapıyor ve adil olduklarını söylüyorlar. Bunlar kuru bir kuruntu içindedirler.
Adil olmak, Allah ın indirdiği ölçülere ria¬yet edilmekle olur. Demokrasi,
modernlik, çağdaşlık, liberalizm, materyalizm, eşitlik ve benzeri kavramlarla
dayatılan bütün düzenler aldatmacadan başka bir şey değildir. Bunların
hiçbirisi hem nicelik ve hem de nitelik olarak İslam ın yerini tutmaz. Çünkü
İslam saadettir, bunlar ise zulüm ve felakettir.
İslam dan daha mükemmel bir düzen yoktur. Üstün olan da
İslam dır. Bir hadisi şerifte peygamberimiz buyuruyor: İslam üstündür, hiçbir şey ona üstün
gelemez
Önemli olan demokratikleşme değil, Müslümanlaşmaktır.
Rabbimiz buyuruyor: Bakara suresi 145: Yemin olsun ki ( Resulüm ) sen kitap
ehline her türlü ayeti (mucizeyi) getirsen yine de onlar senin kıblene
dönmezler. Sen de onların kıblesine dönecek değilsin. Onlar da birbirlerinin
kıblesine dönmezler. Sana gelen ilimden sonra eğer onların arzu (kanun) larına
uyacak olursan, işte o zaman sen hakkı çiğneyen zalimlerden olursun. Yani
eksik teraziyle en doğru insan bir şeyler tartsa zulmetmiş olur. Kişinin şahsi
dürüstlüğü, terazinin yanlışlığını düzeltmez. Eğer insanların koyduğu kanunları
peygamber bile tatbik etse yanlış netice verir. Biz Müslümanlaşırsak bütün
saadetlere nail oluruz.
MİLLİ GÖRÜŞ MÜSLÜMANLAŞMAKTIR
İman edenler ve ben Müslümanlardanım diyenler İslam dan
başka bir yerde karar kılamazlar. Allah a inanan bir kimsenin Biz İslam ı
getirmek istesek bile buna gücümüz yetmez, ABD çok güçlü, onu yenemeyiz, bu
işler birden olmaz, sabırlı olmamız gerekir demesi mümkün değildir. Bir
Müslüman böyle laflar etmez. Allah a kulluğun şuurunda olan bir insan, Nemrutun
bütün heybet ve iktidarına rağmen, ateşe atılma pahasına İbrahim (a.s) gibi
davası için cihad etmekten geri durmaz. Bilir ki eceli tayin eden Allah tır. Bugünün İbrahimleri, Musaları Milli Görüş
şuurunda olanlardır. Onlar kınayanın kınamasına aldırmadan davaları için cihad
etmeyi en karlı bir ticaret olarak görenlerdir. Milli Görüş İslamsız saadet
olmaz gerçeğini görebilmektir. Allah ve Resulünün yolunda yürüyebilmektir.
Milli görüş Kur an a sıkı sıkıya bağlanmaktır. Rabbimiz buyuruyor: Araf suresi
170: Kitaba sımsıkı sarılan ve namazı dosdoğru kılanlara gelince, şüphesiz biz
ıslah edenlerin ecrini zayi etmeyiz. Milli Görüş hakkı üstün tutan ve adil bir
düzen kurmak için ittifak etmiş bir ümmettir. Araf suresi 181: Yarattıklarımızdan, daima hakka ileten ve
adaleti hak ile yerine getiren bir ümmet vardır. Milli Görüş Müslümanlaşmaktır vesselam.