Kırklı yaşlara ulaştığınızda, hayatınızda bazı değişimlerin ortaya çıktığını görürsünüz. Bu değimi sadece siz değil çevrenizdeki insanlar da hissederler. Yaşın ilerlemesi ile birlikte bilgelik artmıştır. Ölüm ise her an biraz daha yaklaşmaktadır. Bilgi, birikim, tecrübe, ruh inceliği gelişmiştir ve artık alıcı değil verici olmaya başlamışsınızdır. Bu yönüyle kırklı yaşlar yaşamın en verimli çağıdır.
Gençlik yıllarında sahip olduğunuz imkanların farkına dahi varamazken orta yaşlarda her şeyin kendi içinde bir değerinin ve anlamının olduğunu fark edersiniz. Yaşın getirdiği değişim hayatınızın tüm safhalarında kendini hissettirir. Orta yaş hayatınızın seyrini değiştirir. Davranışlarınıza ihtiyatı getirir ve anlayışlı bir mizaç kazandırır. Bu dönem aynı zamanda, başarısızlığa tahammül, red edilmeyi kabullenme ve egonun sizi nereye sürüklediğini gördüğünüz bir dönemdir.
Hayat, yaşanmışlıkların bir ürünüdür. Orta yaşlarda bu düzeneği daha iyi kavrıyor ve yaşamı yeniden sorgulamaya başlıyorsunuz. Hayatınız gözünüzün önünden akıp gidiyor. Çocukluğunuza dönüyorsunuz, yaşadığınız her şeyi yeniden yaşıyor ve özlemlerinizle yeniden buluşuyorsunuz... Kısa süreliğine çocukluğunuza ve oradan gençliğinize taşınıyorsunuz. yaşınız ilerledikçe çocukluğa olan özleminiz artıyor.
Geçmişe olan özlemleriniz artsa da, ne bir adım geri ne bir adım ileri yürümek istemektesiniz. Çünkü hayatın doğal akışı böyledir ve böyle devam etmelidir.
Kırklı yaşlarda, keşkeleriniz daha da artıyor. Arkanızda tamamlanmamış bir şeylerin olduğunu görüyor ve neden diye soruyorsunuz. Çünkü ertelemek hayatınızın yükünü daha da arttırıyor.
Kırklı yaşlar hayatla bağınızın dengede durduğu bir süreçtir. Bu dönem hayatın tanımını hakikate uygun tasavvur ederek varlık nedeninize uygun yaşamanın her şeyin önünde olduğunu daha açık görürsünüz. Yaşanmışlıkların size kazandırdıklarına bakarak, çokça şükretmemek için, hiçbir gerekçenizin olmadığını anlarsınız.
Yüreğinize saklanan acıdan tutun da çaresizliğinizi derinden hissettiğiniz üzüntülerinize kadar her şeyin bir anlamı olduğunu kavradığınızda ise hayata bir başka gözlükle bakarsınız. Affetme kapasiteniz sonuna kadar açıktır, affeder ve insanlara şefkat nazarı ile bakarsınız. Yirmili yaşlarda biriktirdiğiniz öfke artık yoktur, durgun bir deniz gibi ilerlersiniz. Kırkıncı yaşınızda, insani yanınız alabildiğince gelişmiştir. Bu sizin kendinizle ve çevrenizle ilişkilerinize de yansımaktadır.