12 Eylül darbesi bir Cuma günü gerçekleşir.
Öbür Cuma namazına vaaz vermek için merkez camiye
gittiğimde okumuş-yazmış cemaatin birçoğunun olmadığını, hepsinin sorgusuz
sualsiz hapse tıkıldığını öğrendim.
Pazartesi günü müftü efendiye gittim ve Yüzbaşıyla
görüşmesini, camiye gelemeyen mahkumların ayağına gidip vaaz vermek istediğimi
söylemesini istedim.
Müftü efendi, Yüzbaşının sert biri olduğunu, Kaymakamı
bile azarladığını, bu teklifi götüremeyeceğini söyledi.
Öğleden sonra kendim gittim.
Sekreterine söyledim, içeri girdi çıktı ve buyurun
dedi.
Kapıdan girdim, ayakta ve pencereden dışarıya bakıyordu.
Bana doğru dönü, Selamün aleyküm dedim, başıyla selamı
alır gibi yaptı.
Adım Mahmut Toptaş, şehrin vaiziyim dedim.
Uzunca yüzüme baktıktan sonra Vaiz ne iş yapar diye
sordu.
Efendim, vaiz olarak ben bugüne kadar gelmiş geçmiş
bütün peygamberlerin, şairlerin, filozofların, hikmet sahibi adamların
sözlerini toplar, konuşacağım yere göre inci gibi dizer, insanlara anlatır ve
aybaşında devletten maaşımı alırım deyince biraz gülerek nerelerde
konuşursun diye sordu.
Daha çok camilerde deyince anladım sen hocasın dedi.
Ben, hapishanede vaaz vermek için izin istemeye geldiğimi
bildirince derhal izin verildi.
Hapishanedeki olumlu etkileri daha önceki makalelerimden
birinde yazmıştım.
Komünistlerin elebaşısı olarak tutuklanan birini ile
götürdüler. Altı ay sonra serbest bıraktılar.
Bir Perşembe günü kendisini ziyarete gittim, Geçmiş
olsun dedim. Çay içtik uzun bir sohbetten sonra Yarın Cuma namazına bir saat
kala gelirim, birlikte namaza gideriz, ben vaaz veririm, namazdan sonra bir
yerde oturur yemek yer ayrılırız dedim, kabul etti.
Onu aldım, kol kola girdik, esnafın hayret dolu bakışları
arasında ilk defa birlikte camiye gittik.
Namazdan sonra evime biri ziyarete gelip bu yaptığımın
yanlış olduğunu, komünistlere meşruiyet kazandırdığımı söyleyenin kim olduğunu
zannedersiniz
Bu adam, Adalet Partisi ilçe başkanıdır.
Komünistler, solcular namaz kılarlarsa, cami ve Kur an
kursu derneklerinde görev alırlarsa halka söyleyecek hiç bir şeyleri
kalmayacağından onların dinden uzak durmalarından nemalanıyorlardı.
Tabi birçok solcumuz da onların istediği kıvamda hareket
ediyorlardı.
Hocam, o günler eskide kaldı demeyin.
Halk partisinin ileri gelenlerinin camide, cumada,
cenazede namaz kılmaları, iftar sofralarında ezana göre iftar açmaları
birilerini rahatsız etmeye devam ediyor.
Ama bizi kandırıyorlaaaar denebilir.
Varsın bizi kandıran Allah diyerek kandırsın.
Nasıl olsa kandırılmada otomatiğe bağlanmışız, bari
kandıranlar Allah diyerek kandırsınlar.